Nazran/Ajans Kafkas – Fransız gazetesi Le Monde sakin görünüşüne rağmen İnguşetya’nın barıştan uzak olduğunu, sürekli olarak güvenlik organları ve direnişçiler arasında gizli bir savaşın sürdüğüne dikkat çekti.
Çatışmaların sene başından beri 260 yaşam götürdüğünü yazan gazete “Terörizmle mücadele adı altında maskeli insanlar her şeyi yapma hakkına sahip. Onlar evleri kuşatıyor, okullara nüfuz ediyor, gençleri götürüyor veya oldukları yerde öldürüyor. Onlar kendilerini çok nadir tanıtıyor ve tutuklamaları emir olmadan gerçekleştiriyor. Dokunulmazlık garantileri var. Onlar kanunun üzerinde” ifadelerini kullandı. Gazetenin tespitlerine göre, kaybolan veya öldürülenlerin yakınları Rusya adaletine güvenmiyor. Son umutları ise Strasbourg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi. Ama kaçırılan kurban yakınlarına tazminat ödenmesi yönünde kararlar çıksa da mahkemenin kararlarının gereği yapılmıyor. Kaybolanlar bulanamıyor, suçlularsa Çeçenya’da olduğu gibi hiçbir zaman bulunamıyor. 19. yüzyılda Çar döneminde sömürgeye maruz kalan, Joseph Stalin döneminde 1944’de sürgün edilen İnguşlar bugün komşuları Çeçenlerin yaşadıkları baskılara maruz kalıyor, halbuki onlar hiçbir zaman Rusya’dan ayrılmayı istemedi. Gazete Avrupa mahkemesine başvurmanın da tehlikeli olduğunu not edip, 2004’de Rusya istihbaratçılarınca kaçırılan Adam Medov’un AİHM’e başvuran eşinin kendisine yönelik tehditlerden ötürü Rusya’yı terk etmek zorunda kaldığını hatırlatıp ekliyor: “Maskeli insanlar açığa vermeyi sevmiyor.” Gazetenin diğer tespitleri şöyle: Maskeler ardına doğrudan federal yönetime bağlı ORB-2, MVD birlikleri çalışanları gizleniyor, onların başkanı İçişleri Bakan Yardımcısı Arkadi Yedelev. İnguşetya ve Çeçenya’da onlar, her yerleşim yerinde polis, imam ve muhbirlerce hazırlanan zanlılar listesi veya ihbarlar üzerine tutuklamaları yürütüyor. Nazran’daki Memorial şube çalışanının ifadesine göre “Onlar kimi tutukladıklarını bile bilmiyor.”
Memorial çalışanları da, kanunlara ve insan haklarına riayet için mücadele eden herkes gibi hayatlarını tehlikeye atıyor. Stalin temizlik döneminin NKVD metotlarını kullanan maskeli insanlara karşı durma konusunda şansları az. İşkence altında alınan ifade ve itiraflar çürütülemez delil kabul ediliyor. İnsanlar başından vurulmayı tercih ediyor. Tehdit ve korku birinci derecede rol oynuyor. İnsanlar şahidi oldukları kanunsuzlukları anlatmaktan korkuyor. Memorial çalışanı “Görgü tanığı yok, dava yok” diyor.
Maşr sivil örgütünün Başkanı Magomed Mutsolgov’un ifadesine göre, tüm bölgede ‘tek tip terör’ var. Mutsolgov’un adı, 25 Ekimde öldürülen muhalif Makşarip Auşev’in adının bulunduğu, yok edilecekler listesinde önde. 2007’de Makşarip Auşev oğullarını maskeli insanları pençelerinden kurtardı ve Çeçen köyü Goyti’de bulunan gizli bir hapishaneyi anlattı. Adının açıklanmasını istemeyen Auşev’in yakınlarından birinin sözleri şöyle: “İstihbaratçılar Makşarip’i affetmedi. Onlar onu öldürdü. Bu en tepeden bir mesaj: Susunuz veya size de aynı şekilde davranılacak. Bu bütün bir sistem. Rusya’nın ölüm cezasına ihtiyacı yok, çünkü muhalifler her köşede öldürülüyor.”
Makşarip Auşev’in öldürülmesi İnguşetya Devlet Başkanı Yunusbek Yevkurov’a güvene zarar verdi. Kremlin ile uyum içinde bu GRU generali, ‘yabancı istihbarat’ tarafından desteklenen yer altı örgüt üyelerinin ortadan kaldırılmasını istiyor, halbuki biliyor ki, Rusya istihbarat metotları, güya mücadele ettiklerini ifade ettikleri ekstremizm için en iyi alan. Geçenlerde maske taşımayı, izinsiz tutuklamayı, plakasız aracı yasakladı. Ama onun güçlü siloviklere karşı, istihbarattan apoletli, başbakan Vladimir Putin’e yakın isimlere etki gücü var mı acaba?
Mutsolgov’un ifadesine göre, Yevkurov ‘hiçbir şekilde ne güvenlik organları, ne istihbaratı kontrol edemiyor’. Yeni devlet başkanın gelişiyle birlikte bazı liberalleşme olmasına rağmen, son aylarda insan kaçırma ve cinayetleri daha sık olmaya başladı, sistem değişmedi. ÖZ/FT