Elbrus’dan dönmesi muhtemel hesaplar! (Toprak Kurşun Gibi Ağır 2)

Kabardey-Balkar’da altı yıldır durup durup alevlenen ve 31 Ekim’den beri zirve yapan mera yasasıyla ilgili kriz etnik unsurların birbirlerine karşı eteklerindeki taşları dökmesine neden oldu. Kabardeylere göre Balkarlar mera yasasını fırsat bilip ele geçirdikleri topraklarla Balkarya Cumhuriyeti’nin temelini atıyor. Balkarlar ise Kabardeyleri topraklarını yağmalamanın yanı sıra Kabardey-Balkar’ın siyasi ve ekonomik yapısından silmekle itham ediyor.

 
Ocak 2009’da Kabardey-Balkar Adıge Khase Başkanı Muhammed Hafıtse, Kabardey Kongresi Başkanı M. Haçetlov, Kabardey-Balkar Abhaz Gönüllüler Birliği Başkanı A. Bekşokov, Dünya Adıge Kardeşliği Başkanı Z. Şuhov, Ce Mak Başkanı G. Murzakanov, Çerkes Kongresi Başkanı Ruslan Keşev, Çiftçi ve Kiracı Birliği Başkanı K. Kardanguşev ve Perıt Başkanı M. Utij’ın imzasıyla Kanokov ve parlamenterlere gönderilen mektupta Balkarların meralarla ilgili hesabının Kabardey-Balkar yapısından çıkıp Balkarya özerk bölgesi ilan etme planına yönelik bir ön pazırlık olarak değerlendiriliyordu. Bu örgütlere göre fanatik Balkarlar yasal karışıklığı kullanarak şimdilik hukuken var olmayan Balkarya’ya büyük mera alanları transfer etmenin derdindeydi. Balkar planı tutarsa ülke halkının sadece yüzde 5-6’sının yaşayacağı Balkarya, Kabardey-Balkar’ın yüzde 50-60’ını kapsayacak.  
Mektupta meralar meselesini Kremlin, Rusya hükümeti, Rusya başsavcılığı ve diğer federal organların gündemine taşıyan Balkar asıllı Duma üyesi M. Ç. Zalihanov’un başını çektiği gruba şu eleştiri yöneltiliyordu:  
“Bugün başlarında Zalihanov’un bulunduğu Balkar ayrılıkçılar, defalarca Balkarya’nın Karaçay ile birleşeceğini veya Stavropol Kray’a gireceğini açıkladı. Her şeyi, Balkarya’nın Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti ve Stavropol Kray sınırlarına girmesi için yapıyorlar. Meraların az sayılı Balkar köylerine verilmesi onlara böyle bir imkan sunacak.”  
 
