1992 yılında iş adamıyken yanlışlıkla tutuklanan ve gözaltında darp edilen Igor Kalyapin, Rus güvenlik güçlerinin işkencesiyle mücadele eden bir sivil toplum kuruluşu kurdu.
Kalyapin’e göre, İşkenceyi Önleme Komitesi basit ama korkunç bir gerçek yüzünden ortaya çıktı: Rus yetkililer işkenceyi görmezden geliyor. The Independent’a konuşan Kalyapin, tek bir yetkilinin bile hakim karşısına çıkmadığını söyledi. Buna göre yüzlerce resmi şikayet de savcılar tarafından reddedildi.
Müştekilerinin bazıları kulaklarını kaybetmişti ama sonuç her zaman aynıydı: Kovuşturmaya konu olacak bir şey yok.
Kalyapin’in komitesi, bağımsız Levada Centre’la birlikte, Uluslararası İşkence Mağdurlarını Destekleme Günü’nde, Rusların işkence deneyimlerini ortaya koyan yeni bir kamuoyu araştırması yayımladı. Ülke genelindeki 53 bölgeden 3 bin 400 Rus vatandaşının katıldığı araştırmaya göre, her 10 kişiden biri kişisel olarak işkenceye maruz kaldı.
Belki de asıl şok edici olan bu gerçeğe öfke duyulmamasıydı. Her 10 kişiden üçü işkencenin “olağanüstü durumlarda” kabul edilebileceğini belirtirken, her 10 kişiden dördüyse işkencenin suçları çözmeye yardım ettiğine inandığını kaydetti.
Araştırmacı gazeteci İvan Golunov’un hapishanede kötü muameleye maruz kaldığını sadece iki hafta önce kabul eden Kremlin ise söz konusu araştırmanın sonuçlarını reddetti. Telekonferans yöntemiyle gazetecilere açıklamada bulunan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, araştırmanın “dikkatli bir şekilde tahlil edilmesi” gerektiğini söyledi.
Peskov “Telekonferansta şu anda 30 kişi var. Herhangi biriniz işkence gördü mü? Eğer gören varsa, isimlerini söylesin.” diye konuştu.
Rusya, gözaltında işkenceyle ilgili resmi istatistik tutmuyor. Dolayısıyla araştırmanın rakamlarını da Peskov’un açıklamasını da değerlendirmek zor.
Ayrıca ceza kanununda işkenceye ilişkin ayrı bir madde bulunmuyor. Bunun yerine, polisin işkencesine yönelik tüm şikayetler çok daha geniş bir suç kapsamında değerlendiriliyor: Resmi görevin kötüye kullanılması.
Öte yandan, kanunun değiştirilmesine ve işkence suçunun yeniden tanımlanmasına yönelik kampanyaya Kremlin İnsan Hakları Ombudsmanı Tatyana Moskalkova destek verirken güvenlik kurumlarıysa karşı çıktı.
Komitesinin her yıl yaklaşık 150 kötü hadiseyle ilgilendiği bilgisini veren Kalyapin, iş yükünün üstesinden gelebilmek için ilgilendikleri vaka sayısını düşük tutmaları gerektiğini belirtti.
Üstelik mahkemenin kazanılması durumunda ödenen tazminatlar da genellikle çok az. Örneğin Nisan 2007’de Novocheboksarsk bölgesinden Artur İvanov, başına vurulmasıyla işitme duyusunu kaybetti. İvanov’a 20 bin Ruble (yaklaşık bin 750 TL) tazminat verildi. 2015’teyse 37 yaşındaki Dmitry Demidov, bir dedektifin ofisinde başına kurşun isabet etmiş halde bulundu. Adli tıp uzmanı Demidov’un kendisini vuramayacağına karar verince, hakim tazminat ödenmesine hükmetti. Demidov’un annesi 4 milyon Ruble (350 bin TL) talep etti ancak 150 bin Ruble (13 bin TL) tazminat alabildi.
