Nalçik/Ajans Kafkas – Kabardey-Balkar’da 13 Ekim 2005 olaylarına karışan gençler ve ailelerinin savunmasını üstlendiği için tehdit mektupları alan ve güvenlik organlarınca takip edilen Larisa Dorogova, Devlet Başkanı Arsen Kanokov’dan koruma istemesinin ardından Kavkazki Uzel’e “Kabardey-Balkar’da pek çok kişi direnişçilerin savunulmasından hoşnut değil” dedi.
Dorogova, “Kabardey-Balkar devlet başkanına maruz kaldığınız baskılardan korunma arayışıyla başvurdunuz. Bu baskıların nasıl olduğu konusunda açık örnekler verebilir misiniz” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Kabardey-Balkar savcılığı, ‘profesyonel sorumluluklarıma riayet etmemek’ şeklindeki düzme bir materyalle avukatlık mesleğimin elimden alınması için önayak oldu. Güya hapishane çalışanı bir bayana küfür ettiğim ve tehdit ettiğim iddia edildi. Sorgu hakimleri hakkımda dava açılmasını iki kez reddetti, ama Kabardey-Balkar savcılığı bu kararı iptal ediyor. Kabardey-Balkar Savcılığı’nın inisiyatifi ile hapishaneye girmem yasaklandı. Anlaşmam olan müvekkillerim hukuki yardım alamıyor. Emin olarak şunu söyleyebilirim ki, Kabardey-Balkar Savcılığı, 13 Ekim 2005 olayları ile ilgili bazı tutukluların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurularına bağlı olarak onlara danışmanlık şeklindeki hukuki yardımda bulunmamı engellemeye çalışıyor. Böyle bir yardımı avukat olarak gözaltındaki herkese gösterebilirim. Yaşadığım evin posta kutusuna periyodik olarak tehdit içerikli birbirine benzer mektuplar geliyor. Tüm bu mektuplar şu anda savunmasını yaptığım Müslümanlar adına gönderiliyor, bu da onların yeni bir provokasyon ve saçmalıklarına delalet ediyor. Son tehdit mektubunda Kalaşnikof silah mermisi de vardı. 2005’den beri oğlum ve ben tanımadığımız adamlar tarafından takip edildik. Onlar bizi bahçede beklediler, gittiğimiz her yerde bizi yaya ve araçlı olarak takip ettiler. 2006’da oğlum aleyhinde dava açılması için asılsız bir inceleme yürütüldü. Ve sonunda, 9 Mayıs’ta evimin yakınında oğlum kaçırıldı, zorla VAZ-2107 marka beyaz renkli plakasız bir araca, sivil giyimli dört kişi tarafından bindirildi. Yasalara aykırı şekilde 7 saat orada tutuldu. Ona burada psikolojik baskı yapıldı, benim, planlarım, internet bağlantılarım hakkında sorular sordular ve istedikleri anda kendisini bulacakları tehdidinde bulundular. Telefon açmasına izin vermediler, SİM kartını aldılar. Sonuç olarak oğlum stres yaşadı. Onu şehirde dolaştırdılar, şehrin dışına ormanlık alana götürdüler, bu kişiler arabayı durdurdu ve uzun süre ormanda bekledi.”
‘Tüm bunların ardında kimin olduğunu düşünüyorsunuz’ sorusunu “Vatandaşların haklarını savunmaya yönelik çalışmalarımdan rahatsız olan güçler” diye yanıtlayan avukat, ‘Kimleri savunuyorsunuz ve bu neden tepkilere neden oluyor’ sorusu üzerine de şunları söyledi:
“13 Ekim 2005 olaylarına karışmış oğullarının cesetlerinin verilmemesi ve davalara alınmamaları nedeniyle hakları ihlal edilen aileleri savunuyorum. Onların 57’si Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvurdu. Bunun dışında gözaltında olan ve kendilerine işkence edilen üç kişiyle durumları konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmalarına yardımcı olmak için yapılmış bir anlaşmam var. Bu çalışma işkence olayları hakkında soruşturma başlatılmasını reddeden savcılık kararının şikayet edilmesiyle ilgili. Buna bağlı olarak bu çalışma birçokları için istenmiyor.”
Dorogova’nın korunması için Kanokov’a başvuruda bulunmuş olan Kabardey-Balkar İnsan Hakları Merkezi Başkanı Valeri Hatıjıkov ise "Son zamanlarda avukat Larisa Dorogova’nın karşılaştığı problemler, onun avukatlık statüsünün iptal edilme girişimleri, oğlunun kaçırılması, doğrudan onun 13 Ekim 2005 olaylarıyla ilgili davada Müslümanlara hukuki yardım gösteriyor olmasına bağlı" dedi. Hatıjukov’a göre, tüm bu provokasyonların arkasında Müslüman toplumun istikrara kavuşması sürecinden rahatsız kişiler var. ÖZ/FT/FT