Dağıstan’da siyasi ve askeri lider değişiklikleri

Dağıstan’da geçen ay meydana gelen bir dizi değişim sadece bu cumhuriyetteki gelişmeleri takip edenleri şaşırtabilir. Son zamanların en önemli değişikliği Dağıstan cemaatinin liderlik kadrosunda meydana geldi.

Cemaatin liderlerinden ve Dağıstan direniş hareketi cephesinin lideri Rabbani Halilov’un 17 Eylül’de öldürülmesi (www.lenta.ru, 17 Eylül) kuşkusuz cemaatin yakın gelecekteki faaliyetleri üzerinde etkisi olacaktır. Halilov gibi ciddi bir ismin ölümü diğer direniş gruplarıyla bağlantıların kurulduğu ve eski liderin planlarının yeniden gözden geçirildiği bir geçici duraklama dönemi başlatabilir. Fakat bu etki geçici olacak; çünkü cemaatin yapısında lider kadrosu dahil hiç kimse yeri doldurulamaz değildir.            

 

Dokka Umarov’un direktifiyle Halilov’un yerine yardımcısı Emir Abdülmecid atandı (www.kavkazcenter.com, 1 Ekim). Çeçen direniş hareketine göre yeni emirin savaş deneyimi İkinci Çeçen Savaşı’yla başladı. Abdülmecid’in şu anda emir Aslambek Vadalov’un komuta ettiği doğu Çeçen cephesindeki ilk katılımı onun Hattap’ın kamplarında eğitilmiş olabileceğine işaret ediyor. Her ne kadar Abdülmecid Dağıstan’da doğmuş olsa da Çeçenistan sınır boyunda mücadele eden direnişçilerle yakın ilişkide olması ona Çeçenler arasında destek bulma ve yeni cemaat lideri olarak üstünlük imkanı sağlıyor.     

 

Abdülmecid’in 10 gün içinde bölgede dağınık halde bulunan direniş hücrelerini düzene sokması ve “Şeriat” cemaatinin çeşitli kıtalarından bağlılık yemini alması onun örgütün gerçek lideri haline geldiği (www.jamaaatshariat.com, 11 Ekim) ve örgüt tabanının onayını aldığını gösteriyor. Abdülmecid otoritesini sağlamlaştırırken, Dokka Umarov kısa bir süre önce öldürülen Abdülmecid’in selefi Halilov’a generallik unvanı ve direniş hareketi içinde şimdiye kadar verilmiş en yüksek madalya olan “Şeref Madalyası” verdi (www.chechentimes.net, 3 Ekim).      

 

Dokka Umarov Çeçen cemaatinin en radikal liderlerinin itibarlarını iade etmeye devam ediyor. 23 Haziran 2001’de Alhan-Kale’de öldürülen Arbi Barayev’e tuğgenerallik unvanı ekim ayında devlet başkanlığınca imzalanan bir kararla resmen iade edildi. (Barayev’in unvanı 1998’de Gudermes’te meydana gelen hükümet karşıtı gösterilere katıldığı için Aslan Mashadov tarafından geri alınmıştı.) Umarov ise Mashadov ve Abdülhalim Saydulayev’in İçkerya ve Çeçen halkının düşmanı ilan ettiği şahsiyetlerin itibarlarını iade etti. Bu yönde çıkarılan ilk kararın Umarov tarafından 17 Nisan’da “Şeriat Muhafızları Hakkında” adlı emir olduğu çok iyi biliniyor. (www.kavkazcenter.com, 28 Nisan). 

 

İçkerya Devlet Başkanı Yardımcısı Supyan Abdullayev tüm radikallerin itibarını iade etmeye çalışıyor. Bu davranışı anlamak mümkün; çünkü iktidardaki temsilci olarak kendi partisinin menfaatleri için çalışmak zorunda. Fakat Dokka Umarov’un bu hareketlerin sonuçlarını ciddiye almadığı açık. Ciddi rolleri olmayan bir kaç kişiyi daha kendine çekmeye çalışarak Umarov kasıtlı olmasa da selefleri Aslan Mashadov ve Abdülhalim Sadulayev’in politikalarını destekleyenleri karşısına alıyor. Dokka Umarov selefinin hatalarından ders almalı ve aynı ırmaktan iki kez geçmeli. 1997’de Çeçen devlet başkanlığı seçimlerini kazandıktan sonra Mashadov pek çok taraftarının karşı çıkmasına rağmen radikalleri hükümete davet etmeye karar verdi. Bakanlar Kurulu’ndaki pek çok önemli makama radikallerin temsilcileri getirildi. Ancak 1998 yazında Gudermes’te meydana gelen trajik olaylardan sonra Aslan Mashadov radikallerle yolunu ayırmak zorunda kaldı. Mashadov ve halefi Abdülhalim Sadulayev’i bir zamanlar otoritelerle mücadeleye girenlerle anlaşmaya ikna etme çabaları sonuç vermedi. Dokka Umarov selefinin hatalarını tekrar etme kararı aldı ve sonunda halkın çoğunluğunun güvenini kaybedebilir. Şu noktayı belirtmekte yarar var: Halkın çoğu fakir durumdayken azınlık durumdaki radikaller finansal güce sahipler ve belki de bu durum Çeçen bağımsızlık liderinin kararlarına etki etmiş olabilir.        

