Kadehler birleşik Osetya ile Rusya için kalkıyor

Gürcistan’ın saldırısını Ruslar sayesinde atlatmış Osetler, ‘Biz zaten Gürcistan’ın çatısı altında değildik. Bundan sonra da birlikte olamayız’ diyor. Onların hayali artık kuzeydeki kardeşleriyle birleşip Rusya Federasyonu içinde yerlerini almak

Kadehler birleşik Osetya ile Rusya için kalkıyor

Sinvalliler ölen bir Oset’i görkemli Kafkas sofrası ile anıyor. Vladikafkas’ın merkez parkında ise gençler dansla stres atıyor. FOTOĞRAFLAR: FEHİM TAŞTEKİN

18/09/2008
FEHİM TAŞTEKİN (Arşivi)

Shinval – Sovyetler Birliği’nin Oset ülkesini bölmesinden bu yana Güney Osetyalılar kuzeydeki kardeşleriyle birleşmeyi hiç gündeminden düşürmemiş. Ve artık Gürcistan’ın başlattığı savaşın ardından yürekleri Rusya için atıyor. Başkent Sinval’de bitkin ve umutsuz bakışların arkasında ‘büyük kurtarıcı’ Rusya ile birlikte yaşama arzusu saklı. Gürcistan’la ortak devlette yaşamak istemiyor, herkesin gönlünde Kuzey Osetya ile birleşmek ve Rusya Federasyonu’na katılmak var.

Rusya’nın bağımsızlıklarını tanıması savaşın ardından ödül gibi gelse de kimsenin kutlama yapacak hali kalmamış. Ama Sinval’in bombalanmış semtlerinden birinde yürürken yıkılmış bir sokakta savaş ortamında kimsenin ummadığı bir ikram telaşıyla karşılaşıyoruz. Yolun girişini kapatmış askeri aracı andıran yeşil renkte bir kamyon ardında bombalanmış evlerin arasında  uzunca bir sofra uzanıyor. Ölen bir Oset’in anısına kurulmuş geleneksel Kafkas sofrasında kadehler ‘bağımsız Osetya’ için kaldırılıyor. Ancak sofrada sırayla ayağa kalkıp ev sahibine, misafirlere ve tanrıya teşekkür eden misafirlerin konuşmalarına bağımsızlıktan çok Rusya Federasyonu’na katılma isteği damgasını vuruyor. Sofrayı yöneten (thamate) David, ölenlerin ruhuna kadehkaldırıp “Gürcüler 1992’deki gibi yine saldırıp yakıp yıktılar. Bizi yok etmek istediler. Bize Rusya’ya yönelmekten başka bir çare bırakmadılar” diyor. Kavuran güneşin altında şapkası olmayanlar sıcaktan korunmak için başının üstünde ya şemsiye tutuyor ya da gazete. Erkeklerin sofrasının devamında kadınlar oturuyor. Yaşadıkları bütün yıkıma rağmen aile evinde ne var ne yok hepsini sofraya dökmüş; Haşlama, kavurma, tavuk kızartma, tatlılar, meyveler vs. Ev yapımı şaraplar ve arpa suyundan biralar sofrayı bir baştan bir başa kaplıyor. Kadınlar bize de ikramda bulunmak için seferber oluyor. Arkada koca koca kazanlarda kesilen hayvanların etleri pişirilip servis yapılıyor.

Her konuşmada Rusya
Her konuşmanın içinde illaki Rusya’ya müteşekkir ifadeler geçiyor. Sofranın kurulmasına yardım eden komşulardan Madina, “Ruslar sayesinde kurtulduk” deyip thamatenin sözlerine destek çıkıyor: “Şimdi Rusya ile birleşmek istiyoruz. Osetlerin çoğu yukarıda. Bizim ayrı yaşamamız da anlamsız.” Thamateden söz alan bir başkası 1992 yılında Kuzey Osetya’nın Prigorodni bölgesinde 70 bin İnguş’u mülteci konumuna düşüren Oset-İnguş çatışmasına atfen “Dün İnguşlar saldırdı, bugün de Gürcüler” vurgusu yapıyor. Ardından 2004’te Çeçenya’da 230 bin sivilin yaşamını yitirdiği kirli savaşı durdurma talebiyle Çeçenlerin başını çektiği bir grubun düzenlediği ve federal Alfa timlerinin ‘korkunç kurtarma’ operasyonuyla 334 kişinin öldüğü Beslan’ın 1 nolu okulundaki rehine alma faciasının kurbanlarına kadehini kaldırıyor.

