Kadirov Batılı liderlere mevkidaş olur mu?

Çeçenler tarihleri boyunca birkaç büyük yıkıcı sürgün yaşadı. İlk önce Rusya imparatorluğu, ardından Sovyetler Birliği zamanında. Son sürülmede, Şubat 1944’de Nazilere karşı askeri yardım niteliğinde Sovyet ordusuna gönderilen yeni Amerikan Studebaker arabalarını kullanan yüz binlerce NKVD ordusu o zamanki Çeçen-İnguş özerk bölgesinin tüm halkını sürgün etti ve tüm SSCB’de Çeçenler avlandı. Bu korkunç sürgünde Çeçen milletinin yaklaşık yüzde 40’ı öldü, bu dünyadaki Yahudilerin toplam sayısının Holocaust’ta ölen Yahudilere oranı kadar.

Batılı ülkeler, ABD, Bosna’daki (eski Yugoslavya) savaşı durdular (gerçi ölümcül bir gecikme ile). Onlar Darfur’daki jenosidi durdurmaya çalışıyor, gerçi Darfur’da öldürülenlerin sayısı, Çeçenya’da her iki savaşta (1994-1996 ve 1999’dan bugüne kadar) öldürülenlerin sayısından fazla değil: 250 bin ve 300 bin arasında. Batı, Ortadoğu’daki savaştan da endişeli (böyle bir rahatsızlık Arapların İsrail’e karşı saldırı durumlarında böyle bir endişe yoktu), halbuki orada bugünkü Çeçenya’daki terör ve Stalin dönemi ile kıyaslanacak ölçüde hiçbir şey yok. Ama, Rusya’nın Çeçenya saldırısının sona ermesi için hiçbir şey yapılmadı ve hiç kimse barış anlaşması imzalandıktan sonra, birinci savaş sonrasında yeniden inşa döneminde yardıma çalışmadı. Bu barışçıl mühlet oldukça kısa oldu (Ağustos 1996-Ağustos 1999).

Düşünülemez zulme sahip canavar Ramzan Kadirov, Rusya kukla devlet başkanı niteliğinde Çeçenya’da yönetimi alınca tüm dünya rahatladı: Çeçenya artık Rusya ile savaşmıyor, Kadirov iki savaşla harabeye dönen ülkenin yeniden inşasında hızlı ilerleme kaydediyor, Çeçenya hemen hemen aydınlık bir ülke olacak! Çeçenya’nın ‘Çeçen kökenli’ kendi ‘devlet başkanı’, kendi ordusu var, yani Çeçenya Çeçenlerin de istediği gibi Rusya’dan de fakto bağımsız.

Ama dünya, ‘Çeçen meselesindeki diğer senaryoyu ve diğer statükoyu görmüyor, büyük ihtimalle görmek istemiyor. Rusya KGB’si (şimdi FSB adıyla), 200 bin askerli rejim ikinci savaşın başında, tüm ağır silahları (nükleer dışında), düzenli bir ordu bile sayılmayan 18-20 bin Çeçen milise karşı kullanarak onları dağıttı ve Çeçenya’yı koloniye çevirdi, klasik anlamda, ele geçirilen bölge oldu. Avrupa ülkeleri Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki kolonilerinden ayrılıp, birkaç yüz yıl önce kolonileri serbest bırakma sürecine başladığı, 20. yüzyılda tamamlamak üzere iken, Rusya 21. yüzyıl başında koloni fethetmeye karar verdi. Bu konuda o, uluslararası terörizm ile başlayan duyguyu kullandı, birbirinden saçma efsaneler yayarak Çeçenlere yalan attı.

Buna ilginç bir örnek, oldukça tanınmış web sitesi, Norbert Strade tarafından yürütülen Chechnya Shortlist’te 21 Eylül 2009’de 4214 numara ile yayınlanan efsane. Site özet bir site, yani Çeçenya, Çeçenler, Kafkasya hakkında İngiliz basınında yer alan popüler bilgilerin kısa seçmeleri. İfade edilen numarada ‘Çeçen Ordusu’ başlığıyla bir bölüm var, burada Associated Press’den bir makale (Rahim Fayez ve Heydi Fogt Kabul’den yazmışlar) kaynak gösteriliyor. İşte onlar şöyle yazıyor: “Afganistan Savunma Bakanı Abdulrahim Vardak Cumartesi günü, yabancı asker takviyesi istedi ve binlerce yabancı direnişçinin Afganistan’a Taliban hareketine katılmak için sızdığını açıkladı.” Vardak’a dayanarak makale yazarları Taliban’ın bu ‘yabancı lejyonda’ yaklaşık 4 bin direnişçinin savaştığını,’çoğunluğunun Çeçenya, Kuzey Afrika ve Pakistan’dan olduğunu iddia ediyor.  

