Dağıstan’da köy baskını

Mahaçkale/Ajans Kafkas – Dağıstan’ın Tsuntinski bölgesi Hutrakh köyü sakinleri, köylerinde özel operasyon yürüten güvenlik güçlerinin eylemlerinden şikayetçi.

 

Dağıstan Anneleri sivil örgütü Başkanı Svetlana İsayeva, halkın çağrısı üzerine gittikleri Hutrakh köyünde karşılaştıklarını anlattı: “Oraya sessiz bir şekilde, gürültü koparmadan gittik çünkü bölgeye alınmama ihtimaline karşı uyarılmıştık. Köye gittiğimizde korkmuş, dövülmüş, eziyet edilmiş insanlar gördük” dedi.

 

Hutrakh’ta operasyon 23-30 Eylül’de gerçekleşti, ancak Memorial İnsan Hakları Merkezi çalışanları ve meslektaşları Dağıstan Anneleri üyeleri, Gürcistan sınırında bulunan Tsuntinski bölgesindeki bu köye 8 Ekim’de ulaşabildi. Köye giden insan hakları savunucuları operasyonda zarar gören insanları ve ifadelerini kaydettiler.

 

Memorial bilgilerine göre, 23 Eylül’de köye, içinde güvenlik kurumu çalışanlarının bulunduğu araç konvoyu geldi ve evlere baskınlar düzenledi, herhangi bir belge gösterilmedi ve baskının nedeni açıklanmadı.

Memorial, “Köye yaklaşık 30 araç geldi. Araçlardan inen yüzden fazla maskeli ve kamuflajlı kişi evleri incelemeye başladı. Rusça ve Avarca konuşuyorlardı. Silovikler evleri peşpeşe, ev sahibinin evde olup olmamasına bakmadan aradılar. Eve girdiklerinde herhangi bir belge göstermediler ve sebebini açıklamadıkları gibi çok kaba davrandılar” açıklamasında bulundu.

 

Dağıstan Anneleri temsilcisi, maskeli insanların evlerin kilitlerini kırarak gruplar halinde girdiklerini, bu şekilde bir gün içinde 3-4 grup halinde evden eve girip çıktıklarını, vatandaşların paralarını aldıklarını, emeklilerin maaşlarının kaybolduğunu, yiyecekleri ve kış için hazırlanan odunları aldıklarını anlattı.

 

1945 doğumlu Patimat Magomedova Kurbanova’nın torunun eğitimi ve geçimi için biriktirdiği 20 bin rublesini aldılar. Birçok köylünün paraları kayboldu.

 

Emekli Sakinat Kurbanova “İnsanlar maskeli olarak evime baskın düzenledi, mobilyaları kırdılar. Onları durdurmak istediğimde beni dövdüler. Bunu neden yaptıklarını sorduğumda şöyle bir cevap duydum: ‘Bunu her gün yapmaya hakkımız var. Biz devlet başkanı adına hareket ediyoruz’. Evden Arapça yazıların olduğu kutuları bile aldılar” dedi.

 

Ayşat Koyniyeva da “Bizim ormana gitmiş (silahlı direnişe katılmış) akrabamız yok. Onlar eve girdiler ve sandığı açmaya çalıştılar, burada galiba silah var dediler. Ancak sandıkta hiçbir şey yoktu, bunun üzerine onlar yiyecek alıp gittiler. Vermeyi reddettiğimizde başımıza silah dayadılar” dedi.

 

Memorial’in bilgilerine göre, operasyonun ilk gününde silovikler köyden erkek ve kadın bazı vatandaşları gözaltına alıp götürdüler. Gözaltına aldıkları insanları önce köyün yakınına kurdukları çadır kampa götürdüler. Bazılarını orada bıraktılar, sorguladılar ve işkence ettiler. Bazılarını şehir emniyetine veya yakınlardaki Huprinski sınır karakoluna götürdüler. Bazılarını Hedba köyüne götürdüler. İnsanlar bu köyde nerede sorgulandıklarını bilmiyorlar, çünkü başlarında torbalar vardı.

 

İnsan hakları savunucuları “İşkence ve dayak bu ifade edilen her yerde oldu. Ama götürülen kadınlara hakaretler edildiği ve korkutulduğu halde dövülüp işkence edilmedi. Gözaltına alınan bazı erkekler sorgulanırken, bazılarına acımasızca işkence edildi. İnsanları, direnişçiler, gizledikleri silahlar, komşu ihbarları hakkında bilgi vermeye zorlandılar. Gözaltına alınanlar aynı gün içinde veya sonraki gün serbest bırakıldılar” açıklamasında bulundular.

 

Memorial bilgilerine göre, köyde operasyon sonraki günler de devam etti. Bir hafta boyunca silovikler aynı eve bir gün içinde veya sonraki günler içinde üç-dört kez baskınlar düzenlediler.

 

Memorial’in açıklamasında “Köyde en fazla toplu gözaltı, temizlik operasyonunun son günü 30 Eylül’de cami çıkışında oldu. Cuma namazından sonra silovikler erkekleri gözaltına aldılar ve çadır kampa götürdüler, ardından da Tsuntinski bölge emniyetine. Gözaltına alınanlar arasında küçük erkek çocukları da vardı” denildi.

 

Magomedov Sirajudin, 13 yaşındaki oğlu Tagir’in de gözaltına alındığını söyledi. Sirajudinov “Kimliğimi alması için Tagir’i eve yolladım. Askerler onun köye doğru koştuğunu gördüler, geri dönerken gözaltına aldılar ve Tsuntinski emniyetine götürdüler. Oğlum için gittiğimde bana listede adının olmadığını söylediler. Gündüz 14’den gece 23’e kadar gözaltında tuttular. Sonra serbest bıraktılar, eve nasıl gelsin? Karanlıkta yaya olarak dağdan yaklaşık 40 dakika yürüdü” dedi.

 

Dağıstan Anneleri Başkanı İsayeva’nın ifadesine göre, insan hakları savunucuları, Dağıstan İnsan Hakları Yetkilisi, Soruşturma Komitesi, savcılık, ve RF makamlarına konuyla ilgili başvuruda bulunacaklar. İsayeva “Yönetimimizin dikkatini, özellikle de Başbakan Yardımcısı Rizvan Kurbanov’un dikkatini bu olaya çekeceğiz, çünkü ülkede güvenlik birimlerini o idare ediyor” dedi. KU/ÖZ/YA