‘Dünya bizi görmüyor’
Zar-zor müsaade koparıp sofradan kalkarken Oset büyükleri dünya medyasının kendilerinin yaşadığı trajediyi yazmadığından yakınıp ‘Halimizi gördünüz, lütfen bunları yazın’ sözleriyle bizi uğurluyor.
Sinval’in bir başka semtinde 1991-1992’deki savaşta ölenlerin gömüldüğü mezarlıktayız. Gürcü tankların hışmına uğramış mezarlığa son savaşta ölenler de gömülmüş. Ölen kişilerin mezarının üzerine çiçekler ve bir de ziyarete gelenlerin içip ruhuna dua etmesi için şarap, su ve sigara konulmuş.

‘Faşistlerle olamayız’
Ölen yakınını ziyarete gelen Soslan adlı gence ‘Bağımsızlığınızın Rusya tarafından tanınmasını nasıl karşıladınız’ diye soruyoruz,  yanıtını tersinden alıyoruz: “Biz zaten Gürcistan’ın çatısı altında değildik. Bundan sonra da birlikte olamayız. Bakın şu kente, her yerde Osetleri yok etmeye çalıştıklarının izlerini görebilirsiniz. Üzerimize bombalar yağdıran faşistlerle birlikte olamayız.” Az ötedeki caddede iki kadın yıkılmış evlerinin önünde sohbet ediyor. Evinin çatısına bomba düşünce yolun karşısındaki komşusunun sığınağına gittiklerini, oranın da bombalanmasıyla diğer komşularla birlikte başka bir bodrumda saklandıklarını anlatan Tina Suikayiva, “Zaten yıllardır zor yaşıyorduk. İlk savaşın ardından her türlü sefalete maruz kaldık, ambargo bizi yiyip bitirdi. Gürcistan’ın saldırı tehditleri eksik olmadı. Şimdi de yakıp yıktılar, hayatımız tamamen mahvoldu. Eğer güven içinde yaşayacaksak Rusya ile birlikte yaşayacağız. Bizim için tek çıkış yolu Kuzey’deki kardeşlerimizle birlikte olmaktır” diyor.

Sokakları arşınlarken bir yandan da gözümüz internet kafe arıyor. Dizüstü bilgisayardan cep telefonu aracılığıyla internete girmek burada imkânsız, basın merkezinin elektrikleri de kesik. Gazetecilik yapmayı bırakıp sınırda barış gücü askeri olmayı seçmiş Aleg’in özel aracıyla internet ihtiyacımızı karşılamak için kafeleri dolaşıyoruz, açık bir yer bulamıyoruz. Hem eski bir gazeteci hem barış gücü askeri olarak Aleg’e uluslararası tanınmanın ve Rusya gibi emperyal gücün himayesinde bulunmanın Osetler için ne getirip ne götüreceğini soruyoruz. Aleg de çoğunluk gibi kuzeyle birleşmeden yana olduğunu söylerken bundan sonra Rusya’nın bölgedeki askeri varlığını pençeleyeceğini teslim ediyor. “Elbette Rusya’ya bağımlılık artacak ama Gürcistan gibi her fırsatta saldıran bir komşu olduğu müddetçe bu küçük ülkenin kendini kuzeye atmaktan başka bir şansı yok” diyor. Aleg, Osetlerin bağımsızlıklarının nihayet tanınmasına sevinecek halleri kalmadığını da ekliyor.

Maya adlı kadın “Şu an ölülerimizin yasını tutuyoruz. Belki 40’ıncı gün de geçtikten sonra gözyaşlarımız durulur ve bağımsızlığımızı kutlamaya sıra gelir” diyor.

