Zor Zamanda Kafkasya’dan Uzanan Yardım Eli

Ülkemizi çok şiddetli şekilde sarsan bu büyük deprem afeti sonrasında birçok ülkeden olduğu gibi Kafkasya’dan da deprem bölgesine çok sayıda gönüllü kuruluş geldi.

Afetin büyüklüğü ve şiddeti anlaşıldığı ilk andan itibaren, özellikle de hava şartları düşünüldüğünde birçok sivil toplum kuruluşu bölgeye yardım edebilmek adına seferber oldu.

Kafkas Vakfı olarak biz de büyük afetin yaşandığı bölgelerde afetzedelerin yaralarını sarabilmek adına vakit kaybetmeden yardım faaliyetlerimize başladık. Bölgeye ilk ulaştığımız andan itibaren gördüğümüz manzara maalesef hepimizi sarstı, adeta zorluklar silsilesiydi. Bir yandan afetin yıkımı ve psikolojik etkisi yaşanırken, bir yandan da hava şartları bölge halkını epey zor duruma sokmuştu.

Ülkemizdeki Kafkasyalıların kurduğu sivil toplum kuruluşlarının her biri deprem sonrası seferber oldular. Bu köklü kurumlarımızın yaptığı yardım faaliyetlerini anmak başka bir yazının konusu olsun. Toplumumuz da bu yardımları yakından takip ediyor zaten. Bu yazıda Kafkasyalıların bölgeye yaptığı yardımlardan bahsetmek istiyorum.

Öncelikle Ali Viskhadzhiev’in başkanlığını yaptığı KafkasDer’den bahsetmek gerekir. KafkasDer’in açılımı, Çeçen Kafkas Muhacirleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği. Çeçen Savaşı sonrası ülkemize hicret etmek zorunda kalmış Çeçenlerin kurduğu bir dernek. Bu dernek, insani yardım faaliyetlerinden, sığınmacıların hukuki sorunlarına, kültürel faaliyetlerden akademik etkinliklere birçok faaliyet gerçekleştiriyor. Deprem sonrası yardım için seferber olan bu derneğimiz Kafkas Vakfı ile de ortaklaşarak tonlarca kuru gıda malzemesi, iç çamaşırı, çorap ve hijyen malzemesini bölgeye ulaştırdı. Halen de bölgede çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Deprem öncesi, yakın çevresinin Türkiye’de yaşadığı hukuki problemlerle yoğun şekilde uğraşmak zorunda olan bu kurumumuz depremi öğrenir öğrenmez tüm enerjisini deprem bölgesine yardıma ayırdı. Yaklaşık 20 yıldır ülkemizde yaşayan Kafkasyalıların karşılaştıkları tüm problemleri geride bırakarak gösterdikleri bu hassasiyet, her türlü övgüye mazhar. Türkiye ile bütünleşmenin de çok güzel bir örneğini sergiliyorlar.

Afetin uluslararası arenada ses getirmesiyle birlikte her merhamet sahibi millet gibi Kafkasyalılar da duruma kayıtsız kalmadı. Birçok farklı kuruluş Türkiye’ye yardım etmek için ekipleriyle bölgeye intikal ettiler.

Bu kuruluşlardan birisi de Rusya Müslümanları tarafından desteklenen ve Kafkasya merkezli sivil toplum kuruluşu El-Mansur Vakfı’ydı. Depremi duyar duymaz bölgeye gelen El-Mansur ekibi arama-kurtarma ve yardım faaliyeti ekseninde çalışmalar yürütmeye başladı. Arama kurtarma ekibi çok sayıda fedakâr gönüllüden oluşuyordu.  AFAD ve Valilik koordinasyonu ile bir merkeze yerleştirilen bu arama-kurtarma ekibi depremin on yedinci gününe kadar ellerinden geldiği ölçüde enkaz çalışmalarına destek oldular. Daha sonra yaptıkları tüm yardım ve gösterdikleri desteklerle birlikte gördükleri acıları da yanlarına alarak ülkelerine geri döndüler.

