Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in Çarlık dönemindeki gibi Moskova’nın tek otorite olduğu ‘muktedir Rus devleti’ inşa etme hayallerini nasıl hayata geçireceği merak ediledursun Kafkasya’da ardı ardına yaşanan olaylar bunun ipuçlarını veriyor.
Sovyetler zamanında ‘böl-parçala-yönet’ taktiği ile Kafkasya’yı zapt etmiş Rusya şimdi aksi bir yol tutturuyor; ‘bütünleştirerek hükmetmek.’
Malum; uzun süren savaşların ardından 19’uncu yüzyılda Rus boyunduruğu altına girmiş Kafkasya halkları, Çarlığın yıkılışını fırsat bilip 1918’de Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’ni kurmuştu. Bu çok milletli Kafkasya halkları için altın modeldi. Ancak yekpare devlet olma rüyasına önce Beyaz Ordu darbe vurdu, ardından Kızıl Ordu bunu yok etti; Kafkasya özerk bölgelere ve cumhuriyetlere ayrıldı. Yani bölge yutulabilir küçük lokmalara dönüşüverdi…
Tabi bu ilacı yutturan çekici taraflar da vardı; her millet kendi dil ve kültürünü geliştirme şansına sahip oldu.
Merkezileştirme süreci
Sovyetlerin düşüşünün ardından ‘sarhoş’ Boris Yeltsin’in de bonkörlüğü tutmuş, “Götürebileceğiniz kadar özgürlük alın” demişti. Kafkasya’daki özerk cumhuriyetler ve bölgeler de bu sayede Rusya Federasyonu’nun kurucu unsurları olarak yeni yapıda yer aldı. KGB gediklisi Putin devri gelip çatınca rota değişti. Putin’e göre bu kadar cumhuriyet lükstü, en büyüğünün nüfusu 2 milyonu geçmeyen özerk yapılarda devlet başkanlığı sistemi, gümrük uygulaması, yerel anayasa gibi özerkliğin ‘olmazsa olmazları’ sayılan ayrıcalıklar akla ziyandı. Putin, Çeçenya’da oluşturduğu dehşetin saçtığı korku ortamında cumhuriyetlerin özerkliklerini bir bir budadı. Güney Federal Bölge diye idari bir yapı ihdas edip, Kafkasya’daki yedi cumhuriyet Kremlin’in atadığı bir valinin emrine amade kılındı. Anayasaların yerel unsurları törpülendi, devlet başkanlığının halk tarafından seçilmesi geleneğine son verildi, resmi dil olan yerel dillerin uygulama alanları kısıtlandı…
Yeniden ‘Vaynakh ülkesi’
Bu gidişatın varacağı nokta ise özerk cumhuriyetlerin tamamen ortadan kaldırılması. Tam da bu istikamette yol alınırken Kafkasya’da federal balyozun Kafkasya hamuruna şekil vermesine bahana sunan zeminler oluşmaya başladı: Çeçenya’nın ardından İnguşetya sınırları son iki yılda Rus ordusu ve istihbarat güçleri tarafından delik deşik edilmiş, direnişçileri temizleme operasyonları adı altında halkı hayatından bezdiren terör olayları alıp başını gitmiş ve sonunda İnguşlar ve Çeçenler arasından ‘ya biz neden ayrıldık, Vaynakhlar birleşsin, yeniden ortak devlet olalım’ diyenler çıktı. Aynı etnik gruptan gelen Çeçen ve İnguşlar, SSCB zamanında Çeçen-İnguş Cumhuriyeti olarak bir siyasi yapıdaydı. Çeçenler 1991’de bağımsızlıktan yana tercih yaparken İnguşlar Rusya Federasyonu’nda kalmak isteyince yollarını ayırmışlardı. Geçen günlerde Caharkale’de bu yönde bir miting bile yapıldı.
Balkarya fikri yeniden
Buna paralel bir gelişme ‘Çerkesya’da yaşanıyor. Kabardey-Balkar’da yerel yönetim yasası 1991-1992’de sancılı süreci sonrasında zar zor bir arada tutulmuş Kabardeyler ile Balkarlar bugünlerde ayrılık şarkısı tutturmuş gidiyor. İki halk arasına giren şey ise federal merkezin yerel yönetim yasası. Bu yasa yüzünden iki Balkar kasabası kasabalık statülerini kaybetti ve köylülerin mezraları yeni oluşturulan ‘köyler arası bölgeler’e dahil edildi. Bu ayrılıkçılık fikrini tetiklerken Balkar Halkı İhtiyarlar Heyeti diye bir örgütün doğmasına yol açtı. Örgüt 11 Ekim’deki yıllık kongresinde ‘Haklar geri iade edilmezse Balkarya kurulur’ resti çekti. Örgüt, 31 Ocak 2009’a kadar talep yerine getirilmediği takdirde 17 Kasım 1991’de Birinci Balkar Halk Kongresi’nin ‘Balkarya Cumhuriyeti’ni kurma kararını hayata geçireceğini deklare etti. Tabi Balkarya kurulurken ileri bir hedef daha var; O da komşu Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’ndeki Karaçaylarla birleşmek.
Çerkesler de birleşmek istiyor
Karaçay-Çerkes’te de bu talebe denk düşen gelişmeler yok değil. Kremlin Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’ne Karaçay kökenli Rusya Anayasa Mahkemesi üyesi Boris Ebzeyev’i atadığından beri cumhuriyetin etnik fay hattından çatırtı sesleri geliyor. Ebzeyev’in başbakanlık koltuğuna Çerkeslerin oturtulması geleneğini bozarak Yunan asıllı Vladimir Kayşev’i ataması Çerkeslerin eski bir ülkelerini diriltti: ‘Adıgey ve Kabardey ile birleşmek.’ Sovyet diktası Kafkasya’da hepsi Adıge olarak anılan Çerkes halkını üçe bölmüştü. Adıgelerin bir kabilesi olan Kabardeyler ayrı bir millet muamelesiyle Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nde, batıdaki Adıgeler Adıgey Cumhuriyeti’nde doğudaki Adıgeler de Çerkes ismiyle Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti sınırlarında kalmıştı. Şimdi yıllar sonra Türk kökenli Balkar ve Karaçayların ortak devlet hayalleri depreşirken üç cumhuriyetteki Çerkesler de madem öyle biz de birleşelim diyor.
12 Ekim’de Karaçay-Çerkes’in başkenti Çerkesk’te Kabardey-Balkar, Adıgey ve Karaçay-Çerkes’teki Adıge Khaseler yani toplumsal temsiliyeti yüksek Adıge dernekleri bir araya gelerek ‘Çerkesya’yı kurma seçeneğini tartıştı. Bu örgütler 2 Kasım’da Çerkesk’te daha geniş katılımlı bir halk kongresi düzenlemeye hazırlanıyor.
Bütün yollar Moskova’ya çıkıyor
Rusya devletinin yeniden güçlü olduğu böylesi bir dönemde Moskova’nın isteğinin dışında Kafkasya’nın iç haritasının yeniden şekillenmesi mümkün değil. Kuşkusuz etnik gerilimler, Rusya’nın bölgeyi yeniden yapılandırma yönündeki planlarını hayata geçirmesine imkan verecektir. Öyle anlaşılıyor ki ‘yeni Çar’ Putin, dedelerinin parçalayarak yuttuğu Kafkasya’yı şimdi etnik tabanlı birleştirme operasyonlarıyla merkeze daha sıkı bağlamanın hesaplarını güdüyor. [email protected]
Kaynak: http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=55700
Fehim Taştekin