Rus bayrağı her yerde
Osetlerin Rusya Federasyonu’na meyilleri sokaklara da yansıyor. Rusya ile Güney Osetya bayrağı her yerde yan yana asılı. Gerçi bu savaştan önce Rusya’nın Osetlerin yüzde 98’ine Rus pasaportu verip kuzeye geçişlerini kolaylaştırdığından beri alıp başını giden bir furya. Savaştan sonra ise iki bayrak ayrılmaz bir ikiliye dönüşmüş.
Sinval’de Memorial adlı bir  grubun halkla dayanışma sergilemek için konser düzenleyeceği söylentisi dolaşıyor. Konser için belirtilen saatte Sinval merkezindeki meydanda kenardaki banklara kurulmuş birkaç ihtiyar dışında in cin top oynuyor. Bir başka söylenti ‘konser saat 16.00’da kentin stadyumunda olacak’ şeklinde. Gel gör ki, dev bir Rus bayrağının göndere çekildiği stadyumda o saatte Kuzey Osetya ile Güney Osetya futbol takımları arasında maç oynanıyor. Sayıları 30 bini bulan başkentlilerin hiçbir zaman doldurulamadığı stadyumun tribünlerindeki oturma gruplarının sadece demir iskeletleri kalmış ve otlar tarafından işgal edilmiş.

****

Kuzey’in Gürcüleri Saakaşvili’ye zehir zemberek

Gürcüler de Saakaşvili’ye öfkeli. ‘Amerikalılar parayı bastırıp onu seçtirdi’ deyip onu şovenist buluyorlar

Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’yi öfkeyle anan sadece Osetler değil. Kuzey Kafkasyalı Gürcüler de Saakaşvili’ye öfkeli.
Kuzey Osetya’nın başkenti Vladikafkas’ta kenti yarıp geçen Terek Nehri’nin yamacına kurulmuş bir kafede Gürcülerle sohbet ediyoruz. 1992’de Kuzey Osetya’da yaşayan 50’nin üzerinde farklı millet arasında yakınlaşmayı sağlamak üzere kurulmuş çatı örgütü Bizim Osetya’nın şemsiyesi altındaki Ertoba (Birlikte) adlı Gürcü sivil örgütünün lideri Robert Çindaliyani, Oset ve Gürcü halkları arasında bir çatışmadan söz edilemeyeceğini, meselenin tamamen siyasi olduğu görüşünde.

‘Nasıl sırt çeviririz?’
Çindeliyani, 1943-1944’te Sovyet lideri Joseph Stalin’in Nazi Almanyası ile işbirliği yaptıkları suçlamasıyla Çeçen, İnguş, Nogay ve Balkarlarla birlikte Orta Asya ve Sibirya’ya sürdüğü Karaçayların bugünkü Karaçay-Çerkes sınırlarında kalan topraklarına yerleştirilmiş Gürcü ailelerinden birinin mensubu. Doğum yeri Gürcistan’ın Svanetya bölgesi, ortaokulu Abhazya’nın Gal bölgesinde okuyup üniversiteyi tamamlamak için 1966’da Vladikafkas’a gelmiş. O gün bugündür Vladikafkaslı. Savaşla ortaya çıkan durumu şöyle anlatıyor: “Burada Osetlerle kaynaştık, çok sıkı dostlar edindik. Kız alıp kız verdik. Ailelerimiz karıştı. Şimdi bir delinin başlattığı savaş yüzünden nasıl birbirimize sırt çeviririz. Kafkasya’da Osetlerle Gürcülerden bir birine daha yakın başka bir halk yoktu. Çok eskilere dayalı akrabalık ilişkilerimiz var. Eşim Asetin (Oset), damadım bir Oset. Gürcistan Ortodoks Patriği İlya Katolikos bile Vladikafkaslı. Bana göre bu savaş devletlerin savaşıdır, halkların değil. Devletler ne kadar savaşırsa savaşsın halk geleneksel olarak birbirlerine bağlıdır. Düşmanlık halk arasında değildir. Buradaki mitinglere gittim ve ‘Bu savaş halka karşı bir savaştır’ diye seslendim. Kazbek dağları etrafında yaşayan Gürcüler ihtiyaçlarını gidermek için 180 km ötedeki Tiflis’e değil 25 km uzağındaki Vladikafkas’a gitmeyi tercih ediyor. Burada Agati Seratelli Caddesi’nde bir Gürcü okulu var, 1992’de mülteci durumuna düşen Oset çocuklar da buraya gitti. Çünkü Rusça bilmiyorlardı, Güney Osetya’da Gürcüce eğitim aldıkları için bu okula gittiler. Kimse yadırgamadı. Şimdi de bu savaşın iki halkın arasına girmesini istemiyoruz.”

