Nazran/Ajans Kafkas – Rus istihbarat servisi FSB’nin kol gezdiği İnguşetya’nın eski başkenti Nazran’da yine yargısız infaz yaşandı.
FSB timleri bir evde biri kadın üç kişiyi öldürüp ardından ‘güvenlik güçlerine direniş gösteren teröristler ortadan kaldırıldı’ açıklamasını yaptı. Fakat öldürülen üç kişinin gizemi tam olarak çözülemese de insan hakları örgütleri, komşular ve gazetecilerin ittifak ettiği bir nokta var: Bir yargısız infaz yaşandı.
Rusya Federasyonu Savcılığı Soruşturma Komitesi İnguşetya Cumhuriyeti İdaresi, 28 Şubat’ta yaşanan olayla ilgili şöyle bir açıklama yaptı: "28 Şubatta 15:30’da Rusya Federasyonu İnguşetya FSB çalışanlarınca, kanunsuz silahlı örgüt üyelerinin bulunması konusunda yürütülen çalışma çerçevesinde Nazran’ın Altiyevski Hamhoyev caddesindeki müstakil evlerin birinde silahlı bir grup tespit etti. Kimliği belirsiz kişilerin tutuklanma girişimi sırasında elinde otomatik silah ve patlayıcı bulunan kişiler güvenlik organı çalışanlarının hayatını kastetti. Açılan karşı ateş sonucunda üç suçlu da olay yerinde öldürüldü. Olay yerinin incelenmesi üzerine çok sayıda silah ve patlayıcı tespit edildi."
Güvenlik güçleri de, çeşitli suçlardan arandığını iddia ettikleri Madina Auşeva adlı kadının teslim olmamak için evde kendisini havaya uçurduğunu öne sürdü.
Novaya gazetesinin görüştüğü vatandaşlara göre “FSB, Nazran’da terkedilmiş bir eve daha önceden kaçırdıkları iki erkek ve bir kadını getirdi. Onları vurup çatışma görüntüsü verdi. Eve silah bıraktılar ve ardından olay yerine yerel güvenlik organlarını çağırdılar.”
Kavkazki Uzel ise komşularla görüşüp öldürülen kişilerin gerçekten iki aydır bu evde yaşadıklarını, erkeklerden birinin hamile kadının kardeşi olduğunu tespit etti. Komşulardan biri kadının son derece olumlu bir kişi olduğunu anlatırken, bir başkası FSB çalışanlarının eve ateş açtığını belirtip evde patlayıcı ve silah bulunduğu iddiasına katılmadığını söyledi.
Çeçen Milli Kurtarma Komitesi Başkanı Ruslan Badalov da, olay yerinde inceleme yaptıklarını, iki kardeşin iki aydır bu evde yaşadıklarını öğrendiklerini belirterek "Çok önemli bir nokta, öldürülen kadın hamileydi. Bizim bakışımıza göre, bu durum, öldürülen kadının intihar eylemcisi olduğu yönündeki resmi açıklamayı tamamen yalanlıyor. Hiçbir hamile kadın kendini öldürmez. Bu gerçeğe aykırı" dedi. Badalov’a göre, eve nasıl ateş açıldığını gören komşulardan biri karşı ateş açılmadığını ve kimsenin direniş göstermediğini söyledi. Badalov, "Görgü tanıkları öldürülenlerin iddia edildiği gibi silahlı örgüt üyesi olduğundan şüphe duyuyorlar. Eğer böyle değilse neden güvenlikçiler gazetecilerin olay yerine ikinci gün bile ulaşmasına engel oluyorlar, eğer toplumdan saklayacakları bir şeyleri yoksa neden böyle davranıyorlar" diye sordu. ÖZ/FT