Nart Matuko* DÇB Kongresi: Buzul Çağı 2012’ye kadar devam mı edecek? DÇB VIII kongresinin tüm programları boyunca, orada yaşanan birçok detayı benimle paylaşan görgü tanıklarından biri benimle irtibatta idi. Aslında kongre katılımcıları bile, bu şov-kongrenin ‘gri kardinallerinden’ böylesine bir ilkesizlik ve aşağılama beklemiyordu. Her şey tiyatro sanatının en iyi geleneklerine göre yerine getirildi, yüzlerce izleyici ve misafir önünde DÇB yönetimi coşkunluk tasladı, güya tüzüğe uydu ve ‘demokratik’ seçim kongresi yaptı.
Güvenlik ve özel birim çalışanı sayısı ile VIII. DÇB Kongresi BM Genel Kurul toplantısını geçti. Kongreye misafir olarak katılabilmek için bile daha önceden organizasyon komitesine, isim, soy isim, meslek, hangi örgütten geldiğinizle ilgili bilgileri içeren belgeler verilmesi gerekiyordu. Bunun dışında katılacak kişiyi misafir eden başkan veya kişi, davetlinin her türlü söz ve hareketinden sorumlu idi.
Herşey, Rusya Çerkes Gençlik Forumu’nda seçilen 15 kişilik delege ve tüm Kafkasya cumhuriyetlerindeki Adıge gençlik örgütleri temsilcilerinden oluşan 25 kişinin DÇB yönetim kuruluna davet biletleri almak için Maykop’ta bulunan kongre organizasyon komitesine listeleri göndermesi ile başladı. Bu listeler Rodina birliğine (DÇB kurucusu) ve Adıgey Cumhuriyeti Adıge Khase’sine de gönderildi. Gençlik temsilcileri kendilerinin DÇB kongresine alınmamaya çalışılacağını tahmin bile etmediler.
2 Ekim’de genç heyetler Maykop’a geldiğinde ortaya çıktı ki, onlardan hiç birinin davet bileti yoktu, daha doğrusu davetiyeler bitmişti ve yer yoktu. Adıgey Cumhuriyeti Devlet Filarmonisi yaklaşık 850 kişi alıyor, Çerkes Gençlik Forumu delegeleri şaşırdı, nasıl yer yok? Daha sonradan öğrendiler ki, DÇB merkezinden (Kabardey-Balkar) Maykop’a organizasyon komitesine telefon açıldı ve genç delegelere davetiye verilmesi yasaklandı: “Bunlara davetiye vermeyin, biz onları çağırmıyoruz” sözleri telefondan duyuldu.
Durum kötüleşmeye başladı, çünkü probleme dışarıdan gelen delegeler, cumhuriyetlerden gelen toplum adamları dahil oldu ve mesele kongre organizasyon komitesi başkanı olan, Adıgey Başbakanı Murat Kumpilov’a ulaştı. 2 Ekim gecesi gençlerle görüşmesinde o, uygun davranmaları şartıyla misafir olarak kongreye katılabilecekleri sözü verdi. Mesele çözülmüştü ve gençler kongre gündemini belirleyen DÇB Konsey toplantısına döndü.
Konsey, birlikte yer alan tüm örgüt başkanlarının yer aldığı, kongreler arasında DÇB yönetim organı. 2 Ekim gecesi DÇB Konseyi (yaklaşık 25 kişi) ‘Gornaya’ otelinde (Maykop’tan 30 km uzaklıkta) toplantı yaptı. Toplantı özellikle ‘gereksiz gözlerden’ uzakta yapıldı, ama genç delegelerin bir kısmı bu toplantıya katılmayı başarabildi. DÇB Konseyi’nin, birlik başkanı adaylarını incelemesi, aynı zamanda Çerkes Gençlik Forumu’ndan gelen, genç kanadın oluşturulması ve DÇB yönetim kurulunun gençleştirilmesi teklifini müzakere etmesi gerekiyordu.
