Suriye’de çatışmaların başlamasının ardından, bu ülkede yaşayan Çerkesler, daha çok, iki taraftan hangisine yakın oldukları türünden değerlendirmelerin konusu oluyordu. Ta ki 25 Aralık 2011’de Suriyeli Çerkeslerden 115 kişinin imzasını taşıyan bir mesajın Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’e ulaşmasına kadar. Aynı mesaj Adıgey, Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes yönetimlerine de gönderilmişti ve başvuru sahiplerinin isteği, anavatanlarına dönmelerine izin verilmesiydi. 28 Aralık’ta 57 kişinin imzasını taşıyan bir mesaj daha Kafkasya’ya ve Moskova’ya ulaştı.
Yeni yıla hızlı bir dönüş gündemiyle girildi. Kafkasya’daki Çerkes sivil toplum kuruluşlarının hemen hemen tamamı, devlet organlarını, Suriye’deki Çerkeslerin anavatanlarına dönmesi için harekete geçmeye çağırdı. Adıgey, Kabardey-Balkar ve Karaçay Çerkes liderleri de konuya duyarlı olduklarını belirten açıklamalar yaptı.
13 Ocak’ta Moskova’da yapılan bir konferansta resmi başvuru sayısı 411 olarak ifade edildi. Ayın sonlarında Adıgey ve Kabardey-Balkar hükümetleri geri dönüş ile ilgili çalışma grupları kurdu. Aynı günlerde Suriye diasporasından, emekli ordu mensuplarından olaşan üç kişilik bir heyet dönüş konusunda temaslarda ve incelemelerde bulunmak üzere önce Adıgey’e, daha sonra Kabardey-Balkar ve Karaçay Çerkes’e geldi.
Aslında, krizin başlarında anavatanlarına gelmek isteyenlerin önündeki engeller belirgin hale gelmişti ve mesele büyük ölçüde, bu engellerin ortadan kaldırılmasını sağlayabilecek iradenin harekete geçip geçmeyeceği noktasında düğümlenmişti. Her şeyden önce çatışma bölgelerinde resmi kurumların birçoğu kapalıydı, halen açık olanlar da kısıtlı şartlarda hizmet veriyordu ve devlet dairelerine ulaşmak bile başlı başına bir sorundu. Ayrıca pasaport ve Rusya Federasyonu vizesi için gerekli belgelerin hazırlanması herkesin karşılayabileceğinin üzerinde bir masraf doğuruyordu. Suriye’yi terk etmeye karar verenler için artık mallarını elden çıkarıp paraya çevirme şansı da kalmamıştı. Rusya Federasyonu’nun yasal düzenlemeler ya da özel bir program dahilinde kitlesel bir dönüş organize etmesine, talepler bahsinde kısmen sözü edilse de elbette, fazla ihtimal verilmiyordu. Asıl beklenti, yardım talebinde bulunanlar için bürokratik prosedürlerin azaltılması ve bir an önce çatışma bölgelerinden çıkarılmaları yönündeydi.
Şubat ayının ortasında Adıgey Adıge Khase’sinin çağrısyla Maykop’ta geniş katılımlı bir kongre düzenlendi. Talepler ve mevcut durum hakkında yapılan çıkarımlar aynıydı.
17 Şubat’ta Rusya Federasyon Konseyi Suriyeli Çerkesler sorunu görüştü ve durumu yerinde incelemek üzere Suriye’ye bir heyet gönderilmesi kararı aldı.
Bu dönemde siyasilerin açıklamalarda sükuneti korumak, aceleci davranmamak, kanunlar çerçevesinde neler yapılabileceğini tespit etmek vurgusu ön plana çıkıyordu. Bu arada dönüş süreci pratikte Kabardey-Balkar Perit Khase’nin çalışmalarıyla yürüyordu. Yardım talebinde bulunanlara gerekli belgeler ve süreç hakkında danışmanlık yapmak, vize için gerekli evrakların hazırlanmasına yardımcı olmak, vize davetiyesi gönderilmesi ve işlem masraflarının karşılanması ile ilgilenen sivil toplum kuruluşunun başkanı Ahmet Staş, 10 Ocak-22 Şubat arasında 110 kişinin kendilerine başvurduğunu söylüyordu. Remi başvuru rakamı ise 600’e ulaşmıştı.
İlerleyen günlerde Suriyeli Çerkesler sorununun bir başka boyutu olan Kabardey-Balkar’da okuyan üniversite öğrencileri de gündeme geldi. Rusya Göç Hizmetleri çalışanları Kabardey-Balkar’da öğrenim gören Suriyeli öğrencilere Rusya vatandaşlığına girme imkanlarını anlattı. Öğrenci vizesine sahip olmaları, RF’de ikamet alabilmeleri için bir avantaj. Üç ay sınırına takılmadıkları için işlemler süresince ülkede bulunabiliyorlar. Ancak onların da farklı sorunları var. Ailelerinden gelen para Şubat ayı itibarıyla ya en az yarı yarıya azalmış ya da tamamen kesilmişti. Öğrencilerin birçoğu çalışmak zorunda oldukları için okullarına devam etmiyor. Kabardey-Balkar’da okuyan 90 Suriyeli üniversite öğrencisine bu yıl yaklaşık yüz kişi daha katıldı.
Çerkeslerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerden Humus’ta çok şiddetli çatışmaların yaşanmaya başladığı bir döneme girilmişti.