‘Ortak savaştık’
Gürcü temsilciye Saakaşvili’nin 2003’de halkın desteklediği Gül Devrimi’yle iktidara geldiğini, bu yıl başındaki seçimde Abhazya ve Güney Osetya’yı geri alma vaadiyle oy topladığını hatırlatıyoruz. O da “Amerika parayı bastı Saakaşvili iktidara getirildi, halk seçmedi. Son seçimler de doğru dürüst yapılmadı, baskı ve hile vardı” deyip ekliyor:  “SSCB’nin dağılması sırasında Osetlerle savaşı başlatan Zviad Gamsahurdiya da Saakaşvili gibiydi. Bunların hepsi şovenist. Şu anda halkın Saakaşvili’den yana görünme  nedeni de Gürcülere çok iyi paralar ödenmesi. Polis de iyi para alıyor. Yabancılar işin içinde. Son savaşta poligona gidiyoruz diye yedekleri cepheye götürdüler, kız kardeşimin öğrenci olan oğlu da böyle kandırıldı. Ama onun gibi çok sayıda Gürcü Osetlerle savaşmaya götürüldüklerini öğrenince geri döndü. Ben Sinval’de yaşlı Gürcülerle Osetlerin aynı sığınakta saklandığını gördüm. Saakaşvili kendi halkını düşünmedi.” Osetya’nın Rusya tarafından tanınmasına ne diyorsunuz’ sorusunu da Çindeliyani, “Eğer ‘demokrasi var’ diyorsan o zaman halkın istediği ülkeye katılma hakkını kabul edeceksin” diye yanıtlıyor.

‘Amerikalı para bastı’
1956’da Sovyetler’in boks şampiyonu olup bir fabrikada müdür yardımcısı olarak çalışan Vladikafkas yakınındaki Balta köyünden Gürcü asıllı Budhuzi İlya Grigoryeviç de “Saakaşvili ve askerlerinin maaşını Amerika karşılıyor. Orada ciddi propaganda yapılıyor. Savaşı başlatanın Saakaşvili olduğu gizlenmeye çalışılıyor ve Rusya’nın Gürcistan’ı işgal ettiği haberleri yayılıyor. Halkın alternatif kanallardan haber alması da engelleniyor” diye ekliyor. 
Bu kez Kuzey Osetya Halklar Arası İlişkiler Bakanı Taymuraz Kasayev’in makam odasındayız. Savaşın etnik gruplar arası ilişkilere yansımalarını merak ediyoruz. Kasayev, “Korkulduğu gibi bir problem olmadı. Kuzey Osetya’da 11 bin Gürcü var. Güney Osetyalı Gürcüler, Gürcistan’ın işgal güçlerine karşı savaştı. Hatta Soçi’deki Gürcüler de Osetlere yardım etti” diyor. Kasayev güneydeki Osetlerin Kuzey Osetya ile birleşme talepleriyle ilgili de “Devlet başkanımız Taymuraz Memsurov da iki halk arasında rahat ilişkilerin kurulmasını istiyor. Yarın ne olacağını bilemeyiz ama şu anda tek düşündüğümüz Güney Osetya’ya yardım etmek” ifadelerini kullanıyor.

