Nalçik/Ajans Kafkas – Aralıkta oluşturulan Kabardey-Balkar Sivil Meclisi, 28 Nisan’da Nalçik’te ‘Ekstremizm ve terörizme karşı mücadelede kamu rolünün arttırılması’ konulu bir konferans düzenledi. Sivil toplum liderleri, bilim adamları ve milletvekillerinin katıldığı konferansta, ideolojiye karşı güce dayalı metotlarla mücadelenin mümkün olmadığı, toplumun problemlerin çözümüne daha aktif katılması gerektiği vurgulandı.
Müslüman topluluğun ileri gelenlerinden Nazir Ahmatov, İslam’ın temel prensipleri olarak yüksek mizaç, hoşgörü ve sabrın bu dine karşı tüm dünya devletlerinin kapılarını açtığını belirterek “Rusya’da da artık İslam ve Müslümanların ülkemizde federalizmin kalesi olduğunun bilincine varılması zamanı geldi” dedi. Kabardey-Balkar’da 2005’te Müslüman gençlerin isyanıyla patlak veren olayları ‘bazı güçlerin nüfuz planlarına’ bağlayan Ahmatov “Jeopolitik hedeflerine ulaşmada silah olarak İslam, daha doğrusu cahil Müslümanlar ve bölgedeki sosyal problemler paketi seçildi. Özellikle İslam kullanılarak suni olarak oluşturulmuş anlaşmazlık burada kullanıldı” diye konuştu. Bazı medya organlarını bilinçli olarak İslam’ı itibardan düşürmeye çalışmakla suçlayan Ahmatov “Birçok muhabir dağlarda ve ormanda direnişçilerle görüşmeye önem verdi, ancak İslam’a yönelik asılsız suçlamaları bertaraf edebilecek otoriter din adamlarını görmezden geldi. Kesinlikle şeriatın esaslarına aykırı, ‘Allahu ekber’ çığlıkları eşliğinde zulüm sahneleri gösterdiler. Bu sahneler toplumda İslam’ın itibarını yüceltmedi. Medyanın bu tür politikası büyük zarar getirdi; birçokları İslam’a toplumsal güvenlik tehdidinin kaynağı olarak bakmaya başladı ve hiç kimse İslam ve bazı güçlerin jeopolitik çıkarları arasında zaman geçirmek istemedi” dedi.
Ahmatov, Müslüman topluluğunun önünde aydın ve dünyada yaşanan süreçleri anlayan kişilerin bulunması gerektiğini vurgulayarak “Din adamlarının vatanına sevgi ve yeterli bilgiyle yetiştirilmesi lazım” dedi.
2005 olaylarına karışan gençlerin savunmasını üstlenmiş olan Avukat Larisa Dorogova da, radikal İslamcılarla ve güvenlik güçleri arasında süren çatışmanın nedeninin ‘radikallerle mücadelede yasadışı metotların kullanılmasının yattığını’ belirtip bir dizi adam kaçırma ve kanunsuz uygulamayı örnekleriyle anlattı. “Güvenlik organlarına yapılan saldırılar bu hareketlere karşılık” diyen Dorogova, sadece hukuk çerçevesinde kalınarak sonuç alınabileceğinin altını çizdi.
İnsan hakları savunucusu ve toplum adamı Valeri Hatıjukov da Dorogova’nın görüşüne destek verdi.
Kabardey-Balkar Devlet Üniversitesi’nden Prof. Murat Hokonov ise ülkede yargının etkili olarak işlemediğini belirterek “Dini aşırılıkçılıkla ilgili olarak mahkeme sürecinin sonunu görmüş bir dava yok” dedi.
Kabardey-Balkar İçişleri Bakan Yardımcısı Naurbi Jamborov ve Gençlik İşleri Bakanlığı Dini Örgütler Şube Başkanı Arsen Jamborov da ülkede radikal İslamcılığın doğuş sebepleri üzerinde durdu. Her ikisi de yaşananları ülkedeki sosyo politik değişim, Çeçenya’daki savaş ve 90’lı yılların sonundaki genel istikrarsızlığa bağladı.
Jamborov, 1980’li yılların ikinci yarısında diasporadaki yurttaşlarla kurulan ilişkilerle İslami eğilimin başladığını ve Ortadoğu ülkelerinde dini eğitim alma talebinin arttığını, 90’lı yıllara gelindiğinde radikal İslamcı örgütlerle temasların kurulduğunu, 2000’den itibaren de devlete karşı silahlı duruşa geçildiğini söyledi.
San Diego Üniversitesi’nden siyaset bilimci Prof. Mikhail Alekseyev de, dini fanatizmin yayılmasını kimlik arayışıyla izah etmeye çalıştı. Alekseyev gruplar arasındaki minimal farklılıkların bile kimlik iddiasına sebep olduğunu belirterek “Hatta dörder kişilik gruplar alınsa ve şöyle dense: Siz kırmızı veya yeşilsiniz. Böyle bir ayırma bile kimlik iddiasıdır ve her kimlik iddiası, grup içi dayanışma ve gruplar arası düşmanlığa neden oluyor” dedi.
KU/ÖZ/FT