Entrika şu oldu; Son anda Kabardey-Balkar Devlet Başkanı Arsen Kanokov tarafından, DÇB başkanlığı görevinde ‘görmek istediği kişi’ sahne arkasından değiştirildi ve devlet örgütü ‘Kabardey Adıge Khasesi’ aday olarak Ajahov Kanşoubi’yi (Nalçik Bum-Bank müdürü) gösterdi. Görevde olan DÇB Başkanı Kasbolat Dzamihov, ertesi gün herkesin tek bir aday teklif etmesi ve kongrede polemik yaratmaması için, konseyin açık oylama ile Ajahov’un adaylığını desteklemesinde ısrar etti. Eğer Adıgey Adıge Khase Başkanı Arambiy Hapay, konunun bu şekilde gündeme getirilmesi konusundaki kabulsüzlüğünü dile getirmeseydi, böylesi bir yüzsüzlük fark edilmeden geçebilirdi. Hapay, “O zaman hiç kongre yapmayalım, hemen burada, DÇB başkanının kim olacağını çözelim” ifadesiyle mübalağada bulundu. Hapay, “Bu iş değil, tüzüğü ihlal etmemeli ve konseyde bu tür kararlar almamalıyız, bırakın adayı onaylayıp onaylamamaya kongre karar versin” dedi. Bu ifade gençlerin o kadar hoşuna gitti ki, alkışlamadan geçemedi. Tahmin edileceği üzere, DÇB’nin değişmez denetçisi Anatoli Kodzokov ( KGB emeklisi) gençlerin kendi düşünceleri olmasına ve onu demokratik yollarla ifade ediyor olmalarına kızdı, bir an önce gençlerin toplantıdan çıkarılmasını istedi. Onu Kabardey-Balkar’daki ‘Adıge Psale’ editörü Muhammed Hafitse (diasporada, tüm gelen Çerkesler hakkında rapor hazırlayan KGB muhbiri olarak tanınıyor) destekledi. Hafitse şöyle dedi: “Gençlerin burada bulunmasını gerektiren bir şey yok, burada saygın konsey toplanıyor, ben yarın size bu gençliğin aslında neler yaptığını anlatacağım.” Gençlerin bir bölümü salondan çıkarıldı, diğer bir bölümü teklifleriyle ilgili kararı bekledi.
Ardından toplantı esnasında Kasbolat Dzamikhov, Çerkes Gençlik Forumunun tekliflerinin uygunsuz şekilde sunulduğunu ve DÇB Konseyi tarafından incelenemeyeceğini söyledi. DÇB gençlik kanadının oluşturulması ve yönetim kurulunun gençleştirilmesiyle ilgili temel maddeyi bloke etmeye çalışarak, kağıdın zamanında verilmeyişini bahane etti. DÇB tüzüğünü ihlal ederek Dzamikhov bu teklifleri kongreye taşımak istemedi, çünkü ona ‘yukarıdan’ toplantı esnasında farklı düşüncelere izin verilmemesi emredilmişti. O ayrıca, kongrede gençlerden birinin düşüncesini ifade etmesi halinde, bu genç salondan çıkıncaya kadar kongreyi durduracağını ekledi. K. Dzamikhov, A. Kodzokov ve M. Hafitse’nin bu saldırganlıklarından rahatsız olan gençler toplantıdan ayrıldı, nezaketlerinden gürültü koparmadılar ve otele döndüler.
3 Ekim sabahı tüm dünya ülkelerinden delegeler Adıgey Cumhuriyeti Devlet Filarmonisi yanında toplandı. Açık güneşli güne birçok ilginç şey eşlik ediyordu. Öncelikli olarak polis kordonu, detektör-güvenlik geçişi, her tarafta ışıklı arabalar ve onlarca özel birim çalışanı. Genç heyet ancak organizasyon komitesinin başkan yardımcısı eşliğinde kontrol noktasından geçebildi. Filarmoni salonunda, aralarında milletvekili, bakan, devlet yönetim çalışanlarından vs. azımsanmayacak sayıda üst düzey görevliler vardı. Büyük bir hayret uyandıran şey, henüz daha dün gençlere dolu olduğu söylenilen kırmızı koltukların yarısına yakınının boş olması oldu. Genç örgütlerden yaklaşık 30 delege münferiden salonun sonuna oturdu ve o anda tüm kongre boyunca gençlerin tüm eylem ve hareketlerinin tam videosunu alan, özel birimin birkaç kamerasının objektiflerine yakalandı.
