Khabib’in zaferi hibrit savaşlarının neresinde
Bu arada spor çoktan siyasete dönüştü; Dağıstanlı bir Müslümanın, İrlandalı bir Amerikalıyı dövmesi spor olduğu kadar aynı zamanda siyasettir.
Bu kavganın sonucunda görüldü ki, Amerikalılar et ve kemikten oluşuyor. Evet o süper adam, bir Rambo ama sonuçta dayak yiyip yenilebiliyor.
Şimdi bir de Dağıstanlı, Çeçen ve İnguş askeri birliklerin Suriye’de kullanıldığına hatırlamak lazım. Khabib “Türk” değil, onu da bir kenara yazalım.
Bir İrlandalı dayak yerken, Rusya da Suriye’nin hava sahasını kapatmış bulunuyor.
Müslümanlara terörist diyen, spora ırkçı söylemleri ile faşizanlığı karıştıran McGregor ABD’yi temsil ediyor. Rus vatandaşı olan ve Rusya’da (Kuzey Kafkasya) milli kahraman ilan edilen Khabib doğu – batı savaşında doğulu savaşçıların simgesi olma ihtimalini taşıyor.
Ruslar Amerikalıların elinden Şii ve Sünni Müslümanları almaya çalışıyor ve gerçekten bu konuda başarılı gibi duruyor. Suriye’de T-4 üssüne yerleştirilen S-300’ler daha çok ABD’ye karşı etkili olacak gibi.
Hibrit savaşların parçası olan spor müsabakaları sıcak çatışmanın, büyük savaşın çanlarını çalıyor. Bu savaşta doğu ve batı ittifaklarını oluşturan Rusya ve ABD zengin insan kaynaklarına sahip olan Müslüman dünyasını yanına çekmek için elinden geleni yapıyor.
Yarın Suriye’de görev yapan Şişaniler ve Dağıstanlıların yanına sempati duyarak katılacak yerlileri hain olarak damgalamayın; çünkü onlar bu hibrit savaşın propagandasının kurbanları olacak.
Sonuç olarak aslında her iki taraftan kimi tutsalar kendilerine çok faydası olmayacak; çünkü küresel savaşın senaryosunda onlara düşen görev piyon olmak, eli keleşli birer mücahit olmak. Batılı seyircilerin şaşkın ve hayranlıkla izlediği arena dövüşçüsü olmak.