Unutturulmuş Sürgün: 23 Şubat 1944
Çeçenya ve Çeçenler bu kadar balık hafızalı mı? Yada Çeçenler bu kadar korkak mı ki kendi yaşadıkları sürgünü unutsunlar veya onlara biri çıkıp bunu unutturabilsin? O kahraman Çeçenler bitti mi?
23 Şubat 2015 günü bu soruların cevaplarını aradım Grozni (Coharkale) sokaklarında. Aslında bu 23 Şubat hakkında hiç yazmayacaktım, sürgünün 71. yıl dönümünü haber de yapmayacaktım, ta ki editörden talep gelene kadar.
Grozni’de sanki sürgünü hatırlayan tek unsur havaydı. Sisli ve soğuk bir atmosferde karşıladı şehir 23 Şubat’ı. Hava, artık uyanın diyordu belki de 23 Şubat 2015’te Çeçenlere, kim bilir?
23 Şubat 2015’te Urus Martan’da 4,5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Hava gibi toprak da “hey insanlar bu günü hatırlayın, uyanın” dercesine mesaj verirken, milletimiz gerçekten uyuyor muydu yoksa başına gelen ve bitmek bilmeyen belalara alışmıştı da günü birlik mi yaşıyordu? Bunu bilmem mümkün değil belki ama şunu biliyorum;
Grozni’de o gün sessizlik hakim idi, doğru. 23 Şubat’ı konuşan yoktu, o da doğru. Ama konuşmaktan korkan da yoktu. Şehirlerde, sokaklarda sessizlik hakimken sosyal medya 23 Şubat Sürgünü’nü herkese hatırlatıyordu. Unutmadıklarını ve unutmayacaklarının altını çizen bloggerlar ve aktivistler, bu acı günün adata her dakikasını canlandıran paylaşımlar yaptılar. Özetle, “23 Şubat Çeçen Sürgünü Anma Günü” sosyal medyada unutulmadı . Bu anlamda belki de tarihte ilk kez sosyal medyada sürgün anma etkinliği düzenlendi diyebiliriz.
Devlet
Çeçenya’da mevcut yönetim, her şeyi olduğu gibi bu günü de kişiselleştirmeye çalışarak halkın acısını Kadirov ailesinin acısına bağladı. Halka, 9 Mayıs 2004 tarihindeki patlamada hayatını kaybeden Ahmed Kadirov’un defnedildiği 10 Mayıs tarihini yas günü olarak kabul edin denildi. Bu adım, halkı tek sülale yapma çabası ile yönetimin halktan ne kadar koptuğunu gözler önüne seriyor. Bu dayatma, ayrıca yöneticilerin hiç tarihi hafızası olmadığını, sırf mevcut liderin beğenisini kazanmak için saçmalama yarışına girmiş olduğunu da gösteriyor.
Komşu İnguşetya’nın valisi Yevkurov’un ise halkın taleplerini de dikkate alıp sürgünü anma günü ile resmi olarak Rusya bayramı sayılan “Vatan Savunucuları Günü”nü birleştirerek bütün Vaynahların takdirini kazandığını söyleyebiliriz. Böylece aynı halkın iki valisi arasındaki savaşta halkın gözünde Kadirov ilk ve büyük kaybını yaşamış oldu. Yevkurov, halkın desteğini almak konusunda Kadirov’un bugüne kadarki bütün çabalarını sıfırladı diyebiliriz kısaca.
Emirlikçiler
Kafkasya Emirliği’nin 23 Şubat Sürgünü Anma programı hep aynı şekilde gerçekleştiriliyor. Bildikleri ve iyi yaptıkları tek şey bomba patlatmak. 23 Şubat gecesi Grozni’nin batı girişinde bulunan Çernoreçye semtinde bulunan ve yeni restore edilen barajın duvarını patlatmaya çalışırken kendilerini patlattıklarını anlatan ses kaydı ve fotoğraflar Whatsapp’tan paylaşıldı. Haberi dikkate alan tek ajans ise KavkazCenter oldu. Mevcut yönetim de diğer bağımsız haber ajansları da bu haberi görmedi. Halk bu patlamadan habersiz. Ancak patlamadan dolayı mı başka bir sebeple mi bilinmez, her gece Grozni’nin giriş çıkışları polisler ile dolup taşıyor. Akşam güneş battıktan sonra yola çıkan siyah üniformalı polisler saat 00.00 olunca yollardan çekiliyor. Bu saatten sonra Grozni her zaman olduğu normal ritmine dönüyor. Eğer bu patlatma/patlatamama konusunu anma olarak değerlendirirsek, o zaman evet, Emirlik de 23 Şubat Sürgününü andı.
İçkeryacılar
Bu siyasi grup, 23 Şubat günü yaşadıkları her yerde özellikle de sürgünde oldukları topraklarda anma törenleri yaptılar. Diaspora, sayısının yettiği her yerde siyasi ve sivil aktiviteler yaparak o kara günü andı. İçkerya taraftarları belki de içten bir şekilde bu günü gündemine alan tek grup oldu.
71 yıl önce yaşanan büyük sürgünü samimi olarak gündemine alan tek grubun kendilerinin de sürgünde olması ise oldukça acı.
Halk
En acı tespitimin bu bölümde söyleyeceklerim olduğu kanaatindeyim. 23 Şubat sabahı Grozni sokaklarında insanlarla konuştum. Daha doğrusu insanlara direk sorarsam konuşmazlar diye çekinerek yaklaştım. Ama şaşırtıcı şekilde çekinmeden konuştuklarını gördüm. Halk, mevcut yönetimin “23 Şubat’ı Unutma Emrini” neredeyse duymadı. Daha doğru ifadeyle, duydu ama hiç kulak asmadı.
Çeçenler bu emri hatırlamazlar ama unutmazlar da…
Biri bana, “hangi günü hatırlayalım” diye sordu “yada hangisini unutalım”. Devamını ise şöyle getirdi; “Bizim her gün için anacak acımız var. Toprağımızın her santimi dökülen kanın, yaşanan acının hatırasını taşıyor. Bunlar (yönetim) gelip gidici, zaman gelir ve onları hatırlayan olmaz ama acımız her zaman yaşayacak. Bunu kimse silip atamaz”
Gerçekler böyle… Halk, nasıl 300-400 sene her anı büyükten küçüğe aktardı ise aynısını yapmaya devam ediyor. Halk, siyasileri başkalarının projesi olarak görüyor. Her projenin başlangıç ve bitiş tarihleri, ayrıca faaliyet süresi vardır. Bu projelerden bazıları faydalanır, bazıları uzak kalır, bazıları ise zarar görür. Ancak bu projeler kesinlikle süresiz değildir.