Bölgeye geldikleri ilk günden itibaren cansiperane şekilde çalışma yürüten El-Mansur Vakfı yetkilileri ve gönüllüleri ile afetzedelere ellerinden gelen her türlü yardımı ulaştırıyor. Çadırdan gıda yardımına, kıyafetten yemek yardımına, bunun birçok alanda azim ve kararlılıkla ekip halinde çalışıyorlar. Valiliğin verdiği koordinasyon merkezinden, her sabah yardım malzemelerini bölgedeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorlar. Eksik gördükleri malzemeleri ve ihtiyaçları da İstanbul’dan sipariş ederek, süreci sağlıklı ve özverili bir şekilde koordine içinde yürütmeye çalışıyorlar. Vakfın koordinatörü Ali Osmayev yaptıkları yardımları şu şekilde özetliyor: “Bu topraklara bu zor günlerinde hizmet etmek bizim için bir şereftir.” El Mansur Vakfı’nın yardım organizasyonu şu an hala Kahramanmaraş ili, Türkoğlu ilçesinde devam ediyor. Şu ana kadar 30 tona yakın gıda maddesi ve diğer malzemeyi bölgedeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırdılar. 15 Mart’a kadar da bölgede çalışmalarını sürdürecekler.

Bölgede bulunan bir diğer yardım kuruluşu ise Dağıstanlı Kumuklar tarafından oluşturulan, Dağıstan Mahaçkale merkezli Sultan-Mut Vakfı. Depremin ilk haftasında bölgeye ulaşan ekipler, depremin ardından Dağıstan, Çeçenistan ve İnguşetya Bölgelerinde dini teşkilatların ve imamların iş birliğinde Cuma namazından sonra topladıkları yardımları bölgeye getirdiler. İlk etapta bölgeye 32.000.000 Rublelik (1.5 milyon dolar) nakdi yardımla gelen kuruluş ellerinden gelen yardımları hala bölge halkına ulaştırmaya devam ediyor. Vakıf ilk başta Gaziantep’in Nurdağı ve Islahiye ilçelerinde ve Hatay’da yetkililer ile görüşerek ihtiyaçları tesbit ettiler. Ardından yetkilerin yönlendirmeleriyle; konteynır, kışlık kıyafet, gıda ve temizlik malzemelerinden oluşan yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırdılar.

Sultan-Mut Vakfı koordünatörü Nadir Sultan Abdurrahmanov yaptıkları destekleri şu sözler ile özetliyor: “100 yıl önce Kafkas İslam Ordusu Kafkasya’ya yardıma geldi. Onların bize verdiği destek ve yardım bugün yaptığımızın binde biri bile değil. Ama biz bugün bunu yapabiliyoruz. Elimizden şu anlık bu kadarı geliyor.”

Ayni ve nakdi yardım faaliyetleri yürüten El-Mansur ve Sultan-Mut vakıfları şu sıralar Kahramanmaraş ve köylerine yardımları ulaştırmaktalar.

Tüm bu süreçte deprem bölgesinde gördüğüm Kafkasya’dan gelmiş samimi insan sayısı o kadar fazlaydı ki Kafkasyalıların Türkiye’ye ne kadar bağlı olduğunu kendi gözlerimle görmüş oldum. Bu iki grup ile uzun zamandır hep beraber hareket ediyor, beraber yemek yiyor, beraber yardım dağıtıyoruz. Bu tür zor zamanlarda etrafta samimi ve güler yüzlü insanların varlığının ne kadar da önemli olduğunun bir kez daha farkına vardım.

Yukarıda bahsetmiş olduğum bu iki vakıf gibi dünyanın farklı bölgelerinden afet bölgesine gelen nice kuruluş var. Zor durumda olduğumuz şu günlerde benim gördüğüm bu iki kuruluş bölgede çalışma azmimi arttıran güzel örneklerden sadece birisi. Kafkasyalı olmanın bilinci ile yardım etmek için bölgeye gelen ve bu kötü günlerde bizleri gururlandıran, bize umut olan bu kardeşlerimizden Allah razı olsun.

Kafkasya

Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve Ajans Kafkas'ın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Diğer Köşe Yazıları