Kafkasya’da aile içi şiddeti araştıran Marem hareketine bağlı insan hakları aktivistleri Kafkasyalı kadınlarla ilgili çarpıcı örnekler anlattılar.
Marem’in kurucuları Svetlana Anohina ve Katerina Neroznikova, Kafkasya’daki aile içi şiddetle ilgili bilgiler verdi. Marem aktivistleri, 2003 yılından bu yana şiddete maruz kalan kadınların şikayetleri sonucu tutuklanan biri olmadığını, güvenlik güçlerinin şikayetlerin yüzde 87’si ile ilgili harekete geçmediğini ve 2011-2019 yılları arasında Dağıstan, İnguşetya ve Çeçenya’da 7 erkek ve 66 kadın olmak üzere toplam 73 namus cinayetinin kaydedildiğini söylediler.
Marem gönüllüleri, akrabaları tarafından darbedildiği için Dağıstan’ın başkenti Mahaçkale’deki Marem grubu sığınma evine kaçan Çeçen kadın Halimat Taramova’nın 10 Haziran 2021 tarihinde Dağıstan ve Çeçenya’nın güvenlik güçleri tarafından yapılan baskınla zorla Çeçenya’ya geri götürüldüğünü, akıbetinin bilinmediğini ve baskın sırasında birçok Marem grubu üyesinin yaralandığını aktardılar.
Svetlana Anohina ve Katerina Neroznikova, kocası tarafından işkence yapılması nedeniyle güvenlik güçlerine defalarca şikayette bulunan ancak sonuç alamadığı için Temmuz 2015’te çocuğuyla birlikte Belarus’un başkenti Minsk’e giden İnguş kadın Marem Aliyeva’nın yaşlılar tarafından korunacağı yönünde telkinlerle ikna edilerek İnguşetya’ya döndürüldüğünü ancak ondan da bir daha haber alınamadığını kaydettiler.
Marem hareketi ismini 2015 yılında kocasıyla tartıştıktan sonra ortadan kaybolan Marem Aliyeva’dan alıyor. Rusya yönetimi tarafından baskı altına alındığı için çalışmalarına Gürcistan’da sürdüren Marem grubu temsilcileri, Kafkasya toplumlarının aile içi şiddeti kabul etmeye hazır olmadığını, Rusya devletinin şiddete maruz kalan kadınlarla ilgili hiçbir resmi çalışması bulunmadığını ve mağdurlarla sadece insan hakları aktivistlerinin ilgilendiğini belirtiler.