Bu nedir? Birincisi, ilk akla gelen sadece saçmalık. Ama saygın bir site bu saçmalığı neden yayınlıyor? AP’nin adı geçen gazetecilerinden söz etmiyorum: Bu ajansta gazetecilerin çoğu oldukça sık olarak her türlü sansasyonel saçmalığı yayınlıyor. Bununla birlikte gelin Çeçenya (veya Çeçenya Cumhuriyeti) adı altındaki Rusya koloni yapısına derinden göz atalım. O zaman başka bir düşünce ortaya çıkıyor. Kabaca ifade edilecek olursa, Çeçenya halkını üç kategoriye ayırmak mümkün; Kadirov ordusu (veya ‘ekip’ Kadirov’un kendisi böyle adlandırıyor), çoğunluğu eğitimsiz, ailelerini her yerde sıkıntı çekmeden yaşatabilecek kadar para alan, yaklaşık 4-5 bin çok iyi eğitimli, silahlı, çok cesur delikanlılar. Hatta akraba ve arkadaşlarını bile geçindirebilirler. Onlar, her türlü haktan mahrum; genel olarak işi olmayan, korkutulan, savaş sonucunda karşılaştıkları ağır stres ve hastalıktan yavaş yavaş ölen, Çeçenya’nın diğer halkın ( 2. kategori) yoksulluğu arasında kendi ‘elitlerini’ oluşturuyor. Çeçenya’da ortalama erkek ömrü 45-50. Çocukların birçoğu, sağlık yardımlarının yetersizliği ve genç annelerin savaş sonrası stres ve hastalıklarına bağlı olarak doğumdan sonra ölüyor.

Peki Çeçenya’da hasta, sakat (tekerlekli sandalye elbette yetersiz), kusurları ile doğan ne kadar çocuk var? Nüfusun önemli bir kısmını savaşla kaplanan ülke ve terör sonrası bir yere gidememiş yardıma muhtaç yaşlılar. ‘Savaş sonrası’ ifadesini kullandım, çünkü Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dmitri Medvedev birkaç ay önce ‘Çeçenya’da antiterör operasyonuna’ son verildiğini ilan etti; Rusya’nın Çeçen halkına karşı bindirdiği savaş bu adla anılıyor. Hitler de kendi savaşına kod bir adı vermişti: Barbarossa Operasyonu. Çeçenya’da kalanların yüzde 95’i bu şekilde yaşıyor (tüm ülkede nüfus yaklaşık 500 bin).

Son olarak 3. kategori: Kadirov terörüne karşı halen umutsuzca direnmeye çalışan ve Çeçen gelenekleri ile milli ve dini (Sufi-İslam’ın en ılımlı bölümü)  değerlere uygun olarak demokratik İçkerya bağımsızlığı için mücadele eden birkaç yüz ‘ direnişçi’.

Bunları, yani Çeçen toplumunun üç kanadı göz önünde bulundurulduğunda, Afganistan’daki ‘yabancı lejyon’ yapısında sadece Kadirov ‘ekibindekiler’ yer alabilir. Ama bu Kadirov’un inisiyatifi midir şüpheli. Bu büyük ihtimalle, her şeyi Amerika’ya zarar vermek için yapan Kadirov ve Putin’in ortak ‘fikri’. Bu konuda, dünyanın Çeçenya ve Rusya gerçeklerini tam bilmiyor olmasına bağlı olarak Rusları değil de Çeçenleri gelişigüzel suçluyor olması Kremlin için çok uygun. Gerçi Norbert Strade, bugüne kadar Afganistan’da veya Filistin’de tek bir Çeçenin tespit edilemediğini de belirtiyor. Ancak gerçek bir savaş durumunda askerin milliyeti nasıl tanınır?! Onlar savaş alanına pasaportları ile mi gidiyorlar? AP gazetecilerinin bu soruyu Afganlı muhataplarına sormamış olması acayip.

Ramzan Kadirov -eski Rusya devlet başkanı Putin’in yakın arkadaşı ve meslektaşı- her geçen gün sadece Çeçenya’da değil tüm Kuzey Kafkasya’da daha fazla güç kazanıyor ve daha kararlı şekilde Rusya Federasyonuna nüfuz ediyor. ‘İstenmeyenlerin’ alçak öldürülme olayları sadece Çeçenya’da değil, Rusya’da da gerçekleşiyor, hatta artık onun sınırları dışına da çıktı: Avrupa’da ve ABD’de (Rusya uzmanı Paul Coyle kendisine Mart 2007’de düzenlenen suikasttan- büyük ihtimalle Rusya ajanlarının emri üzerine, Litvinenko cinayeti konusunda İngiliz adaletinin tavrını desteklediği televizyon programının ardından- mucize eseri hayatta kaldı.