Balkarların gözüyle Kabardey hesabı 
 
Zalihanov Aralık 2008’de 45 Duma üyesinin de imzasını toplayarak gönderdiği mektupta Kabardeylerin asla kabul etmediği şu suçlamaları yöneltiyordu:  
”Köyler arası bölge bahanesiyle Balkarların yüzyıllardan beri yaşadıkları yerlerin yüzde 80’nini ellerinden alıyorlar. Rusya başsavcısı bu işe el atmazsa Kabardey ve Balkarların arası giderek kötüleşecek. Üç senedir Balkar halkı kendi yurdunda yurtsuz gibi yaşıyor. Nüfus çoğunluğu avantajıyla yönetim ve karar mekanizmalarındaki çoğunluklarına güvenerek Kabardeyler, Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’ni, Kabardey Cumhuriyeti şekline dönüştürmüştür. Doğruluktan yana olan dağlı halkı dövmek, öldürmek, işten atmak adet halini aldı. 15-17 Ekim’de Kendelen’de binlerce adam toplanmış, Kabardey ile Balkarlar arasında savaş çıkmasına ramak kalmıştır. Kabardey-Balkar’da haksızlık kol geziyor. Birbir aralarında sınır bütünlüğü olmamasına rağmen Kabardey-Adıge-Çerkes birliğini oluşturmak isteyen ayrılıkçı güçler, kendilerini Gürcistan ile sınır komşusu yapıp, bu şekilde sınır bütünlüğü oluşturma gayesindedirler. Fakat arada kalan bölgede Balkar ve Rus halkı yaşamaktadır. Kabardey bölgede yaşayan halkı kurutmak için her bir yolu denemektedir. Gürcistan’a bağlı Güney Osetya halkını korumak için seferber olan Rusya, kendi bünyesindeki bir cumhuriyette yaşayan Balkar halkının yok edilişine niçin seyirci kalıyor! Balkar halkının doğduğu yurdu, tarihi anıtlarını, yer adlarını, yaşam kaynaklarının tümü yok ediliyor. Kabardey-Balkar Cumhuriyeti yasal zemine dönmez ise Balkarların ismi dahi korunamayacak. Rusya’nın kanunlarına uymamak, Rusya’nın düşmanlarına yardım etmek demektir. Kafkasya’nın yeni bir savaşa ihtiyacı yok.”  
Kabardeylerin yürüttüğü lobi sayesinde Zalihanov’un mektubuna imza atan milletvekillerinden 33’ü imzasını geri çekti. Zalihanov’un sözünü ettiği Kendelen’deki gerilim Balkarların, 15 Ekim 2008’de Kırım Hanlığı’na karşı 1708’de kazanılan Kanjal Savaşı’nın yıldönümünde Kabardeylerin Kanjal Dağı’na atlı yürüyüşüne engel olması nedeniyle iki halk karşı karşıya gelmişti. Kabardey sivil örgütleri bu mektup nedeniyle ortak bildiri yayımlayarak “Milletvekilinin istikrar bozucu ve tahrik edici faaliyetinin kınanmasını, gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz. Zalihanov mektubunda Kanjal savaşındaki zaferi ‘efsane’ olarak adlandırarak Kabardey halkının tarihi hatırasıyla açıkça alay ediyor” demişti. Kanjal Kabardeyler açından Kanjam Savaşı’nda ise şu olmuştu: 1708’de Kırım Hanı Kaplan Girey, Çerkesya’ya saldırıp her yıl haraç olarak üç bin delikanlı ve genç kızın verilmesini istemişti. Çerkesler ise reddetmişti. Bunun üzerine Kırım Hanı Çerkesya üzerine büyük bir ordu göndermişti. Barış istemek zorunda kalan Kabardeyler, 30 seçkin savaşçıyı Han’a köle olarak göndermiş, bu kişiler de bir gece fırsatını bulup Tatar subaylarını teker teker öldürmüş ve ardından Çerkesler ani baskınla Tatar ordusunu yenmişti. 
Zalihanov, Kanjal dağı eteklerindeki Zolski bölgesini ‘Balkarya’nın kalbi’ olarak ilan ederken Balkarca isimlerin Kabardeyceye çevrildiğini öne sürmüştü. Kabardey örgütler ise Ekim 2008’de bölgenin Balkarya ile alakasının olmadığını belirtip şu yanıtı vermişti:  
"1990’da Balkar kökenli eski Başbakan Hüseyin Çeçenov zamanında Elbrus bölgesi, Baksan bölgesinin ‘Kabardey’ hesabından iki katı kadar arttırıldı. Devrimden sonra hemen tüm Kabardey köylerinin isimleri değiştirildi ve birçoğuna Türkçe isimler verildi. 1990 ortalarında da bazı Kabardey köylerine önceki isimleri yeniden verildi. Bu süreç tüm ülkede yaşanıyor ve bu Zalihanov’un spekülasyonlarına alet edilmemeli. Bunun tam tersi örnekleri de var; Adıgece Gundelen olan köy ismi Balkarca Kendelen olarak değiştirildi.”  
Zalihanov Moskova’da kayda değer bir Balkar lobisi yürütürken Balkar sivil örgütleri de 2005’den itibaren gerek meydanlarda gerek yayımladıkları bildirilerde güncel taleplere eski hesapları da katmayı ihmal etmediler. Sıklıkla Balkarya özerk bölgesi ilan etme tehditleriyle öne çıkan İsmail Sabanciyev liderliğindeki Balkar İhtiyarlar Heyeti ile Babalanı Ruslan başkanlığındaki Balkarya’nın ortak argümanları şöyleydi:  
– Meralarla birlikte Belaya Reçka ve Hasaniya’nın statüleri de geri verilmeli.  
– Balkarlar Kabardey-Balkar hükümetinde yeterli oranda temsil edilmiyor.  
– Balkarların yaşadığı yerler en fakir bölgeler.  
– En fazla işsizlik Balkarlar arasında.  
– Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nde Rusya Federasyonu Anayasası ve federal yasalar uygulanmıyor.  
– 1943-1944’de Karaçay ve Balkarların Orta Asya’ya sürgün edilmesinin ardından Gürcüler, Osetler ve Kabardeylere dağıtılan toprakların tamamı 1957’de sürgün dönüşünde geri verilmedi. 
– Sürgün dönüşü Hulama-Bezengi bölgesi yeniden oluşturulmadı. 
– 1991’de sürgün edilen halklardan özür dileyen dönemin Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in Nisan 1991’de çıkarttığı ‘sürgün edilen halkların rehabilitasyon’ kanunu uygulanmadı.  
 
