Okçuluk ve Kafkasya konulu program düzenlendi

Kafkas Vakfı aylık faaliyetletinin yanında atölye ve kurslarını bu sene de devam ediyor. Yeni sezon faaliyetlerini duyuran Kafkas Vakfı, Okçuluk Atölyesinin ilk dersinde Adnan Mehel’i konuk etti.

Üsküdar Meşreb Kafe’de yapılan ilk dersin açılış konuşmasını yapan atölye hocası Şafak Tavkul, geleneksel okçuluk atölyesi hakkında kısa bilgiler verdi. Okçuluğun da Kafkasya ait bir değer olduğunu ifade eden Şafak Tavkul, “Geleneksel okçuluğun bizim kültürümüzle bağlantısı olmadığı yadsınamaz. Mesela Kafkasyalılarda ok ve yay 20. yy’a kadar asalet sembolüydü. Eski fotoğraflarda da zaten aşikar. Onun öncesinde savaş aleti olarak zaten kullanılıyordu.” dedi.

Kafkasyalıların kullandığı ok ve yay hakkında bilgiler veren Tavkul, “Bizim insanımız biraz daha ince ok kullanıyordu. Şu an Kafkasya’da bu oklar pek üretilmiyor. Macaristan’da ‘Kafkas Oku’ olarak üretim yapan yerler mevcut.” dedi.

Uzun yıllar okçuluk sporuyla ilgilenen Tavkul, okçuluk sporuna Kafkasyalılar da sahip çıkılması gerektiğini düşünüyor. Tavkul, “Kafkasya’ya ait bir değer olan ok ve yay ile iç içe olmalıyız. Sizin gibi gençlerin bu sporu sahiplenmesi çok manidar. Mesela Kazaziye ve Telkari Kafkasyalılara ait bir sanat. Bu sanatlar da bizim ortak değerimiz. Bunları sahiplenip yaşatmalıyız. Sözlerimi daha fazla uzatmadan, uzun yıllar okçuluk sporuyla uğraşan Adnan Mehel hocamızın daha kapsamlı bilgileri dinlemek isteriz.” diyerek sözü Adanan Mehel’e bıraktı.

Meselenin bir kültür savaşı olduğuna dikkat çeken Adnan Mehel, okçuluğun bir kültürel miras olduğuna dikkat çekti ve kültür savaşında bu değerlere sahip çakılması gerektiğini belirtti.

Mehel, “Ok ve yay bizim gurur duyacağımız imparator mirası bir spor. Tarihimize ve topraklarımıza ok ve yayla sahip çıktık. Şimdi ise bizim bu mirasa sahip çıkmamız gerekiyor.” dedi.

Okçuluk sporu hakkında teknik bilgiler de veren Mehel, okçuluk sporunun da bir ruhu olduğu ve bu spora saygı duyulması gerektiğini belirtti. Mehel, “Bu spora fen diyorlar. Hatta ‘Hakkında en çok ayet ve hadis olan fen yoktur.’ derler. Yaptığımız iş kutsal olduğu için saygı duymalıyız. Parmağımızdaki zihkiri bile değer olarak görmeliyiz. Ok ve yay atarken geleneksel kıyafetleri giymeliyiz. Bizim bu usullere sahip çakmamız gerekiyor.” dedi.

Avrupalılar ve Amerikalılar bu alanla ilgili birçok araştırma yaptığına dikkat çeken Meher, “Batı maalesef bizim zenginliklerimizi alıyor. Yeni neslin buna sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.

Kafkasyalıların silah ve kıyafet kültüründeki güzelliklere de dikkat çeken Meher, güzeli yaşatmanın asıl güzellik olduğunu belirtiyor. Meher, “Yeni neslin güzelliğe tekrardan hayat vermesi gerektiğini düşünüyorum. Aslında mesele,  geçmişteki güzelliği günümüze taşımak.” diyerek sözlerine son verdi.

Program soru cevap şeklinde devam etti. Kafkas Vakfı’nda devam eden Okçuluk Atölyesi hakkında detaylı bilgiye, vakıf resmi sitesinden ulaşabilirsiniz