Kalyapin, işkencenin genellikle bölgelere özgü olduğunu belirtiyor. Moskova gibi büyük şehirler işkenceden uzak duruyor. Aslında başkent Moskova polis şiddetiyle ilgili şikayetlerde ilk sırada bulunuyor. Bu durum, Moskovalıların haklarını daha iyi bilmelerinden kaynaklanıyor olabilir.
İşkence yöntemine bakıldığında, işler genellikle bir yumrukla başlıyor. Fakat özellikle elektroşokla işkence giderek yaygınlaşıyor. En kötü uygulamaysa kurbanların makatlarına odaklanıyor.
Son birkaç yıl içinde çok sayıda şok edici işkence haberleri yapıldı. 2017’den bu yana, yüzlerce eşcinsel erkek, Çeçen güvenlik güçlerinin işkencesine maruz kaldı. Bu yılın şubat ayında, Sibirya’da Yehova Şahitleri’ne kasten şiddet uygulandığı iddia edildi.
Ancak Kalyapin’in çalışmakta en fazla zorlandığını söylediği 2015-16 yılları arasında yaşanan başka bir konu var.
21 yaşındaki Artyom Ponomarchuk, Karadeniz’deki tatil beldesi Anapa’da tutuklandı. Karşı karşıya olduğu suç yeterince ciddiydi: Saldırı. Genç adam ilk olarak gaz maskesiyle havasız bırakıldı. Sonra memurlar makatına elektroşok uyguladı. En son da bağırsakları zarar görünce kadar copla tecavüz edildi.
Sorumlu polisler, delillere rağmen ceza almadı ve görevlerine devam etti. Üstelik savcılar da Ponomarchuk aleyhindeki suçlamalarına devam etti.
Kalyapin güvenlik görevlilerinin davranışlarında bilakis daha küstah hale geldiğini söyledi. Önceleri polisin iz bırakmamaya çalıştığına vurgu yapan Kalyapin, şimdiyse güvenlik güçlerinin bunu eskisi kadar önemsemediğine dikkat çekti.
Kalyapin ayrıca, Rusya’nın en tehlikeli bölgelerinde, işlerinin daha da zorlaştığını kaydetti. Örneğin Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinde Kalyapin’in ekibi riski azaltmak için mobil gruplarla çalışmalarını sürdürüyor. Ancak intikam korkusu yüzünden çok az insan şikayette bulunmak için ortaya çıkıyor.
“Çeçenya’da insanlar sadece korkmuyor aynı zamanda ailelerinin misillemeyle karşı karşıya kalacaklarından son derece eminler.” diyen Kalyapin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Genç yaştaki erkeklerinin tutuklanacağını ve muhtemelen de işkence göreceklerini biliyorlar. Dolayısıyla şikayette bulunmadan önce iki kere düşünüyorlar.”
Kalyapin’in çalışanları 2016’da gazetecileri Çeçenya’da dolaştırırken otobüsleri maskeli adamlar tarafından kundaklandı. Saldırıdan Çeçenya’nın sayısız insan hakları ihlaliyle suçlanan lideri Ramzan Kadirov sorumlu tutuldu.
Çalışanlarının geçerli ve ciddi tehditler almaya devam ettiğini belirten Kalyapin, tehlikenin boyutunu “profesyonel risk” diye tanımlıyor.
Kalyapin sözlerini şöyle noktaladı: “Pilotlar, itfaiye görevlileri, polis, hepsi riskle karşı karşıya. Bu, işin bir parçası. Ne saklanacağım ne de pes edeceğim. Er ya da geç bir şeyler değişecek. Yavaş ilerliyoruz ama şimdiye kadar 144 polisi hakim karşısına çıkarttık. Biz olmadan, bunlar olmazdı. Bu şimdiden başarıdır.”
Kaynak: Independent