Hewitt: Batı Gürcistan’ı silahlandırmazsa savaş olmaz

Londra/Ajans Kafkas – Londra Üniversitesi’nde öğretim üyesi tanınmış Kafkas dilleri uzmanı Prof. George Hewitt, Batı’nın Gürcistan’ı silahlandırmaması halinde Kafkasya’da yeniden savaşın çıkmayacağını söyledi.

Güney Osetya’ya yönelik saldırının ikinci yıldönümünde Rosbalt’ın sorularını yanıtlayan Hewitt, Batı’da Abhazya ile Güney Osetya’ya bakışın da farklı olduğunu kaydetti.

 

Geçen iki yılda Batı’da Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığının tanınması meselesine yönelik tutum değişti mi?

 

Fark edilir bir değişiklik görmüyorum. Batı’da Avrupa Birliği’nin Güney Kafkasya özel temsilcisi Peter Semnebi, Britanyalı uzman Tom de Waal ve Amerikalı bilim adamları Lincoln Mitchell ve Aleksander Kuley gibi Transakafkasya’nın tanınmamış cumhuriyetleri ile ‘tanımadan temasa geçme’ye çağıran kişiler var. Ama ben, onların bunu söylerken Güney Osetya’dan çok Abhazya’yı kastettiklerini düşünüyorum. Ama onlar Güney Osetya’yı da kastediyor olsalar da böyle bir politika yardımıyla, Rusya’nın bu bölgelerdeki etkisini belirli bir derecede azaltma dışında ne elde etmek istediklerini tam olarak anlamıyorum.

 Elbette, eğer yeni oluşmuş devletler bu politikadan belirli bir fayda elde edeceklerse onların bunu kullanması, daha sonra bağımsızlık statülerinin tamamıyla tanınması konusunda ısrar etmeye devam etmeleri gerekiyor.

 

Avrupa Birliği’nde uzun süre savaşı Rusya’nın başlattığı lanse edildi, ancak Brüksel tarafından finanse edilen bağımsız komisyon, ateşin Gürcistan tarafından açıldığını tespit etti. Bu sonuçlar toplumda ne kadar biliniyor? Veya Avrupalıların çoğunluğu halen Rusya’yı saldırgan olarak mı düşünüyor?

 

Talyavini Komisyonu’nun ulaştığı sonuçların Avrupa ülkelerince kabul edildiğini düşünüyorum. Şu anda Batı’da anlaşmazlığın, saldırdığı takdirde batılı ülkelerin kendisini Rusya’dan koruyacağı şeklinde yanlış düşünen Gürcistan Devlet Başkanı Mikhail Saakaşvili tarafından başlatıldığı düşünülüyor. Ancak Moskova’nın cevabı o kadar dengesizdi ki Saakaşvili mucizevi şekilde savaşı başlatma sorumluğundan çıkmayı başardı.

 

Genel olarak Güney Osetya ve Abhazya’da durum kilitlenmiş durumda: Onların bağımsızlığını Rusya, Nikaragua, Venezüela ve Naura tarafından tanındı. Shinval ve Sohum’un herkesi harekete geçirmek için ne yapmaları gerekiyor? Müzakereler mi başlatmaları gerekiyor? Rusya’ya mı bağlanmaları gerekiyor?

 

Güney Osetya ve Abhazya arasındaki farklılığa dikkatleri çekmek isterim. Abhazya kesin olarak Rusya’ya bağlanmayı planlamıyor. Ancak bu konuda Güney Osetya vatandaşlarının çoğunluğunun ne düşündüğü anlaşılmıyor. Güney Osetya devlet başkanı birkaç defa Güney Osetya’nın Rusya’ya bağlanması gerektiğini ifade etti. Bence bu durumun çözümü olabilirdi, çünkü Oset halkının birleşmesine imkan verirdi.

 Ancak geçenlerde bana politologlardan birinin ifade ettiğine göre, eğer halen Güney Osetya’nın tanınma talebiyle başvurma imkanı varsa, onun komşu devlete bağlanma meselesinin çözülmesini de isteme imkanı olabilir mi? Yani Güney Osetya’nın bağımsızlığının tanınması için mücadeleye devam etmesi gerekiyor, bunun için ise batılı ülkelerde sempati kazanmak için, bu devletin bağımsız olmayı hak ettiğine ikna edecek ciddi demokratik kurumlarını inşa etmesi gerekiyor. Abhazya bu konuda daha ileride, defalarca etkili idare özelliğinde olduğunu gösterdi.

 

Shinval’in geçenlerde Kosova’nın bağımsızlık deklarasyonunu kabul eden BM Uluslararası Adalet Divanı’na başvurması gerekmez mi?

 

Uluslararası hukuk alanında uzman değilim, eğer açıkça söyleyecek olursam, ona ciddi olarak güvenmiyorum. Eğer devletler bir bölgenin bağımsızlığını kabul etmek isterse, onlar bunu herhangi bir mahkeme veya merciinin bu konuda söyleyeceğine bağlı olmaksızın bunu yapıyor. Defalarca, Transkafkasya için çıkışın, üç tartışmalı bölgenin -Abhazya, Güney Osetya ve Yukarı Karabağ- Gürcistan ve Azerbaycan da dahil olmak üzere devletler tarafından tanınması olduğunu yazdım. Böyle bir hareket bu altı ülkenin içinde yer aldığı bir pazarın oluşumuna ve başarılı şekilde gelişmeye, tüm ülkeler için yeni imkanlar oluşmasına imkan verirdi.

 

Güney Osetya olayı Avrupalı siyasetçiler için bir anlam ifade ediyor mu?

 

Bu anlamın minimum olduğunu, hatta sıfıra yakın olduğunu söyleyebilirim. Güney Osetya kendi başına Avrupalı siyasetçilerin ilgisini çekmiyor. Güney Osetya onlar için- Avrupa Birliği ve NATO yolunda Gürcistan ile ilişkilerin gelişim yolunda bir problem.

 

Bölgede yeniden savaş ihtimali var mı?

 

Eğer Batı’nın (İsrail dahil) Saakaşvili’yi kendi vatanını bir kez daha yok etme şansından mahrum bırakır, Gürcistan’ı silahlandırmamaya aklı yeterse bir daha savaş olmaz. Batı Gürcistan’a yeniden silahlanma konusunda yardım etmediği müddetçe 2008 olaylarının tekrarı olmaz. RSBLT/ÖZ/FT