Hayatta kalan insan hakları savunucuları ve gazetecilerin birçoğu hayatlarını riske atarak, umutsuzca ‘Kadirov ordusunun’ birçok büyük cinayete müdahil olduğunu gösteren gerçekleri yayınlamaya çalışıyor. Anna Politkovskaya ve Natalya Estemirova bunu hayatları ile ödedi. Kadirov’un koruması olarak çalışan, Ramzan’ın işkence ve cinayetlere  katıldığını gören Umar İsrailov Viyana’ya gitti, politik sığınma aldı, Kadirov’u Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne verdi. O barışçıl Viyana’da Ocak 2009’da vuruldu.

Şu ana kadar ‘Kadirov Rusya’sı’ hakkında birkaç makale yayınlandı. Ve bu gelecekle ilgili olası bir tahmin değil, neredeyse gerçek! 12 Kasımda Devlet Başkanı Medvedev, Kadirov’a polis tuğgenerali unvanı verdi. Ve işte son açıklama: AzNews açıklıyor, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev 6 Kasımda Çeçen mevkidaşı Ramzan Kadirov ile Baku’deki rezidansında görüştü.

Ayrıca, Kadirov aynı zamanda Rusya Federasyonu ekonomi alanında da, hisse sahibi olduğu Sibneft’ten -Sibirya Petrol- (Sibirya nerde, Çeçenya nerde!) ortağı olduğu Moskova’daki ‘Moskova’ oteline kadar her geçen gün daha fazla güç elde ediyor. Ve bunlar Çeçenya petrolünden edinilen büyük kazanca ve ‘Çeçenya’nın yeniden inşası’ için yapılan Rusya yatırımına ek şeyler. Belki o zenginlikte Putin’e yetişmiştir bile. Zira o, en zengin Rus oligarklardan sayılan Abramoviç değil, sadece Putin hazinelerinin koruyucusu.

Ve şu anda Kadirov öylesine küstahlaştı ki, en büyük ve dünyaca tanınan Rusya insan hakları örgütü Memorial ve müdürü Oleg Orlov’u mahkemeye verdi. Bu dava, tüm dünyada saygınlık kazanmış, bu sene Saharov ödülünü alan örgütün tarihindeki ilk davası. Mahkeme ilk celsede zaferi Kadirov’a verdi.

Kadirov terörü ve onun Çeçenya sınırları dışında engelsiz şekilde büyüyen etkisi hakkında söylenilen tüm şeylerden sonra makul bir soru ortaya çıkıyor: Batı ve Avrupa liderleri bundan sonra da Rusya ile ilişkilerini, Rusya-Çeçen ‘ilişkilerini’ kesinlikle görmezden gelerek mi devam ettirecekler. Eğer cevap evet ise, onlar yakında Kadirov ile kendi meslektaşları olarak görüşme ‘mutluluğuna’ erecekler, çünkü Kadirov’un RF’nin yeni devlet başkanı olması ihtimali o kadar da fantastik değil. Ve o zaman tüm Rusya bugünkü Çeçenya benzeri olacak. Bunun nasıl olacağını önceden bilemem ama daha kötü olacağını düşünüyorum.

Not: 13 Kasımda bu makale bittiğinde, korkunç bir haber geldi: RF devlet başkanının resmi olarak, antiterör operasyonunun bittiğini ilan ettiği ‘barışçıl’ Çeçenya’da direnişçilerin üssüne roket (!) saldırısı yapıldı ve sonucunda yaklaşık 20 kişi -gençler- parçalandı, o kadar ki teşhisleri yapılamadı. Kadirov gururla bunu rapor etti, özelikle de –ırkdaşlarının parçalara ayrılmasını- tüm Rusya haber kanallarına rapor etti. Sonuç, ‘antiterör operasyonu’ bitti! Savaş devam ediyor! ÖZ/FT

 

Boston’da yaşayan Viktoriya Pupko’nun “Çeçen ordusu’ ya da Rusya’nın sonraki devlet başkanı?” başlığı ile Chechenpress’te 18 Kasım 2009’da yayımlandığı yazısını Ajans Kafkas Türkçeye aktardı.

Viktoriya Pupko