Rusya gecen dokuz yılda Kuzey Kafkasya’daki çatışmayı ve siyasi kaosu bitirmekte başarısız kalırken hala Gürcistan’a kendi politikalarını dikte etmeye çalışıyor.
İsyancı güçlerin Rus hedeflerine yönelik eşzamanlı saldırıları dahil Kuzey Kafkasya’daki son olaylar, açıkça direniş hareketinin özellikle Çeçenya, Dağıstan ve İnguşetya’da planlı yükselişine işaret ediyor (North Caucasus Weekly, 17 Temmuz).
Rusya hükümetinin 2 Temmuz’da Moskova’da düzenlenen özel bir basın toplantısında İnguşetya Meclis Başkanı Vekili Tamara Khautieva’ın ağzından yaşamın normale döndüğünü iddia ettiği İnguşetya (http://ingushetiya.ru/news/14694.html), Vladimir Putin’in atadığı eski Federal Güvenlik Birimi (FSB) çalışanı olan İnguşetya Devlet Başkanı Murat Zyazikov’a destek olmak amacıyla Rusya’nın Güney Federal Bölgesi Elçisi Vladimir Ustinov’un düzenlediği bir başka ziyarete de ev sahipliği yaptı (http://ingushetiya.ru/news/14842.html). Eski ‘parti bürokratı’ geleneğine uyarak Ustinov, bu küçük güney cumhuriyetine sıkıntı vermeye devam eden ürkütücü silahlı olaylara rağmen İnguşetya’nın iyi bir seyir izlediğini söyledi.
Komşu cumhuriyet Kabardey-Balkar’da ise polis güçlerini hedef alan izole saldırılara rağmen Emir Seyfullah (namı diğer Anzor Astemirov Kuzey Kafkasya direniş hareketinin Yüksek Şeriat Mahkemesi’nin başkanı ve direniş hiyerarşisinin üst düzey üyesidir) liderliğindeki yerel Yarmuk Cemaati’nin gerçekleştirdiği seri eylemler daha taktik operasyon seviyesine varmış değil.
Karaçay-Çerkes’de Karaçay Cemaati’nin zayıflamasıyla ilişkilendirilen uzun sükunet devresinden sonra üç polis memurunun suikasta kurban gitmesi (http://www.caucasustimes.com/article.asp?id=15487) şok etkisi yarattı.
Buna karşılık Dağıstan’daki isyancı faaliyetleri, hükümeti geçen Aralık ayından beri operasyonun devam ettiği Gimri köyünde olduğu gibi bazı köylerde aylarca terörle mücadele operasyonları gerçekleştirmeye zorluyor. Ayrıca yıllardan sonra ilk defa Dağıstan’ın en güney ucu olan Derbent’ten isyancı faaliyetlerine ilişkin haberler gelmeye başladı. Bu da direnişin tüm Dağıstan’a yayıldığına ve Dağıstan’a komşu Rus bölgeleri ile sınır bölgeleri daha çok Dağıstan kökenli Lezgi, Rutul ve Tsahur halklarının yaşadığı Azerbaycan’a yayılma potansiyeline işaret ediyor.
Çeçenya ve İnguşetya’daki isyancı faaliyetlerine ilişkin haberler uzun bir süredir medyanın baş konusu olmuş durumda ama bununla birlikte her iki cumhuriyetin hükümeti de her şeyin yolunda olduğu yanılsamasını devam ettirmek için çaba sarf ediyor. Çeçenya ve İnguşetya hükümetlerinin kullandığı taktik, her şeyin sakin olduğu ve kendi bölgelerinin Rusya Federasyonu’nun diğer idari bölgelerinden farklı olmadığı iddiası.
Zayıf da olsa federal otoriteler ile Kuzey Kafkasya otoritelerinin kayıpları hafife alma girişimleri bir dereceye kadar sonuç vermiş görünüyor. Rus haber kuruluşları son olayları artık gündeme taşımıyorlar ve olumlu gelişmeler dışındaki olayları haber yapmıyorlar. Bilgi örtbas ediliyor ve Rusya’nın Çeçenya ve İnguşetya’da daimi barış teorisine uygun hareket etmeyen yabancı gazetecilerin bölgede çalışması yasak.
Bu arada, Çeçenya yürütme erki bundan iki buçuk yıl önce (27 Kasım 2005’te) seçilen parlamentoyu feshetme kararı aldı. Bu girişimin sebebi pek çok durumda tahmin edileceği ve bazı analistlerin iddia ettiği gibi parlamentonun rejime olan karşıtlığı değildi (http://expert.ru/printissues/expert/2008/26/news_apogei_predannosti/). Bundan daha iyi işbirliği yapacak bir vekiller grubu düşünmek zor olurdu ve parlamento başkanı Dukvaha Abdurahmanov, şartlar el verse de vermese de Çeçen başkan Ramzan Kadirov’a gönülden kişisel bağlılığını ifade etmek için hiçbir fırsatı kaçırmadı.