 

Dağıstan’daki “Şeriat” cemaatinde değişiklikler gibi resmi iktidar tabakasında da değişiklikler meydana geldi. “Birleşik Rusya” Partisi’nin listesinde bir kaç ünlü şahsiyetin ismi yok. Bunlar arasında milyoner Süleyman Kerimov ile Dağıstan’ın en büyük etnik grubu ve en önemli siyasi gücü Avarların temsilcisi ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonraki tüm parlamentolarda yer alan Gaci Mahaçev da var. Kerimov’un listeden çıkarılması Vladimir Putin’in baş finansal müttefiki İgor Seçin’in baskısı ve ekonomik rekabetten kaynaklanmış olabilir. Mahaçev’in saf dışı bırakılmasında ise suça karışmış kişileri partiden uzaklaştırmaya çalışan Vladislav Surkov’un çabaları etkili olmuş olabilir. Mahaçev’e geçmişte ciddi suçlamalar yöneltildi ve bir zamanlar Avar suç örgütlerinin lideri olarak anıldı.  

 

Dağıstan hükümetinde Tarım Bakanı Rapi Abakarov, Genel Kurmay Başkan Yardımcısı Caparbeg Şamhalov ve güvenlik konseyi sekreteri Gitinomagomed Gacimagomedov’in görevden alınmaları cumhuriyeti oluşturan farklı klanlar arasındaki dengeyi korumak için göreve geldiğinde tavizler vermeye zorlanan Devlet Başkanı Mukhu Aliyev’in güç ve nüfuzunu artırmak için yapıldı. Dağıstan’da sadece devlet başkanına karşı sorumlu olan pek çok görevli aslında pek önemli bir mevkide değiller ve siyasi olarak da tartışmaya konusu olmazlar. Bu mevkiler cumhuriyeti oluşturan etnik gruplar Avarlar, Darginler, Kumuklar, Laklar ve Lezginlere tahsis edilmiştir. Ancak bu gruplar arasındaki denge değişince Dağıstan’ın istikrarı ve düzeninin tehlikeye girdiği söylenebilir. Bunun dışında mevkilerde yer alanları değiştirmek anlamsız bir makam değişikliğinden başka bir şey değil.      

 

Özellikle Kremlin ve federal yetkililer tarafından atama yapılan mevkiler bundan hariçtir ve bu mevkiler arasında İçişleri Bakanlığı, Başsavcılık, FSB’nin yerel büroları, Adalet Bakanlığı, tüm düzeydeki yargıçlar ve demir yolları, hava alanları ve diğer tüm mevkiler var. Federal yetkililerin atama yapmadığı mevkilerdeki değişiklikleri analiz etmeye kalkışmak gereksizdir (www.gazeta.ru, 18 Eylül); çünkü bu çabalar sadece ülkenin diğer bölgelerine uygulanabilecek mekanikleri kullanarak Dağıstan’daki fenomenleri açıklamaya yöneliktir.

 

Geçenlerde Dağıstan parlamentosu devlet başkanı yerine parlamentonun kendi başkanını seçmesine imkan tanımak için anayasada değişikliğe gitti. Bu değişiklik cumhuriyetin anayasasını federal yasayla uyumlu hale getirmek için yapıldı (www.gazeta.ru, 27 Eylül). Her ne kadar bu değişiklik nominal olarak Aliyev’in bir yetkisini elinden almış olsa da onun otoritesini çok az değiştirmiştir. Meclis başkanlığı görevine sadece Darginler atanabiliyor. Daha önce “Chechnya Weekly”de belirtildiği gibi Dağıstan’da birkaç etnik grubun varlığı cumhuriyetin atama politikalarını ayrıntılı bir şekilde belirliyor ve bazı atamaların uzun uzadıya analizini gereksiz kılıyor.

 

Halkın hükümetten memnuiyetsizliği ışığında silahlı muhalifin sesi çok sıklıkla duyuluyor. Direnişçilerin sık sık ve durmaksızın güvenlik güçlerine darbeler indiriyorlar. Yetkililerin bugünün şartlarında ciddi bir zafer olarak görmedikleri Rabbani Halilov’un öldürülmesi güvenlik güçleri ve polisin günlük faaliyetlerinin bir parçası olarak algılandı. Buna karşılık gerillalar liderlerinin kaybıyla aslında hiçbir şeyin değişmediği ispat edercesine bir dizi saldırı gerçekleştirdiler.  

 

Paris Üniversitesi Sosyal Bilimler dalında doktora öğrencisi ve “19. yüzyıl Kafkas Savaşlarında Çeçenya” adlı kitabın yazarı olan Mairbek Vaçagayev’in Chechnya Weekly’de yayımlanan bu yazısını Ajans Kafkas Türkçeye kazandırdı.

     

Mairbek Vaçagayev