İstanbul/Ajans Kafkas – Yeni Anayasa Platformu (YAP) dün İstanbul’da Kafkasyalı diasporasıyla bir araya geldi.
Kafkasya Forumu'nun organizatörlüğünde, Kadıköy Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı'nda gerçekleştirilen toplantı saat 20.30'da başladı ve yaklaşık iki buçuk saat sürdü.
YAP'ın tanıtım videosunun izlenmesinin ardından, toplantının açılış konuşmasını Kafkasya Forumu'ndan Dipşov Mert Selek yaptı. Toplantı programında yer alan isimlerden Veysel Uçum ve Balçiçek İlter'in katılamadığı toplantıda YAP adına, moderatörlük görevini üstlenen Enver Sezgin ile birlikte konuşmacı olarak Prof. Dr. Yücel Sayman ve Doç. Dr. Ferhat Kentel hazır bulundular.
Enver Sezgin'in verdiği bilgilere göre, ilk toplantısını 12 Aralık 2011'de gerçekleştiren YAP, şu ana kadar 32 toplantı yaptı, bunların 4'ü köylerde yapıldı. Türkiye'nin birçok bölgesinde gerçekleştirilen toplantılarla, farklı toplum kesimlerinin beklentilerini, anayasa çalışmalarına yansıtmayı hedefleyen YAP, dün de Kafkas diasporası ile bir araya geldi.
Yücel Sayman dün akşamki konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Mevcut anayasada, egemenlik milletindir ifadesinden sonra, Türk milleti egemenlik hakkını yetkili organlar eliyle kullanır deniliyor. Askeriye kullanıyor egemenlik yetkisini, Diyanet İşleri Başkanlığı kulllanıyor, bir sürü kurum kullanıyor, vatandaş olarak bir ben kullanamıyorum. Egemenliğime sahip çıkmak istiyorum, kimsenin benim adıma karar alma yetkisi olmasın. Egemenliğimi doğrudan kullanamayacağım alanlar (yargı, yasama, yürütme) dışında hiç bir 'yetkili organ' anayasada yer almasın. Dolaylı olarak egemenlik hakkımı kullandığım zaman da denetleme hakkımı kullanabileyim istiyorum”.
Ferhat Kentel mevcut anayasanın varlığını devam ettirme şanıs olmadığını söyledi: “Anayasa değişken bir metin, ayrıca toplumsal mücadele ile doğrudan ilişkili bir metin. Örgütlenmiş olan siyasal, kültürel, etnik vs. aktörlerin etkili olduğu bir metin. 90'lı yıllardan itibaren güçlü bir şekilde ortaya çıkan üç oluşum, toplumun anayasası olmayan mevcut anayasanın varlığını sürdürme imkanı kalmadığını gösteriyor: Birincisi, 90'lı yıllarda kemalist ideolojiye karşı çıkan 'islami kimlik', ikincisi, Kürt hareketi başta olmak üzere etnik kimlikler ve üçüncüsü, çok güçlü tabana sahip olmasa da entelektüel dünyada etkileri olan, Ermeni Cemaati, yeni nesil tarihçiler gibi farklı gruplardan oluşan entelektüel grup. Yeni nesil tarihçiler 1915, Teşkilatı Mahsusa, İttihat ve Terakki, Çerkes Ethem, Cumhuriyetin Kuruluşu gibi pek çok konuyu yeniden düşündürdü. Bu bence çok önemli bir sosyolojik süreç. Doğal bir süreç olarak bu anayasanın toplumun anayasası olarak kalma şansı kalmadı.”
Konuşmacıların ardından söz, yeni anayasadan beklentilerini dile getirmek üzere toplantının katılımcılarına verildi. Anadil eğitimi, kültürel haklar, anadilde soyadlarının verilmesi, halkların kendi tarihleri ve kültürlerinin eğitim müfredatında yer alması gibi istekler birçok kişi tarafından dile getitilirken, yine katılımcıların çoğu, hiçbir etnik aidiyete vurgu yapmayan, kimlikleri tanımlamayan, sınırlandırmayan, kişiyi devletin tahakküm araçlarından kurtaracak, bireyin haklarını devlete karşı koruyan bir anayasa istediğini söyledi.
Pozitif ayrımcılık yapılarak, asimilasyon politikalarının Çerkesler üzerindeki yıkıcı etkilerinin telafi edilmesi gerektiği, bütün diğer etnik unsurlarla birlikte Çerkes kimliğinin de anayasada anılması gerektiği gibi istekler de ifade edildi.