Rusya Federasyon Konseyi üyesi Albert Kajarov, Suriyeli Çerkeslerin geri dönüşüne engel teşkil eden yasal düzenlemeler ile ilgili çözüm önerilerini konsey başkanına sundu. Kajarov, sürekli dile getirilen vize işlemlerinin kolaylaştırılması talebinin yanında ek kontenjan önerisinde bulundu. RF’de geçici ikamet almak isteyen yabancı ülke vatandaşları için her bölgeye yıllık kontenjanlar veriliyor. 2012 ‘de Adıgey’e 457, Kabardey-Balkar’a ise 400 kişilik kontenjan ayrılmıştı. İkamet almanın ilk adımı gerekli belgelerle birlikte Rusya Federasyonu’nda başvuruda bulunmak. Ancak işlemler en az altı ay sürüyor ve kişi, bir yılık vizeyle gelmiş dahi olsa en fazla üç ay sürekli kalma iznine sahip olduğu için, üç ay sonra çıkış yapmak zorunda.
Federasyon Konseyi, Suriye’ye heyet gönderme kararı aldıktan bir ay sonra, bürokrat ve sivil toplum adamlarından oluşan bir heyet Suriye’ye gitti.
Adıgey, Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes’den üçer temsilcinin yer aldığı heyet ile Suriyeli Çerkesler 18 Mart’ta Şam1 adı verilen bir toplantı gerçekleştirdi. Suriyeli Çerkesler, dönüş ile ilgili somut adımlar görmek istediklerini belirtti.
20 Mart’ta Perit yönetim kurulu üyesi Beslan Hagajeyev sene başından beri gönderdikleri davetiyelerle Suriye’den 70 kişinin Kabardey-Balkar’a geldiğini açıkladı.
Haziran’dan itibaren dönüş temposu hızlandı. Haziran başında, yaklaşık olarak, Kabardey-Balkar’a 100, Adıgey’e 30 kişi gelmişti.
Ağustos sonunda Kabardey-Balkar’ın 400 kişilik kontenjanı doldu. Eylül itibariyle şartlar daha da ağırlaştı. Pasaport ve vize alabilmek neredeyse imkansız hale geldi. Üstelik ulaşım sorunu da büyümüştü. Ürdün’e karayolu ile ulaşımı kesildi, uçak fiyatları normalin çok üzerinde arttı. Karayolu ile Lübnan’a ulaşma seçeneği ise ciddi tehlikeler içeriyordu.
Kasım ayının başında Golan tepelerindeki Çerkes köyleri Bir-i Acem ve Bareka, bölgedeki Özgür Suriye Ordusu üyelerini yok etmek amacıyla, Esed güçleri tarafından bombalandı. Sivil halktan hayatını kaybedenler oldu, köy sakinleri kuşatma öncesinde ve bombardımanın başlamasının ardından köyleri terk ederek yakınlardaki Arap köyüne sığındı.
5 Kasım’da Kafkas Dernekleri Federasyonu (Kaffed) Suriye Kriz Masası, fitre kapsamında 21.100 dolar, yardım kapsamı kapsamında da toplamda 16.130 TL + 500 dolar para toplandığını açıkladı. Fitre olarak toplanan para Nalçik ve Maykop’taki Suriyeli Çerkes öğrenciler ve ihtiyaç sahibi dönüşçüler için kullanıldı. Yardım kampanyası kapsamında toplanan tutar da Türkiye’ye sığının ihtiyaç sahibi aileler yarına harcandı. Bunun dışında da diasporada çeşitli yardım kampanyaları düzenlendi.
12 Kasım’da İstanbul’da Dünya Çerkesleri Dayanışma komitesi kuruldu. 22 Aralık’ta yayınlanan 40 günlük çalışma raporunda 200 nüfustan oluşan 44 ailenin Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde Çerkeslerin yaşadığı yerleşim yerlerindeki evlere yerleştirildiği açıklandı.
Kasım’da Adıgey’in 457 kişilik kontenjanı da doldu. Özellikle Ağustos ayından itibaren ve Çerkes yerleşim yerlerinin çatışmalardan ciddi şekilde etkilendiği Kasım ayında yoğunlaşan bir periyotta, Moskova, Maykop, Nalçik ve Çerkesk gibi birçok şehirde Suriyeli Çerkeslerle destek eylemleri düzenlendi ve Rusya Federasyonu yönetimine hep aynı çağrı yapıldı: Suriyeli Çerkeslerin anavatanlarına tahliye edilmesi. Eylemlerin birçoğu tek kişilikti. RF kanunlarına göre tek kişilik eylem formatı herhangi bir izin gerektirmiyor, ancak kitlesel eylemler için bazı prosedürler içeren başvurulara belediyeden izin çıkması gerekiyor. Moskova’daki kitlesel eylemlerden biri bürokratik engellere takılıp planlanandan uzun bir süre gerçekleştirilirken, Aralık ayında yine belediyeden güçlükle izin alınan bir eylem Maykop’ta son anda iptal edildi. Adıge Khase yöneticileri eylemin İçişleri Bakanlığından gelen uyarılar nedeniyle iptal edildiğini açıkladı. Sohum, İstanbul ve New York gibi şehirlerde de Suriyeli Çerkeslerle dayanışma eylemleri yapıldı. Kafkasya’daki tek kişilik eylemlerden ilham alan Türkiyeli Çerkesler de farklı şehirlerde bu formatla seslerini duyurmaya çalıştı.
Kafkasya’da, Çerkeslerin anavatanlarına tahliye edilmesi talebinde bulunanlar ‘diasporadaki yurttaşlar’ kanuna dayanıyor. Kanun, Rusya İmparatorluğu ve SSCB döneminde başka &