Sivas’ta 76 yıllık bir geçmişi bulunan Çerkez’in Kahvesi, kahve ve sohbet müdavimlerinin değişmez mekanı olarak dikkat çekiyor. İçinde bulunan tarihi eser niteliğindeki eşyaları, kendine özgü yapısı, entelektüel müşteri potansiyeli ile göze çarpan Çerkez’in Kahvesi’nde sunulan kahve, tadı, görüntüsü ve kimseyle paylaşılmayan yapım sırrı ile diğerlerinden ayrılıyor.
Sivas’ta 1943 yılında Hüseyin Yıldız tarafından küçük bir çay ocağı şeklinde kurulan Çerkez’in Kahvesi, Osmanlı’da başlayan kahve kültürünün Sivas’taki yaşayan temsilcisi oldu. Şimdilerde ilk kurucusunun oğlu ve torunları tarafından yeni mekanında hizmet veren Çerkez’in Kahvesi müşterilerine, bugün bir klasik haline gelen özel kahvesinin yanı sıra çay ve nargile imkanı da sunuyor. Mekanın iç kısmı ise sergilenmekte olan gramofon, eski silahlar, semaver, radyo, kenti özgü ağızlık ve bıçaklar gibi ürünleriyle de müzeyi andırıyor. Klasik kahvehanelerde rastlanan okey, kağıt gibi oyunlara da yer verilmeyen mekanın yaklaşık 40 yıldır aralıksız günlük ziyaret eden müdavimleri bulunuyor. Mekanda günlük siyaset, spor, edebiyat, sanat gibi konularda derin tartışmalar yapılıyor. Kente gelen misafirler, önemli siyasiler, sanatçılar mutlaka Çerkez’in Kahvesi’ne götürülüyor. Çerkez’in Kahvesi, hakkında şiir ve makaleler yazılan ender yerlerden biri olarak dikkat çekiyor.
Kahvenin yapımı, 76 yıllık bir sır
Çerkez’in Kahvesi’nde müşterilere Osmanlı döneminde olduğu gibi kulpsuz özel fincanlarda sunulan, yoğun telve kıvamlı özel kahvenin yapımı da sır olarak saklanıyor. İlk kez gelen müşterilerin hepsi, kahveyi içtikten sonra ısrarla yapılışının sırrını öğrenmeye çalışıyor. Yaklaşık 20 yıldır Çerkez’in Kahvesi’nde görev yapan Adem Yiğit, “Kahvemizi biz kendimiz çekiyoruz. Bu özel bir kahvedir. Dışarıda satılan kahvelerden biraz daha incedir. Un kıvamındadır. Kahvemizin pişirme aşaması bizim sırrımızdır. Onu hiç kimseye söylemiyoruz ve yaptırmıyoruz. Merak edenler oluyor. Kahvemiz bakır cezvede yapılıyor. Bu bizim özelliğimizdir ve pişirilmesi tarzımızdır. Kahveyi sıcak suyla yaptığımız için pişirme aşaması 15-20 saniyedir. Biz kahvemizi kaynatmıyoruz. Köpüğü boldur. Kahvemizin özelliği köpüğünün üstte olması, telvesinin altta olmasıdır. Üstte köpüğünü ortada suyunu ve alta da telvesi içilir. İyi bir kahvedir. Zaten Türkiye çapında da ünlüdür.” dedi.
Çerkez’in Kahvesi’nin üçüncü nesil işletmecisi Onur Yıldız, dedesinden miras kalan geleneği sürdürdüklerini belirterek, dükkanımızı ilk açan dedem, daha sonra babam devam ettiriyor, ondan sonra da nesil olarak sıra bize geldi. Bizde elimizden geldiği kadar yaşatmaya çalışıyoruz. Kahvemizin çekirdeğinin çekimi çok özenle yapılıyor. Çekirdekler özenle seçiliyor, özenle harmanlanıyor. Çok detayı var. Şehir dışından çok müşterimiz var. Yerli turistlerimiz de buraya çok geliyor. Ülke dışından gelen insanlar da oluyor. Çok fazla tercih ediliyoruz. Burası Sivas’ın da bir markası oldu. Sonuçta 1943’ten bu zamana kadar faaliyet gösteriyoruz. Artık bir kültür haline geldi. İnsanlar geldiğinde Sivas Kahvesi olarak burayı tanıyorlar. Burası her insanın buluşma noktası diye konuştu.
“Burası bir medrese, okul gibi”
35 yıldır Çerkez’in Kahvesi’nin müşterisi olan Aziz Tarhan, buranın sadece bir kahve mekanı olmadığını belirterek, “Bizim için Çerkez’in Kahvesi bir medrese, okuldur. Gençliğimiz burada geçti. Burada büyüklerimizden siyaseti öğrendik ve siyasi atışmalar yaptık. Kendi fikrimizi onlara empoze etmeye çalıştık. Çok tatlı atışmalarımız olurdu. Burada büyüklerimizden sürekli bir şeyler öğreniyorduk. Bizden küçükler de bizden örnek alıp, kendilerinden sonra gelen nesle bir şeyler aktarıyordu. Çerkez’in Kahvesi’nde öğretiler silsilesi devam ediyordu. Bugüne kadar böyle geldi. Çerkez’in Kahvesi’ne gelmemiş bir siyasi yoktur. Mutlaka Sivas’a uğrayan siyasiler Çerkez’in mekanına uğrardı. Şimdi daha da popüler oldu. Sivas’a gelenler mutlaka Çerkez’in Kahvesine gelerek kahvesini içiyor.” diye konuştu.
40 yıldır kahvenin müdavimi olan İsmet Erkoca ise “Çerkez’in Kahvesi’nde biz her şeyi öğrendik. Oturmayı, kalkmayı, arkadaşlarla konuşmayı, muhabbet etmeyi, siyasi çekişmeler yapmayı. Ben buranın 40 senedir müşterisiyim. 3 veya 5 saat, bazen de akşama kadar otururum. Çayımı kahvemi içer giderim evime. Buraya insanlar sohbet için, muhabbet için gelir. Siyasi yönden çekişmeler için gelirler. Buranın kahvesini özel olarak içmek için gelenler de var.” ifadelerini kullandı.
İstanbul’dan Sivas’a gelen ve ailesi ile birlikte Çerkez’in Kahvesi’ne uğrayıp kahvenin tadına bakan avukat Fethi Ahmet Alparslan, Çerkez’in Kahvesi’ni içmek için özellikle İstanbul’dan geldik. Türk kültürünü yaşattıkları için özellikle ziyaret etmek istedim. Daha önce de içmiştim, şimdi de içiyorum. Muhteşem bir tadı var. Her Sivas’a gelenin muhakkak Çerkez’in yerine gelerek kahve içmelerini tavsiye ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: DHA