20 Eylülde Nalçik’te gerçekleştirilen özel operasyon, maalesef son zamanların en gürültülü operasyonu oldu. Aralarında kadınlarında yer aldığı ve yer altı örgüt emirleri olmak üzere sekiz kişi öldürüldü. Büyük olasılıkla öldürülenler arasında gerçekten emirler vardı. Batırbekov, Tutov, Ulbaşev hakkında daha önceden de haberler geliyordu ve haklarında Tişkova dışında arama emri vardı.
Bu isimlerin hepsinin 20 Eylül’de aynı yerde olması şaşırtıcı. Yüksek ihtimal bu toplantı planlı bir toplantıydı ve siloviklerce her şey önceden biliniyordu. O zaman neden bu toplantının gerçekleşmesine kadar beklendi? Neden silovikler bu insanları daha önceden birer birer gözaltına almadı? Ama onları bir evde ablukaya alıp hepsini birden öldürmek daha kolaydı değil mi?
Görüldüğü üzere, silovikler onları sağ olarak ele geçirmeyi istemedi. Silovikler bir müzakere önerisinde bulunmadı. Bu olaylarda şaşırtıcı olan, anne-babaların da bildiğim kadarıyla kendi çocukları ile müzakerede ısrar etmiş olmamaları, görülen o ki, onlar da artık çocuklarını sağ görmeyeceklerini biliyorlardı. Tek bir kadın, Tişkova’nın annesi kızını çıkmaya ikna etmeye çalıştı, ancak kızında cevap gelmedi, büyük ihtimalle o artık hayatta değildi.
Saf görünmekten korkmadan soruyorum, neden özel operasyonu engellemediler? Bu riske neden girildi? Zira sadece polisler değil siviller de ölebilirdi. Komşu evlerden kadın, çocukların tahliye edildiğini biliyoruz.
Görülen o ki, güvenlik kurumlarının kendilerine ait bir mantıkları var ve biz onu anlamıyoruz.
Biz, ne kadar zaman alırsa alsın, onların sağ olarak ele geçirilmelerinde ısrar ediyoruz. Sağ olurlarsa onları sorgulamak, yargılamak mümkün. Onlardan neyin kendilerini yer altı örgüte götürdüğünü duyabilirdik. Gençlerin neden Kabardey-Balkar’da emirler olduğunu anlayabilirdik. Ben bu soruları kendime soruyorum ve cevap bulamıyorum.
Öldürülen kişiler hakkında bilgiler oldukça az ve büyük ihtimalle onları yer altı silahlı örgüte neyin ikna ettiğini hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Ulbaşev’in annesinin aylar önce oğlunun dönmesi için mücadele ettiğini biliyorum. Oğlunun teslim olması için çalıştı, ama bir sonuç elde edemedi.
Yer altı örgüte maddi yetersizlik içinde bulunan ve sıkıntılı bir geçmişe sahip olan insanların gittiği yönünde bir klişe var. Daha önce onları, baskı ve işkencelerin buna mecbur bıraktığı düşünülüyordu. Ancak şimdi farklı bir tablo görüyoruz. Eğitimli, maddi durumu iyi, perspektifi olan gençler gönüllü olarak gidiyor.
Ne toplum, ne devlet gençleri ‘ormana’ gitmeye neyin ittiği sorusuna cevap veremiyor veya cevap vermek istemiyor. Bu konuda hiçbir araştırma yürütülmüyor ve hiçbir gence direnişe niye katıldın sorusu sorulmuyor, bunlar yerine özel operasyonlarda genellikle yok ediliyorlar.
Araştırmalar yürütmek lazım, sosyal portrenin çıkartılması ve yer altı örgütüne gidişin sebeplerinin anlaşılması gerekiyor. Biz defalarca özel bir araştırma şubesi oluşturulmasını önerdik, ancak kimse bizi dinlemiyor.
Yer altına gidişin en görülen sebepleri ekonomik ve sosyal eşitsizlik, işsizlik. Bizde ideolojik bir boşluk oluştu. Gençlerin ahlaki pusulası yok, toplumda olumlu bir şey görmüyorlar. Silahlı cihad ideolojisine enformasyonel karşı duruş için hiçbir şey yapılmıyor. Karşılığında bir şey önerilmiyor, hiç kimse şiddet yolundan döndürmek için bir şey yapmıyor.
Halbuki, internette silahlı direniş propagandasının yer aldığı video-ses kayıtları, olaylar, örnekler bulmak mümkün. Toplumda tartışma yok ve din idaresi etkisiz. Kardeş savaşı oluyor. Sıkça farklı taraflarda çocukluk arkadaşları, kardeşler, akrabaların yer aldığı ile ilgili olaylarla karşılaşıyorum. Bir dizi tedbir gerekiyor. Ama toplum anlayıncaya ve harekete geçinceye kadar hiçbir şey değişmeyecek.
Bu yıl Kabardey-Balkar’da direnişçiler ve polislerden olmak üzere yaklaşık 170 kişi öldürüldü . Ölenlerin çoğunun geride ailesi, eşi, çocukları kaldı. Onların, herkesin ve her şeyin bilindiği bir ülkede, çocukların nasıl bir atmosferde yetişeceğini hayal edin. Siloviklerin yetimleri babalarını direnişçilerin öldürdüğü bilinci ile büyüyecek. Tersi, öldürülen yer altı örgüt üyelerinin çocukları da polise nefretle büyüyecek. Bu da iç savaş için ön koşul.
Şu an ileriki on yılda yaşanacak anlaşmazlıkların oluştuğunu düşünen insan sayısı az.
Valeri Hatıjukov
Kuzey Kafkasya Federal Bölge Sivil Konsey üyesi, Kabardey-Balkar İnsan Hakları Merkezi Başkanı
KVKZWB/ÖZ/EK