Yaklaşan Çeçenya parlamento seçimlerinin tek sebebi, üye sayısı ve dizilişinden bağımsız olarak ileride Ramazan Kadirov’un bürokrasisinde ek bir tabaka olacak iki meclisli parlamento şeklinden kurtulmaktır. Çeçenya gibi kimsenin oy kullanmadığı bir yerde sözde seçimlerde katılımın alışageldiği üzere yüzde 100 olacağını tahmin etmek pek zor değil. Fakat bu sefer çok az insanın seçim sadığına gitmeme eğilimde olduğu ve oy kullanarak muhalif tavırlarını gösterecekleri tahmin ediliyor. Sonbaharda yapılacak seçimlerin savaş başladığından beri en fazla katılımın olduğu seçim olacağı düşünülüyor. Bu açıklamanın halkın yurttaşlık bilincindeki iyileşme veya Ramzan Kadirov’un politikalarına olan takdirle bir ilgisi yok. Aksine halkın yetkililere ihbar edilme ve Ramzan Kadirov’un kişisel çıkarı için yapılan seçimlere katılmama ile direnişçilere sempati duymayla suçlanma (ki bu iddia tamamıyla yanlış değil) korkusundan dolayı çoğunlukla oylamaya katılacağı tahmin ediliyor.
Bu arada, Rusya Kuzey Kafkasya’da Gürcistan sınırına yakın bölgede gerçekleştirdiği geniş çaplı askeri tatbikatı sürdürüyor. "Kafkasya Hazar Donanması" adıyla Kuzey Kafkasya Askeri Bölgesi’nde gerçekleştirilen çok aşamalı tatbikata bölge birlikleri, Novorossiysk Deniz Üssü, Hazar Donanması, İçişleri Bakanlığı Kuzey Kafkasya Birlikleri, FSB yerel sahil koruma birimi ve Pskov Tümeni dahil havacı birlikler katılıyor. Tatbikata yaklaşık olarak 8,000 personel katılıyor (http://regnum.ru/news/1027980.html; North Caucasus Weekly, 17 Temmuz). Tatbikat, Krasnodar ve Stavropol bölgeleri, Astrakhan, Volgograd ve Rostov oblastları ile Kuzey Osetya-Alanya, İnguşetya, Dağıstan, Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes ve Çeçenya cumhuriyetlerini kapsayan askeri bölgenin komutanı Tümgeneral Sergey Makarov tarafından komuta ediliyor. Tatbikata katılacak birlik sayısı ve tatbikatın kapsayacağı alan kuşku uyandıracak derecede çok küçük. Bu tatbikat, Gürcistan’daki karışıklıkla hemen hemen aynı zamana denk geldi: Havacı birlikleri Rusya-Gürcistan sınırına yakın Kuzey Osetya’daki Roki Geçişi’nde konuşlandırmanın başka nasıl bir açıklaması olabilir? Moskova’nın amacı Tiflis’e psikolojik baskı uygulamak ve aynı zamanda tatbikat yapmak ve belki de bölgedeki direniş güçlerine karşı güç kullanmak.
Genel olarak, Kuzey Kafkasya’daki gelişmeleri takip eden Kavkazsky Uzel Internet sayfası yayın yönetmeni Grigory Şvedov’un Rusya’nın bugün bölgedeki durumun kontrolünü kaybettiğini söylemenin haksız olmadığı görüşü kabul edilir gözüküyor (http://voanews.com/russian/2008-07-14-voa10.cfm). Kuzey Kafkasya, bugün, Rusya’nın geri kalanından farklı olan kanun ve geleneklerle yaşıyor. Bu durumu dengelemek için Moskova kontrolü sağlayacakları ümidiyle bölgenin idaresini yerel elitlere devretti; fakat bunun karşılında Kremlin’in aldığı ise hükümete gerçekleri kabullenme şansı tanımayan kaos ve bir dizi çatışmanın hüküm sürdüğü bir bölge oldu. İşte bu yüzden daha uzun bir süre sorunlu Kuzey Kafkasya bölgesinin gerçekte Rusya’nın en huzurlu bölgelerinden biri olduğu propagandasını işitmeyi bekleyebiliriz. AD/FT (Ajans Kafkas)
Mairbek Vaçagayev’in North Caucasus Weekly’de (Volume IX, Issue 29) çıkan bu yazısını Ajans Kafkas için Adnan Demir Türkçeye çevirdi.
Mairbek Vaçagayev