Adıgey’i ziyaret eden Japon bilim adamları, Çerkeslerin ve Ainuların kültürleri arasında büyük benzerlikler bulduklarını açıkladı.
Kısa bir süre önce Maykop’a gelen Japon bilim adamları Adıgey Devlet Üniversitesi’nden meslektaşları ile buluştu. Buluşmada, Çerkeslerin ataları ile Japonya’da bulunan Hokkaido adasının kadim halkı Ainular arasındaki benzerlikler konuşuldu.
Ainuların gizemini çözmek istiyorlar
Japon profesör çift Tangika İtsudzi ve Çika, Adıgey’e ilk defa geldiler. Hokkaido Üniversitesi’nde, Hokkaido adasının eski ve gizemli halkı Ainuların kültürünü inceliyorlar. Ainuların nüfusu şu anda 25 bin kadar.
Ainuların kökeni bugün halen belli değil. Dış görünüşleri Japonlardan bariz şekilde ayrılıyor. Beyaz tenliler, Japonlara oranla çok daha kalın saçları ve sakalları var. “Kültür” kanalının yaptığı açıklamaya göre, İtsudzi ve Çika, bu halka benzeyen başka bir kültür arıyorlardı ve bu benzerliği Adıgey’de buldular.
Ainuların kullandığı “tonkori” isimli telli bir enstrüman var. Görünüşü Çerkes “şicepşine”sine benziyor. Bu benzerlik bulunduğunda, profesör, üniversite yönetiminin onayını alarak Adıgey’e geldi.
Hokkaido üniversitesi profesörü Tangika İtsudzi, “Ainular Japonya’da hala bir muamma olarak kalmaya devam ediyor. “Tonkori” enstürmanı nereden geldi? Zamudin Guçev, bu enstrümanın “şıçepşine” ile benzerliğini, bize internet üzerinden gösterdi” açıklamasında bulundu.
İtsudzi ve Çika’nın Adıgey programında, çeşitli enstrüman yapımı atölyelerinin ziyareti yer aldı. Misafirler, bu ziyaretlerinde, birçok enstrüman inceledi ve onları bizzat çalmayı denediler.
Yeni bulgular
Aynı zamanda bir dilbilimci olan İtsudzi, ziyaretinde Nart mitolojisi metinlerini inceledi. İtsudzi’ye göre, bu metinler ve Ainuların mitolojisi arasında kıyas yapılması ve derinlemesine araştırılması gereken birçok benzerlik mevcut.
Şaşırtıcı bir başka benzerlik ise iki halkın hasırlar yaparken kullandığı tekniklerin karşılaştırılmasında ortaya çıktı.
“Uzak geçmişte Çerkesler ve Ainular birbirlerini tanıyorlar mıydı? Adıgey ve Hokkaido arasında bulunan binlerce kilometreye rağmen birbirleriyle görüşüyorlar mıydı? Yoksa bu iki halk aslında aynı halk mı?” Araştırmacılar bu soruların cevaplarını arıyor.
Guçev, “Hiç kimse aramızda nasıl bir bağ var bilmiyor. Ülkemizi ziyaret eden bilim adamları tam da bu sorunun cevabını arıyor. Eğer Ainular bizim kardeşlerimiz çıkarsa seviniriz” dedi.
Profesör İtsudzi Tangika, “Adıgey Japonya’ya çok benziyor. Sanki, iki ülkede aynı ruh hakim” ifadesinde bulundu. Araştırmacılar sadece materyalle değil, kültürün yeniden canlandırılması ve korunması konularıyla da ilgileniyor.
On Kavkaz haber ajansının verdiği bilgilere göre, Lagonaki platosunu ziyaret eden Japon araştırmacılar, Adıgey’in doğasına hayran kaldılar. Gördüklerinden etkilenen İtsudzi Tangika, Çerkesçe öğrenmeye karar verdi. Tankiga, “Bizler, Japonya’daki ‘sakura’ların (kiraz çiçeği) sizde de olmasını beklemiyorduk. Aslında, ülkelerimiz arasında hem kültürel olarak hem de doğal özellikleri bakımından birçok benzerlik mevcut. Adıgey’i kesinlikle bir kere daha ziyaret edeceğiz” dedi.
Kutlarım.
Bunu, 12 yıl önceki Japonya yolculuklarımda yazmıştım;
Aynular / Ainular Kuzey Kafkas ve Türkik kökenlerin karışımı gibi gelmişti bana.