Resmi basından bizler Rusya istihbarat biriminin dünyanın çeşitli ülkelerindeki göçmenlerle, en çok da Avrupa’dakilerle ilgili çalışmaları hakkında iyi bilgilendiriliyoruz.
Sunday Telegraph "Britanya’da çalışan Rusya resmi kişilerin beşte birini oluşturan ajanların, Rusya göçmenlerinin ve var olan rejimin düşmanlarının hareketlerini ve faaliyetlerini takip ettiği biliniyor" diye yazdı. Ancak Avrupa basını, Rusya göçmenleri arasında aslan payını oluşturuyor olsa da Çeçen mültecileri ayrı tutmuyor. Bu kapalı geçiş çok basit olarak açıklanabilir: Çifte standart politikası yürüten, hatta şu anda Kremlin ile kızıştıkları dönemde bile çifte standarda devam eden Avrupalı liderler için ‘Çeçenya, Rusya’nın iç meselesi’ prensibi değişmez olarak kalıyor.
Çıkan sonuç şu ki, Çeçen mülteciler Avrupa’da istenmeyen unsur olarak kalmaya devam ediyor, bunu da İspanya yönetiminin Çeçen mülteci Murad Gasayev’i Rusya rejiminin insafına terk etme kararı doğruluyor. Yaşam hakkının kabaca ihlali dünyada fark edilecek bir yankı uyandırdı. Görülen o ki, tepki güçleniyor ve İspanya göç hizmeti problemi yumuşatmak için Çeçen mültecinin iade edilişini, insanların bayram havasında olacağı Noel ve yeni yıl tatiline denk getirmeye karar verdi.
Ancak Çeçenlerin dinlenecek vakti yok ve bizler İspanya yönetiminin cinayete yakın insan hakları ihlallerini unutma düşüncesinde değiliz. Bizler açıkça ilan ediyoruz ki, faaliyetlerimize daha fazla insan hakları savunucusu ve uluslararası örgütü dahil ederek onları usandıracağız. Görülen o ki, İspanya yönetimi, İspanya’yı insanların özellikle Çeçen mültecilerin kaçırıldığı ve ticaretinin yapıldığı Azerbaycan ile aynı kefeye koyan bu suçtan ötürü pişman olacak. (Bu makaleyi yazarken Azerbaycan’dan endişelendirici bir haber geldi, bu ülkenin başsavcılığı, 26 Aralık’ta 4338 numarasıyla mülteci statüsüne sahip olan Yusup Nagayev’i, Avrupa Mahkemesi’nin sınır dışı edilmesine karşı çıkmasına rağmen Rusya yönetimine verme kararı aldı. Ama bu olayla ilgili en inanılmaz şey Amerikalı William Toll başkanlığındaki BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Bakü Temsilciliği’nin birkaç yıl önce Yusup Nagayev’e vermiş oldukları mültecilik statüsünü geri almış olmasıdır. Son olay Nagayev’in her türlü güvenliğinden tamamen mahrum kalmış olması anlamına geliyor ve Azerbaycan Başsavcılığı da bunu kullandı. Artık BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Baku Temsilciliği’nin açıkça Azerbaycan ve Rusya istihbaratı ile Çeçen mültecilerin kaçırılması ve ticaretinin yapılması konusunda işbirliği yapmaya başladığı yorumu söz konusu olabilir.
İşkence ve idamın gerçekleştirildiği, Çeçen mültecilerin Rusya’ya dönüşü konusunda özel operasyonların yürütüldüğü ülkeler ikiye ayrılıyor: Mecburi ve gönüllü dönüş. M. Gasayev ve Y. Nagayev olaylarında ve yüzlerce diğer Çeçen mültecinin durumu mecburi dönüş veya teslim edilme olayı. Üstelik tüm medeni ölçüleri ihlal ederek bu uygulamayı Avrupa ülkesi, İspanya yaptı. Yani utanılacak örnek AB ülkelerinde artık oluşturuldu.
Çeçen mültecilerin vatanlarına gönüllü (daha doğrusu mecburi) dönüşün Lübyanski odalarında özenle hazırlanan kendi incelikleri var. ‘Büro’ yaklaşık olarak, Çekistlerin kendilerini ilgilendiren Rus göçmenlerinin SSCB’ye dönmesi için hazırladıkları özel operasyonlar gibi operasyonlar hazırlayarak çalışıyor. Geri dönenlerin eğlenceli olmayan seçimleri vardı: Ya Sovyet yönetimi ile işbirliği yapacaklardı veya enselerinden vurulacaklardı. Ama geri dönenlerden hayatta kalanlar da Stalin baskılarıyla ‘temizlendi’.
Avrupa’daki Çeçen mültecilerin durumunu takip eden Çeçen yorumcular, Çeçen mültecilere yönelik ‘büroların’ son zamanlarda faaliyetlerini oldukça güçlendirildiğini, metodun ise değiştiğini görüyor. Şöyle ki, Rusya istihbaratınca Çeçen yandaşlarla birlikte Umar Hambiyev’in- eski Çeçen-İçkerya özel temsilcisi ve sağlık bakanı- anavatanına dönmesi için ‘parlak’ bir operasyon yürütüldü. Bu özel operasyonun önemini, bakanı, bu sayede zaferini kutlayan ‘devlet başkanı’ R. Kadirov’un Şeremetevo’da uçağın merdiveninde karşılamış olması gösteriyor.