Yönetim, organizatörlerinin planı üzerine kongrenin ilk bölümü misafirlerin bulunmasıyla yürütüldü, ardından tüm ‘gereksiz’ kişilerin salondan çıkmasının ardından delegelere kartların verilmesi ve ikinci kapalı bölüm, DÇB rapor-seçim bölümünün yapılması gerekiyordu. Yani, DÇB’nin kendisi için çalışması gereken halk, onların düşüncesine göre, DÇB başkanının nasıl seçildiğinin görme hakkına sahip değil.
Uzun laflar ve boş konuşmalar katılımcıları ciddi şekilde yordu. Özellikle de Dzamikhov’un DÇB hizmetleri, geçen üç yılda Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes ve Adıgey’deki çok sayıda sivil örgütün yaptıkları konusunda 3 saatlik konuşması boğdu. Kongrenin ilk bölümü bitti ve herkes öğle yemeğine gitti.
Aradan sonra delegeler dışında hiç kimse, DÇB yönetimi tarafından getirilen ‘muhalefeti kaldırma güvenlik önlemlerine’ bağlı olarak filarmoni binasına geri dönemedi. Gençlerin bir bölümü yine de kapalı oturuma girebildi ve gözlem için balkonda oturdu. Yaklaşık 80 kişi, herkes birbirini görebilecek şekilde büyük bir kare şeklinde masaya oturdu. Delegelere belgeler verildi, sayma komisyonu oy kullanabilecekleri saydı, onlar 63 kişiydi.
Dünyanın farklı yerlerinden birçok Khase lideri konuştu, problemlerini paylaştı, bildiriye önerilerini sundu. Adıge Psale gazetesi editörü Hafitse konuşmasında Kabardey-Balkar yönetimine yaltaklanmaktan kaçınamadı ve Kanokov’un Kayseri’deki Adıgey Khase’ye bir milyon bağışta bulunduğu yalanını söyledi. Bunun dışında, diğer çalışma arkadaşları gibi açıkça, her hafta Nalçik’te yapılan düğün gençlik projesini de kendi zimmetine geçirdi. Bu faaliyete kendisinin öncülük ettiğini ve yürütüldüğünü açıkladı. Şaşırtıcı, Kafkasya Çerkesleri (Adıgeleri) bugüne kadar halen neden bu tür ‘faaliyet adamlarına’ tahammül ediyor.
Kongrenin tek genç delegesi Timur Jujuyev en son konuştu. Konuşmasında, gençlerin kendilerine yönelik saldırganlıklara yaklaşımından ve genç insanların milli süreçlerden uzaklaştırılmasından söz etti, bazı büyüklerin ifadelerinin ciddi şekilde yaptıklarından farklı olduğunu gösterdi. Haziran ayında tüm Adıgelerin bayramı olacak ‘Çerkes Bayrağı Günü’ için bir günün belirlenmesi konusunun görüşülmesini istedi. Konuşmasının sonunda Jujuyev DÇB başkanlığına İbrahim Yağan’ı gösterdi. Jujuyev, kongreye gelen tüm Çerkes Gençlik Forumu temsilcilerinin düşüncesini ifade etti. Yağan, gençler tarafından, Kafkasya ve diasporada iyi bağlantıları olması, zengin toplumsal çalışmaları tecrübesi olan bir vatansever olarak seçilmişti. Kaynağın açıkladığına göre, Yağan, Abhaz, Abazin ve Adıgelerin birliğini inşa edebilecek az sayıdaki Çerkesten biri, daha önceden de olduğu gibi; Çerkeslerin problemli meselelerini çözümü için üst düzeyde gündeme getirebilecek özellikte.