Balkarya kurulur resti’ 
 
11 Ekim 2008’de Balkar İhtiyarlar Heyeti, Nalçik’te yer tahsis edilemediğinden açık alanda yapılan kongresinde, Kabardey-Balkar yönetimine bir ihtar daha çekti; Kongrenin sonuç bildirisinde 16 Ocak 1922’de Balkarya ile Kabardey’in ‘her iki halkın kendi bölgelerinin korunması’ ve ‘yönetim organlarında her iki halkın temsilcilerinin eşit şekilde yer alması’ şartıyla birleştiği hatırlatılıyor ve bu iki esasın 31 Ocak 2009’a kadar ülke anayasasına yansıtılması istendi. Bunun yerine getirilmemesi halinde şu ilan edilecekti:  
‘Balkarya ve Kabardey’in birleşmesinin hukuki anlamı kalmamıştır ve 17 Kasım 1991’deki Balkar Halkı Birinci Kongresi’nin kararı yürürlüğe girecektir.’  
1991’deki karar Balkarya Cumhuriyeti’nin kurulmasını öngörüyordu. 6 Ocak 1922’de Dağlık Cumhuriyeti’nden ayrılan Balkarlar, ‘Balkar özerk bölgesi’ne kurmuş ama 10 gün sonra bölge Kabardey ile birleştirilerek Kabardey-Balkar Özerk Bölgesi ismini almıştı. 1937’de ise özerk bölge Kabardey-Balkar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne dönüştürülmüştü. Kasım 1996’da da devlet başkanlığı seçimlerinden iki ay önce Balkar Halkı Milli Konseyi’nin öncülük ettiği Balkar Halk Kongresi, ‘Balkarya Cumhuriyeti’ni ilan etmişti. Ancak birkaç gün sonra konsey başkanı emekli General Sufyan Beppayev iktidardan seçim vaadi koparınca devlet televizyonundan nedamet getirmişti. 
 
Meraların önemi

İki halk arasında eski defterlerin masa üzerine çıkarılmasına yol açan ve ‘kardeşiz’ söylemini örseleyen meralar neden bu kadar önemli? Kuşkusuz mesele sırf Kabardeylerin ya da Balkarların hayvanlarına otlatacak yer bulmakta zorlanacak olmaları değil. Evet 31 Ekim’de Balkarlara verilen topraklar tarih boyunca ortak kullanılan dağlık meralardı. Şimdi Balkar belediyelerin denetimine girmiş oldular. Buralarla ilgili herhangi bir tasarrufta muhatap belediyeler olacak. Meralar otlak olmalarından çok geleceğin yatırım alanları olarak görülmesinden dolayı kritik önem arz ediyor. Devlet Başkanı Arsen Kanokov, ‘Balkarya’ fikrinin kitleselleşmesini ve ülkeyi bölünme noktasına götürmesini bloke etmek için Balkarlara istediğini vermek durumunda kaldı. Belki bu gelecek yıl yeniden devlet başkanı belirlenirken kaderine karar verecek olan Moskova’nın baskısıyla oldu. Ama Kanokov’un Elbrus’daki kayak turizmi için öngördüğü yatırımların bulunduğu Kabardey bölgesi Zolski’yi ‘köyler arası bölge’ statüsünde tutmayı seçti. İddia o ki, Kanokov böylece Elbrus bölgesindeki ticari çıkarlarını garantiye aldı. Bir başka iddiaya göre de, Kanokov Prielbrus’a yatırım yapacak sermayedarlara toprak sözü vermişti. Bu nedenle toprağı adil bir şekilde paylaştırmayıp ırkdaşları Kabardeyler tarafından ‘hain’ ilan edilmeyi göze aldı.  
Kabardey-Balkar’da resmi olarak hala toprak satın almak mümkün olmadığından satın almaya eşdeğer uzun vadeli kiralama yöntemi uygulanıyor.  
‘Köyler arası bölge’ yatırımcıya toprak tahsisinde sihirli bir formül. ‘Köyler arası bölge’ ile ilgili yasal düzenlemenin ardından özellikle Balkar köylülerinin hayvan otlattığı yerlerde lokanta ve eğlence merkezleri ya da tatil tesislerinin çoğalması tesadüf değildi. Balkarlar işte o zaman ‘Topraklarımız Kabardey zenginlere gidiyor’ diye feverana başlamıştı. Kanokov, 2007’de toprağın ‘tamamen özelleştirileceğini’ vaat edince Balkarlar arasında meraların Ortadoğu ve Türkiye’deki zengin Adıgelere dağıtılacağına dair korku ivme kazanmıştı. Kabardey yöneticileri ‘yağmacı’ diye suçlayan Balkar yazarlar bile çıktı. 31 Ekim’deki düzenlemeyle birlikte rahatlayan Balkarlar, öfke nöbetini devralan Kabardeylere ‘Neden bu kadar öfkeleniyorsunuz, kendi topraklarımız geri verildi, adalet az da olsa yerini buldu’ diyor.
Kabardeyler ise öfkelerini Balkarlardan öte bu yasaların mimarı Kabardey siyasi ve bürokratlara yöneltmiş durumdalar. Yani kriz Kabardey ve Balkar ekseninden Kabardey sivil örgütleri ile Kanokov yönetimi arasında gerilimi dönüşüverdi. Ama alev topu bu, kimi ne zaman pas geçeceği, kimin kalesine ne zaman gireceği belli olmaz…

http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=98142

Birinci bölümü: Toprak kurşun gibi ağır

http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=97922

http://ajanskafkas.com/haberdetay,23107.htm

 

Fehim Taştekin