Eski bakan Hambiyev büyük debdebe ile karşılandıysa da, diğer İçkeryalılar uçak merdiveninden direk Hosi-Yurt’taki kuklanın kabul odasına götürülüyor ve orada ilgili konu hakkında ‘sohbet’ ediliyor. Daha sonra geri dönenlerle ‘büro’ özel kişileri çalışıyor ve İçkerya’nın Batı’daki sivil ve siyasi faaliyetlerde bulunun kişileri hakkında bilgi topluyorlar. FSB kartoteği Rusya istihbaratının ilgi duyduğu tüm Çeçen mültecilerin geri dönüşünü istiyor. ‘Büroların’ tüm bu kulis çalışmaları Çeçenya’nın yeniden inşa propagandası gölgesinde yürütülüyor. Her akıllı insan anlamalıdır ki, ‘büro’ ve kuklalarla yapılan ‘canını kurtarma’ sohbetlerinin ardından Avrupa ülkelerine geri dönen mülteciler Ramzan Kadirov methiyesini okuyacaktır, Çeçenya’ya dönüş ise öyle anlatılacak ki, dinleyenin ruhunu ele geçirecek.
Ama Putin Güvenlik Konseyi’nin daha meşhur bir metodu da var; telefon, internet. ‘Büro’ ülke dışında bulunanların yakınları ile ‘candan’ açıklayıcı sohbetleri yapıyor. FSB’nin amacı, mültecilerin geri dönüşü. Ama akrabalar, ülkeye geri dönüşe niyetlenen yakınlarının hayatlarından endişe duyarak, anlamını ‘büro’da oturan ve telefonları dinleyenlerin anlamayacağı oyunlar yuvarlıyorlar.
FSB’nin aktif İçkeryalılara yönelik kendi yaklaşımları var; şantaj, tehdit, alçaklık. Mülteci statüsü alan bazı Çeçenler ülke dışına çıkamadan FSB’nin eline düşüyor. Üstelik bu tür özel operasyonlar hemen hemen tüm BDT ülkelerinin istihbaratınca yürütülüyor.
Gelenlerden açıkça istediğim şu ki, ne zaman ve hangi ülkeye gittiğini elinden geldiğince ilan etmesin. İkincisi, AB ülkelerine vardıkları gibi yönetime kayıt girişimini başlatsın. Bu konuda yavaşlık tehlikeli olabilir.
Durum şu ki, Avrupa ülkelerine giden ‘kapak altına’ düşen mültecilere BDT ve FSB istihbaratları bazı görevler veriyorlar, ilk etapta bu önemsiz gibi. Burada Çeçen siyasetçi ve sivil liderler hakkında bilgi toplama görevi, daha sonrasındaysa onların manevi açıdan etkisiz hale getirilmeleri olabilir. Büyük ihtimalle iş cinayet ve zehirlenmeye varmayacak, ama onların hayatları altüst oluyor, ruhsal sükunetleri bozuluyor.
‘Kapak altına’ düşen, önemsiz bir istihbarat işini yerine getirdikten sonra artık kendi boynunu sıkıyor, çünkü istihbaratın uzun elinden kurtulmak artık mümkün değil. Uygun bir soru; Kremlin ve Lübyanski Çeçen mültecilerin vatanlarına dönüşünde neden bu kadar ısrarlı?
Çeçen mültecilerin geri dönüş olayıyla ilgili çok şey söylendi, yazıldı, bunun Çeçenya cumhuriyetinde durumun istikrara kavuştuğu, askeri eylemlerin bittiği anlamına geldiği söylendi. Ancak hepsi bu değil. Cevabı tam olarak anlayabilmek için tarihe bakmak lazım… Rusya ve Sovyet yönetimleri Çeçenleri dağlık bölgelerden düzlüğe yerleştirmeye neden çalıştı? Bu öncelikli olarak tüm Çeçen milleti üzerinde topyekün kontrolü sağlamak için gerekliydi. Çünkü Çeçenler her zaman Kremlin için güvenilmez bir halk oldu. Ama birden, güvenilmez milletin büyük bölüm dağlarda değil de, gelişip aydınlandıkları, özgür ve kültürel bir millet haline geldikleri batıda yaşamaya başladı. Eğitimli Çeçenlerin Rusya için ne kadar tehlikeli olduğunu hayal etmek zor değil. Zira, Çeçen mülteciler batı ülkelerinde olduğu müddetçe Kremlin ve Lübyanski’nin kolları belli derecede bağlı, çünkü Rusya yönetimi bir kez daha, Çeçen halkını yok etmek için yeni bir özel operasyon yürütemez, hatta ikinci savaşın başında olduğu gibi Çeçenya’yı tüm dünyadan izole edemez.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, Çeçenler de diğer Avrupalılar gibi Avrupa’nın çeşitli yargı mercilerine, özellikle de Avrupa Mahkemesi’ne başvurma konusunda haklara sahip. Hemen hemen tüm Çeçen davalarında Rusya kaybetti ve Putin’in üzerinde çok çalıştığı Rusya imajına büyük darbe vurdu. Çeçenlerin kazandığı davalarla verilen ekonomik zarardan söz edilmesi bile gereksiz.
Çeçen gazeteci Mayirbek Taramov’un Ajans Kafkas’a gönderdiği bu yazıyı Özlem Güngör Türkçeye çevirdi.
Mayirbek Taramov