İstanbul/Ajans Kafkas – Moskova’yı memnun etmek için şimdiye dek Çeçen mültecilere hayatı dar eden Azerbaycan, Rus güdümlü Çeçen başkan Ramzan Kadirov’la işbirliğini pekiştirirken Çeçenler kaçıp kurtulacakları yer arıyor.
İşgalci rejim devam ettikçe Çeçenya’ya dönmeyeceklerini ısrarla vurgulayan Çeçenlerin gözü Avrupa’da. Ancak Avrupa yolunun zorlu olması nedeniyle hiç olmazsa Türkiye’ye sığınmak istiyorlar.
Ajans Kafkas’a konuşan Çeçen mülteciler, Haziran 2010 itibariyle BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin yardımlarının da kesileceğini belirtti. Azerbaycan Çeçen Mülteciler Konseyi Başkanı Ramazan Mollayev, Azerbaycan’ın Çeçen mültecilere yardım etmeyen tek ülke olduğunu, bu yetmezmiş gibi şimdiye kadar 44 mülteciyi Ruslara teslim ettiğini ve bunlardan beşinin öldürüldüğünü kaydetti.
Mollayev’in aktardığı bilgilere göre, Çeçenya’da savaşın başladığı sırada sayıları 12 bini bulan Çeçen mültecilerden geriye 1250 kişi kaldı. Buradaki mültecilerin ezici çoğunluğu Çeçenya değil Avrupa ülkelerine sığındı. 420 aileden oluşan mülteciler arasında 95 yetim çocuk ve 60 sakat var. Mültecilerin yaşamları ise Avrupa’ya giden akrabalarının gönderdiği üç-beş avroya bağlı. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, mülteci başına ayda 50 dolar veriyor. Ancak ailede kişi sayısı arttıkça bu rakam düşüyor. Sözgelimi Mollayev’in dokuz kişilik ailesi ayda 450 değil 240 dolar alıyor. Azerbaycan hükümeti kamp ya da yer tahsis etmediğinden mülteciler kiraladıkları evlerde kalıyor. Evlerin kiraları ise aylık 300 dolardan aşağı değil. Mülteciler kira sorununu bir daire kiralayıp her bir odasını bir, bazen birden fazla aileye paylaştırmak suretiyle aşmaya çalışıyor. Avrupa Komisyonu İnsani Yardımı (ECHO) örgütü de Danimarka Mülteci Konseyi aracılığıyla her bir Çeçen’e ‘kuşyemi’ misali günlük 160 grama denk gelen yiyecek yardımı yapıyor. Türkiye’den İHH yetim çocuklara ayda 50’şer dolar para veriyor ve öğrencilerin giderlerini karşılıyor. Mülteciler kurban bayramlarında bağışlanan etleri kurutarak aylarca bunlarla gıda ihtiyaçlarını gideriyor. Çeçenlerin yüzde 20’sinin durumu çalışmaya elverişli. Ancak mültecilere çalışmak da yasak. Diğer sorunların başında ise şunlar geliyor:
Sağlık hizmetlerinden ve sosyal yardımlardan yararlanamıyorlar. Tamamen tecrit olmuş durumdalar. Devlet kurumları hiçbir sorunlarıyla ilgilenmezken toplumdan da yardım görmüyorlar. Çeçenlerin Sünni, Azerbaycanlıların Şii olmasından dolayı Müslüman cemaatle de bağları hiç yok. Mültecilere yardım olarak gelebilecek zekat ve fitre geleneği de Türkiye’deki gibi yaygın değil.
Güvenlikleri tehlike altında. Her an polis tarafından sorgusuz sualsiz gözaltına alınma, tutuklanma ya da Rusya’ya teslim edilme korkusu yaşıyorlar. Daha 4 gün önce Avrasya feribotunu kaçırma eyleminde yer almış Vishan Abdurrahmanov kayıplara karıştı. Abdurrahmanov’un Azeri polisi tarafından gözaltına alındığı düşünülüyor.
1.5 ay önce Azerbaycan’a 12 yaşında ailesiyle birlikte sığınmış olan 22 yaşındaki Ashab Ahmedov, Çeçenya’yı ziyareti sırasında Caharkale’de öldürüldü. 16 Çeçen mülteci de halihazırda haklarında hiçbir suçlama olmadan Azerbaycah hapishanelerinde tutuluyor. Mollayev, Kadirov’un barınma ve yardım vaatleriyle süslediği dönüş davetine ise kesinlikle olumlu bakmadığını kaydetti. Mollayev, “Çeçenya’da işgal devam ettiği sürece dönmeyeceğiz. Dönüp de Kadirov’un kukla rejimini meşrulaştırmayacağız” dedi. Mollayev’in yardımcılarından biri de “Kadirov, camiler açarak ve okullarda kızların İslami kurallara göre giyinmelerini istiyor. Ama caddelerde tam tesettürlü bir kadın görüldüğünde anında tutuklanıyor. İnsan hakları savunucusu Natalya Estemirova’yu acımasızca öldürenlerin bize neler yapacağını varın siz hayal edin” diye ekledi.
Mollayev Avrupa’ya gidemeseler de Türkiye’ye sığınmak istediklerini, mülteci statüsü verilmese de Türk halkının cömertliği sayesinde burada kimsenin açlıktan ölmediğini belirtip Türk makamlarından bu konuda yardım istediklerini kaydetti. FT