Gürcistan’a Allah’ın sopası

Boyundan büyük bir işe kalkışan Gürcistan ağır bedel ödüyor. Uluslararası arenada ABD tarafından daha önce kullanılan başka topluluklar gibi Gürcistan da porföyde yerini aldı.

Dedeleri Çarlık Rusya’sının zulmüne uğramış, Rus zulmünü ve soykırımını bizzat yaşamış bir Kafkas ailesinin ferdi olarak Rus uçaklarının Gürcistan’daki sivil hedefleri vurmasından ne kadar elem duyduğumu tarif edemem. Merhum öz teyzem Gürcülerle evliydi. Çocukluk yıllarımda teyzemin yanında sık sık kalırdım. O zamanlar Gürcüceyi neredeyse anlar ve çat pat konuşur hale gelmiştim. Bugün bile yanımda konuşulan Gürcüceyi az buçuk anlarım.

Bunları ifade etmemin sebebi Türkiye’de yaşayan Gürcüler ile Kafkasyalıların her hangi bir probleminin bulunmadığını ifade etmek içindir. Sovyetler Birliği’nin yıkılması öncesi Gürcü ve Kafkas halkları arasında da kayda değer büyük bir problem yaşanmamıştır. 10 bin insanın hayatını kaybettiği Gürcü-Abhaz savaşından önce Abhaz ve Gürcüler arasında yoğun bir evlilik ilişkisi vardı. Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş’ın eşi (sonradan boşanmamışsa) bildiğim kadarıyla Gürcü idi

Geçmişte ortak Rus zulmünün mağduru olan Gücüler ile Kuzey Kafkasya halklarının bugün düşman hale gelmesi ibretlik bir durumdur. Çarlık Rusya’sı döneminde Rusların Kafkasya’da yaptıkları soykırıma zımnen ortak olan Gürcistan, Çarlığın yıkılmasından sonra ilan ettiği bağımsızlığını koruyamamış, aynen 11 Mayıs 1918 yılında kurulan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti gibi Kızıl Ordu tarafından yıkılarak Sovyetler Birliği’ne katılmıştır. 1918 yılında kurulan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan Abhazya ve Osetya bir bütün olarak kurulan cumhuriyetin parçalarını oluşturuyorlardı.

      Bugün geldiğimiz noktada Gürcistan 1922 yılında Stalin tarafından düzenlenen,  uydurma ve kağıt üzerinde kalmaya mahkum olan sınırları esas alarak bir Gürcistan inşa etmeye çalışmaktadır. Aynı şey Rusya federasyonu için de geçerlidir. Rusya Federasyonu yine aynı şekilde Kuzey Kafkasya’yı Stalin tarafından çizilen sınırlara göre tanımlamaktadır. Stalin’in çizdiği sınırlara göre hareket eden Gürcistan’ın Osetya’ya müdahale etmesine sert tepki gösteren Rusya Federasyonu,  Osetya gibi bağımsızlık talebini dile getiren Çeçenistan’ı 250 binden fazla sivil insanı öldürerek sindirmiştir.

Mazlum Oset halkının yardımına koşmuş imajı uyandıran Rusya Federasyonu ne yaparsa yapsın eli kanlı bir katildir. Rusya Osetlerin hamisi pozisyonunda Gürcistan’a bomba yağdırırken Osetlerden daha çok dünyada bozulan eski süper güç imajını yeniden nasıl ederim kaygısını ön planda tutmaktadır.

Kuzey Kafkasyalılar olarak Rusya Federasyonu’nu bir kurtarıcı hami gibi görme hatasına düşmemeliyiz. Rusya Federasyonu için Oset ya da Abhaz halkının can güvenliğinden öte kendi stratejik çıkarları gelmektedir. Tarihsel hafızası zayıf olan Kuzey Kafkasyalılar olarak Rusya Federasyonu’nun Gürcistan üzerine attığı bombalardan intikam zevki almak gibi bir ilkel düşüncenin içinde olamayız. Masum ve mazlum insanların üzerine bomba yağdırma ilkelliğini Rusya’ya ve Gürcistan’a bırakıyoruz.

Aynı soyu aynı kanı taşıyan, aynı dili konuşan sadece dini farklı olan Müslüman Acarya’ya saldırarak zalim Aslan Abaşidze yönetimini devirerek ondan zulmetme sırasını devralan Saakaşvili büyük bir ders almıştır. Acara yönetimini devirir devirmez halkının kahir ekseriyeti Müslüman olan Acarya semalarında dalgalandırdığı beş haçtan oluşan Gürcistan bayrağını seyrederek kendini ‘Piyer Lermit’ gibi görmeye başlamıştır.

Aynı şeyleri Güney Osetya’da yapmaya yeltenmiştir. Osetya’ya giren Gürcü askerleri her yeri haçlı bayrakları ile donatmışlardır. Katı bir Hıristiyan taassubu gösteren Gürcistan yanlış yoldadır. Değiştirdiği bayrak bile Gürcistan’da ayrılığı ve parçalanmayı getirecek bir davranış

biçimidir.

8 Ağustos günü Tsinval sokaklarında masum sivillerin cesetlerini çiğneyerek zafer pozları veren Gürcistan askerleri erken öten horoz misali ortada kalmışlardır. Muzaffer komutan edasıyla bildiriler yayınlayan, üç saat zaman vererek Oset asileri (!) silah bırakmaya çağıran, aksi halde hepsini toptan imha etmekle tehdit eden Saakaşvili bugün ibret alınacak durumdadır. Şu anda koltuğunu nasıl muhafaza edebileceğinin hesaplarını yapmaya başlamıştır. Allah kimseyi bu hale düşürmesin.

Orantısız güç kullanan 7 Ağustos 2008 gecesi hedef gözetmeksizin Tsinval’i bombalayarak harabeye çeviren,  toplam nüfusu 100 bini bile bulmayan küçük bir halkı ezmenin verdiği sadist zevkle Tsinval sokaklarında zafer naraları atan Gürcü askerleri girdikleri gibi geri çekilmişlerdir. Halk arasında bir tabir vardır. “Allahın Sopası” bu sopa bazen ummadık yerden gelir. Mazlum Oset halkına zulmetmeye kalkışan Gürcistan’a bu sopayı vurma vazifesi Ruslara verilmiştir.

Kuzey Kafkasyalılar olarak öyle bir atalet içindeyiz ki, elimizden dua etmekten başka bir şey gelmiyor. Aynen Ebrehe’nin ordusunu dağıttığın gibi…

Allah’ım! Bize o sopanı Rusların başına indirecek bir dost ve müttefik gönder.

 

Mehdi Nüzhet ÇETİNBAŞ