Alternatif bir adayın sunulması, DÇB’de koalisyonu idare edenler için sürpriz oldu, tepki yeni bir panik oldu. Yukarıdan verilen emir her ne pahasına olursa olsun yerine getirilmeliydi. Mikrofonu kapan Dzamikhov, şiddetle Yağan’ın kongre delegesi olmadığı ve başkanlık için aday gösterilemeyeceğinde ısrar etti. Burada Dzamikhov DÇB tüzüğünde olmayan bir maddeyi kaynak gösterdi. O açıkça delegelerin çoğunluğunu şaşırttı ve tüm mümkün olan metotlarla bu konuda oylama yapılmasına engel oldu. Maalesef Khase’nin liderlerinden tek biri dahi tartışmaya girmedi.
Anlaşmazlığı geçiştirmeye çalışarak Dzamikhov anında, kendi düşüncesine göre, tek olan aday Ajahov için oylamada ısrar etti. Belgelerle oylamaya katılan delegeler arasında Adıge Psale gazetesinin bazı gazetecilerinin ve DÇB kongresi ile hiçbir ilgisi olmayan insanların yer almış olması şaşırtıcı, belgeleri dağıtma konusunda, başkanlığını Anatoli Kodzokov’un yaptığı komisyon çalıştı.
2 Ekim’de, tek aday olması halinde seçimleri görmezden gelme düşüncesinde olduğunu açıklayan, Cihan Candemir başkanlığındaki Türkiye heyeti düşüncesini sabaha kadar değiştirdi ve oy kullandı. Sonuçta Ajahov’un üç yıllığına DÇB başkanlığı kabul edildi. Ajahov’un kendisi kişi olarak bir çok kişinin sempatisini kazanıyorsa da, milli hareket konusunda hem diaspora, hem Kafkasya’da az duyuldu. DÇB yönetim kurulu yapısı hemen hemen hiç değişmeden olduğu gibi kaldı, kısaca şu anlama geliyor: “DÇB’de buzul çağı devam ediyor ve hiçbir çözülme olmayacak”.
Böylelikle genç Çerkesler kendi gözleriyle gördüler:
– ‘Milli politika’ nasıl yapılıyor?
– Farklı düşünenler nasıl başarılı şekilde engelleniyor ve gençlerin kongreye girmemeleri için her türlü yol nasıl kullanılıyor, onların yüzüne kapı nasıl kapanıyor?
– Eski KGB çalışanları kanunu ihlal ederek belgeleri nasıl ‘sol insanlarına’ veriyor,
faaliyetsiz bir örgüt diğerlerinin başarılarını kendi zimmetine nasıl geçiriyor?
– Gözü korkmuş diaspora Çerkesleri sessizce bu oyunun oynanmasına nasıl izin veriyor?
– Kabardey-Balkar yönetimi sivil örgütlerin çalışmalarına nasıl karışıyor ve onları kendi menfaatleri için nasıl kullanıyor? DÇB’yi baskınla ele geçirerek bu örgütü kendi kontrolleri altında tutmak için her şeyi yapmaya nasıl hazırlar?
– Gençlerin geleceği hakkındaki güzel sözlerin, bu insanların işlerinde canlı örneğinin olmadığını, halkın gözüne toprak atmanın sevdikleri bir iş olduğunu,
-Gençlerin milli süreçlere etkide bulunması için kendi imkanlarını bulması gerektiğini.
Çerkes gençliği, gerçek güçleri olduğunu, sandalyelere yapışan yaygaracıların kendilerinden korktuğunu, onların en önemsiz milli örgütlerdeki hareket merkezlerine dahi gençlerin alınmaması için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını anladı. Bu makalenin sonunda şunu söylemek istiyorum: Bir Çerkes olarak böylesi büyüklerden utanıyorum ve tüm bunlara artık tahammül etmeyeceğini gösteren vatanımızdaki gençlerimizle gurur duyuyorum. Milli örgütlerde Çerkesler (Adıgeler) kendi liderlerini kendileri seçmeli ve yönetimin gösterdiklerini kabul etmemeli. ÖZ/FT
* DÇB Kongresi ise ilgili yazısını Ajans Kafkas’la paylaşan Nart Matuko, Birleşmiş Milletler Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü lisans öğrencisidir.
** Matuko’nun “DÇB Kongresi: Buzul Çağı 2012’ye kadar devam mı edecek?” başlıklı yazısını Ajans Kafkas’tan Özlem Güngör Rusça’dan Türkçe’ye çevirdi.