IŞİD için üç senaryo
IŞİD Kafkasya’ya çıkarma yapacak mı? IŞİD Kafkasya’da destek bulur mu? Türkiye ve Kafkasya için IŞİD’in Kafkasya seferi neye mal olacak? Bu sorulara biraz olsun cevap vermek amacıyla muhtemel üç senaryo üzerinden meseleyi tartışacağız. Bu senaryolardan hangisi gerçekleşir bilemiyoruz ama her üç ihtimalde de Rusya, Türkiye ve Orta Doğu’nun IŞİD’in eylemlerinden etkileneceği.
Birinci senaryo
IŞİD, Şam savaşını kaybettiği ve askeri gücünün dağıldığı bir durum düşünelim. IŞİD’de savaşan Kafkasyalılar yurtlarına geri dönecek. IŞİD’in etnik yapılanması göz önüne alınırsa, savaş bittikten sonra Kafkasya’ya Çeçenler başta olmak üzere, Azeri, Çerkes, Gürcü, Dağıstanlı ve Ruslardan oluşan birçok IŞİD elemanı gidecek. Ne kadar önemli bir mesele olsa da, bu kişilerin Kafkasya’ya hangi güzergahı kullanarak gideceklerini ele almadan geçelim. Varsayalım ki havadan Kafkasya’ya indiler. Kafkasya’ya, ama nereye indiler? Direk olarak Çeçenya’ya mı gelecekler, yoksa herkes kendi evine mi dönecek?
IŞİD elemanlarının her biri Kafkasya’da kendi memleketlerine dönecekse, o zaman Kuzey ve Güney Kafkasya’daki Sünnileri büyük bir katliam bekliyor demektir. Kafkasya Emirliği Kuzey Kafkasya’da İslami bir emirlik kurmak için savaşıyordu. IŞİD’in böyle bir derdi yok. Onlar Kafkasya vilayetini kurduklarında, Gürcistan ve Azerbaycan’ın da bu vilayetin içinde olduğunu varsayacaklar. IŞİD’in güçlü isimlerinden Ömer Şişani’nin Gürcistan’da Pankisi Vadisi’nden olduğunu hatırlarsak, Gürcistan’ı niçin işin içine katmamız gerektiğini anlamış oluruz. Gürcistan ya IŞİD’e topraklarını kullanması için izin verecek ve IŞİD elemanlarının Rusya’ya geçişini mümkün kılacak ya da savaşa dahil olacak. Eğer izin verirse, Rusya 2008’de yaptığı gibi, uluslararası teröre destek verdiği için Gürcistan’a karşı operasyon yapabilir. Fakat 2008’dekinin aksine operasyon bu sefer Tiflis işgali ile sonuçlanabilir. Ayrıca Rusya, Gürcistan’a NATO eğitim üssü kurulmasından duyduğu rahatsızlık dolayısıyla ve TANAP gibi Rus doğal gazına alternatif Asya-Avrupa enerji hattını kapatma imkanını tepmemek için, böyle bir fırsatı kaçırmaz. Rusya Gürcistan’ı kendisi fiilen işgal etmezse bile Abhazya ve Güney Osetya’yı kullanarak ve Gürcistan’ın içinde kendine yakın güçleri silahlandırarak, Ukrayna senaryosunu uygulayabilir. İşte o zaman Gürcistan’da Kafkas dağlarının Güney eteklerinde yaşayan azınlık Sünni Müslümanlar bir katliam tehlikesi ile karşı karşıya kalır. Azerbaycan’da olaylar ise Gürcistan’dan farklı bir şekilde seyreder. Mezhepsel çatışma sonucu gene Sünni Müslümanlar katliam tehlikesiyle yüzleşirken (ayrıca Şii-Selefi çatışmaları da yaşanabilir), bugün Azerbaycan iktidarında bulunan seküler totaliter rejim daha da güçlenir ve Müslümanlar ülkede uzun bir müddet nefes alamaz hale gelir.
Kafkasya’da Ruslar bugüne kadar yaptıkları Müslüman katliamını rahatça devam ettirecekler ve Dünyada kimsenin sesi çıkmamaya devame edecek. Rimma Gukova’nın Kabardey-Balkar’da başlattığı imza kampanyası ve ona gösterilen ilgi bunun çok iyi bir örneği. Kafkasya’da bazı yerel hükümetler federal merkeze kendilerine olan ihtiyacı ispat etme imkanı bulacak ve meşruiyeti olmayan bu yerel yöneticiler IŞİD ile verdikleri mücadele üzerine meşru olacak. Senaryo bir buraya kadar.
İkinci senaryo
Türkiye sınırları kapatırsa, IŞİD militanları İrak ve Suriye’yi kullanarak Orta Asya’ya geçecek. Bu durumda Çin, İran ve Rusya üçgeni içerisinde sıcak ve uzun süreli bir mücadele başlayacağını tahmin etmek mümkün. Bugün genel olarak diyebiliriz ki, Sovyetler sonrası Orta Asya cumhuriyetleri Müslümanlara baskı uyguluyor ve bu baskı sebebiyle oradan kaçan Müslüman gençler IŞİD saflarına katılıyor. Bu gençler ve Kafkasyalılar Orta Asya’ya giderse ve yerel unsurlar ayaklanırsa, Çin ile doğal gaz anlaşması olan Türki cumhuriyetler başta olmak üzere, bölge iç savaşa sürüklenecek. Çin, İran ve Rusya bu cumhuriyetlerin seküler yönetimlerine mühimmat yardımı ve askeri yardımda bulunacak. Ama bu yardım bedavaya olmayacak. Bu üç devletin ve özellikle Rusya’nın ekmeğine yağ sürülecek. Yani bölgeden Avrupa’ya doğal gaz akışı engellenmiş olacak. Rusya’nın Çin’e sattığı doğal gaz rakamları yükselecek. İran’a karşı yeni yaptırımlar söz konusu olmayacak ve İran petrol ve doğalgaz satışlarını arttıracak. Çin Uygur Türkleri gibi Müslüman azınlıkları, bu sefer IŞİD ile mücadele adı altında, katletmeye devam edecek. Fakat bu senaryonun başka bir sonucu da var. Eğer bu senaryo gerçekleşirse, Orta Asya’da ve Afganistan’da Taliban güçlenir ve Taliban çatısı altında başka bir İslam Devleti kurulabilir. Bu ütopik görünse de imkansız değil. Kimse Suriye ve Irak topraklarında IŞİD’in ortaya çıkmasını beklemiyordu. Arap baharı başlangıçta dini değil demokratik bir hareket idi. Fakat sonuçları farklı oldu.