***

Azamat savaşla birlikte Gürcü dostlarını yitirdi

VLADİKAFKAS – Evleri bombalanınca babası ve annesinin Kuzey Osetya’nın başkenti Vladikafkas’a gönderdiği 15 yaşındaki mülteci Azamat Beyguyev, savaşla birlikte Gürcülerle olan dostluklarını da yitirmiş. “Hem okulda hem mahallede çok iyi anlaştığım Gürcü arkadaşlarım vardı. Aramızda ayrı milletlerdeniz diye sorun çıkmıyordu. Gürcüler benim için Osetlerden farklı değildi. Savaş her şeyi mahvetti” diyen Azamat, ‘Peki dostluklar yeniden kurulabilecek mi’ sorusu karşısında umutsuz: “Hayır mümkün değil. Evimizi yeniden yapsalar ve normal hayata dönsek bile mümkün değil. Şu andaki hislerim çok farklı herhalde Sinval’de bir Gürcü bulsam boğazına sarılırım.”
Kendisini bu noktaya getiren felaketi ise nefes almadan şöyle anlatıyor: “Evde oturmuş televizyon seyrediyordum. Otomatik silah sesleri duydum ama başka bir ses sandım. Savaş çıkacağı aklımın ucundan bile geçmiyordu. Önce Çunal köyüne ateş açtıkları söylendi. Sonra kente ateş açılmaya başladı. Hemen bodruma saklandık. Evimizin çatısı uçtu, banyo kısmı yıkıldı. Babam bizi 20 km ötedeki Gorniş’e götürdü. Ama sabaha karşı bu köyü de bombaladılar. Herkes kaçıyordu. Gürcü uçakları üzerimizden uçup sağı solu bombalıyordu. Znaur köyündekiler de bu köye sığınmıştı. Sonra normal yollar kapalı olduğundan köy yollarından Sinval’e tekrar geri dönmek zorunda kaldık. Cesetler her yerdeydi. 9 Eylül’de ortalık sakinleşince babam beni Vladikafkas’a gönderdi. Kendisi sınırda asker olduğu için gelemedi. Annem de hastanede doktorluk yaptığı için yaralılarla ilgilenmek zorundaydı. Kucak kucağa oturup Vladikafkas’a geldik. İstisnasız bütün büyükleri gibi “Kuzey Osetya ile birleşmek istiyoruz” diyen Azamat Rusya’nın Güney Osetya’yı tanımasına çok sevindiğini, bunun ekonominin düzelmesine yardımcı olacağına, daha iyi bir yaşam getireceğine inanıyor. Azamat 35 çocukla birlikte rehabilitasyon için Moskova’ya gönderilecekler listesinde.

*****

Oset mülteci sorunu, sorun olmaktan çıkıyor
Güney Osetya’da binlerce insanın evsiz kalmasına karşın Kafkasya’nın kültürel yapısı ve akrabalık ilişkileri sayesinde mülteci sorunu kendini fazla hissettirmiyor. Gürcistan içinde yer değiştiren ya da Güney Osetya’dan kaçan Gürcü mülteciler kurulan çadırlar ve uluslararası yardım akışı sayesinde görünür halde varlıklarını sürdürürken Osetler için tablo biraz farklı. Oset mültecilerin önemli bir kısmı Kuzey ve Güney Osetya’da akrabalarının yanlarına ya da Kuzey Kafkas cumhuriyetlerindeki sanatoryumlara yerleşmiş. Kuzey Osetya’nın Güney’e en yakın kenti Alagir’deki mülteci kampı kapatılmış durumda. Bu arada Kuzey Osetya Halklar Arası İlişkiler Bakanı Taymuraz Kasayev’e göre 1992’deki Gürcü-Oset savaşında Güney Osetya’dan Kuzey Osetya’ya kaçıp da İnguşlarla sorunlu bölge olan Prigorodni’ye yerleştirilmiş olan Oset mülteciler de Gürcistan’ın saldırı tehlikesinin bertaraf edilmesiyle tekrar topraklarına dönmeye başladı.

YARIN: Beslan annesinden Türkiye’ye sitem