Üçüncü senaryo
Üçüncü senaryoyu şu anda var olan halin devamı olarak alalım. Orta Doğu’da IŞİD ile devam edecek uzun süreli bir mücadele. IŞİD, mücadele koalisyonuna dahil olan bütün ülkelere saldırır ve terör eylemleri yapar. Bu koalisyona Rusya, İran ve Çin dahil olur. Bu durumda IŞİD ile alakalı bütün istihbarat koalisyona dahil ülkeler arasında paylaşılır ve Türkiye gibi transit ülkelerden sızan elemanlar, elde edilen istihbarat sayesinde Rusya dahil diğer ülkelerin girişlerinde tutuklanır. Az olsa da sızma ihtimali olan bazı IŞİD taraftarları, koalisyona dahil olan veya IŞİD’in kendi vilayeti olarak ilan ettiği ülkelerde terör estirir. Fakat bu terör eylemleri zarar verse bile var olan durumu değiştirmez. Hatta IŞİD’e muhtemelen yapılacak kara harekatını hızlandırır. IŞİD topraklarından kaçan insanların anlattıkları dikkate alınırsa IŞİD izlediği devletleşme çizgisinde hızla ilerliyor. Başarılı olduğu propaganda sayesinde hem yerel Sünni gençleri saflarına katacak, hem dışardan akışını sağlayacak olan IŞİD koalisyona karşı savaşta dayanabilecek güçte. Afganistan’da Taliban’ı bitiremeyen ABD ve NATO koalisyonu IŞİD’i yakın bir gelecekte bitiremeyecek gibi duruyor. Sonuçta IŞİD tehlikeli bir örgüt ve sivilleri katletmekten kaçınmıyor. Bu da IŞİD ile mücadele koalisyonu içinde olan ülkelerin yumuşak karınlarından vurulabileceğini gösteriyor. Mesele IŞİD Türkiye’de Sultanahmet’i hedef almıştı.Buna benzer eylemlerin, IŞİD’in bir özelliği olduğunu söyleyebiliriz. Dahası Irak’ın Sünni yönetiminden kalan Saddam’ın üst düzey askerleri IŞİD’in içinde güçlü bir konumdalar ve bölgede eşi benzeri görülmemiş bir muhaberat servisi kurdukları gelen bilgiler arasında.
Sonuç
Üç senaryoda da ortaya çıkan şudur ki, Kafkasya’da IŞİD’in veya IŞİD elemanlarının dönüşü büyük riskler barındırmaktadır. Kafkasya’da yaşayan ve sosyal medya üzerinden IŞİD!in etkisi altına giren birçok genç var. Bu gençler tabi tehlikeli ama Rusya’nın bölgede varlığını etkilemez. Ancak bölgede çatışmaların bitmemesine sebep olur. Her savaşta yiğitlik kadar bir de tecrübe önemlidir. Başka bir husus yerli halkın bu insanları destekleme ihtimalidir. Hatırlarsak IŞİD, Şam ve İrak’ta Musul baskınından sonra daha da güçlendi. Bunun sebebi Irak ordusunun Musul’u savaşsız teslim etmesi idi. Kafkasya’da böyle bir şansları yok. Çeçenya bağımsızlığını ilan ettiğinde bile Rus askeri birliklere saldırmamıştı. Askerler Çeçenya’dan, Dudayev-Graçevin anlaşması üzerine çekildiler. Anlaşmaya göre Ruslar Çeçenlere hafif piyade silahları ve birkaç zırhlı araç bıraktı. Ruslar çekilirken bir anlık bile eşit güç oluşmaması için tedbirli gitti. Şimdiki Rusya’nın o Rusya olmadığı kesin ve Kafkasya’dan var olan şartlarda çekilmez. Yani Kafkasya’ya geleceklerin silahı yanlarında getirmesi şart. İkincisi, Kafkasya’dan gelen haberler Rusların IŞİD karşıtı propagandaya çok önem verdikleri yönünde. Buna bir de Dünya basını ve Avrupa’ya kaçan mülteciler haberlerini ekleyelim. Kafkasyalılar savaşçı ama bu duruma düşecek kadar değiller. Yerel halk IŞİD’e genel olarak destek vermez hatta bazı yerlerde halk IŞİDçi diye bildiği insanlara linç girişiminde bulunabilir. Medyadan servis edilen ve IŞİD’den kaçarken boğulan çocuğun fotoğrafının ne kadar yankı uyandırdığını görmekteyiz. Global dünyada bu resim Kafkasya’da her evin içine girmiştir.
Bu, Kafkasya’da bu olayların bağımsızlık düşüncesini bitireceği anlamına gelmez. Kafkasyalı halklar bağımsız olma isteklerinden vazgeçmeyecekler. Ama direniş silahlı olmaktan çok daha yumuşak bir halde seyredebilir.