Moskova/Ajans Kafkas – Memorial İnsan Hakları Merkezi yönetim kurulu üyesi Aleksandr Çerkasov, 14 Eylül’de Moskova’daki Bağımsız Basın Merkezinde düzenlenen “Kuzey Kafkasya: Tehlike altındaki gazeteci ve insan hakları savunucuları” adlı basın konferansında Natalya Estemirova cinayeti soruşturmacılarının, yerel güvenlik güçlerinin suça iştirak etmiş olması ihtimalini araştırdıklarını söyledi.
Çerkasov, Çeçen insan hakları savunucusu Estemirova cinayetinin yanı sıra, Zarema Sadulayeva ve eşinin öldürülmesi ve İslam Umarpaşayev olayı davaları hakkında gazetecilere bilgi verdi.
“Estemirova cinayeti soruşturmasının iler tutar yanı yok"
Çerkasov’a göre, 2009’da öldürülen Estemirova’nın meslektaşları dava ile ilgilenen soruşturmacıların tarafsız olmalarını ve AİHM’nin davaya etki etmesini umuyorlar.
Çerkasov, iki ay önce İnsan Hakları Federasyonu, Novaya Gazeta ve Memorial tarafından hazırlanan raporda, soruşturmanın üzerinde yoğunlaştığı isim olan Alhazur Başayev’in cinayetle ilgisinin olmadığının ortaya konulduğunu hatırlattı: “Rusya Federasyonu Soruşturma Komitesi tarafından ilan edilen katilin ve kardeşinin DNA’larını inceledik. Başayev’in olayla ilgisini doğrulayan hiçbir materyal yok”
Çerkasov’un düşüncesine göre, 2009 Aralık ayına kadar soruşturmacılar gerçekten görevlerini yapmaya çalışıyorlardı, ancak 2010 Ocak ayında kendilerine, Çeçen İçişleri Bakanlığı ve FSB’den “doğru deliller olarak kabul edilmeli” talimatnameli materyaller verildi. Daha sonra soruşturmacılar bu “benzersiz doğruluktaki” belgelere göre hareket etmeye başladılar.
Memorial, 9 Eylül’de Estemirova’nın akrabalarının temsilcileri ile birlikte soruşturmada ilerleme olmaması nedeniyle AİHM’ye başvurdu.
“Eğer istenseydi Zarema Sadulayeva cinayeti iki günde çözülebilirdi”
Çerkasov ayrıca 2009 Ağustosunda öldürülen “Nesli Kurtaralım” adlı organizasyonun başkanı Zarema Sadulayeva ve kocası Alik Cabrailov’un cinayetlerinden de söz etti. Çerkasov’a göre, katil sıcak takip ile ‘olaydan bir gün sonra’ yakalanabilirdi.
Anlatılanlara göre, Sadulayeva ve Cabrailov’un kaçırıldığı ofise bir cep telefonu numarası bırakılmıştı. Ertesi gün polis soruşturmaya başladığında bu numarayı aradı. Telefonu açan adam “ona ulaşamayacaklarını” söyledi. Cep telefonunun sahibini sorgulamak aylar aldı. Adamın bir FSB çalışanı olduğu ortaya çıktı ve onu sorgulamak için bir türlü onay alınamadı. Ancak davanın ‘Kadirov’un şahsi denetiminde’ olduğu gerçeği FSB çalışanının sorgulanmasını mümkün kaldı.
Çerkasov, hikayenin bahsedilmeyen kısmını şu şekilde tamamlıyor: “Adam, telefon hattını kız kardeşi için almıştı, o da hattı Çeçenya İçişleri Ordusunda askerlik yapan Akbulatov adındaki bir akrabasına verdi. O sıralar, yani 2010 Şubat ayında Akbulatov öldürüldü. ‘Militanlarla çatışma sırasında’ öldürüldüğü söyleniyor. Sadulayeva ve Cabrailov’un akrabaları ile yaptığımız bir görüşme neticesinde, onları ofisten çıkaran ve yüzünden teşhis edilmesi mümkün olan ikinci adamın da bir asker olduğu ve o sıralar öldürüldüğü kesinleşti.”
Çerkasov’un verdiği bilgilere göre, Sadulayeva ve Cabrailov cinayeti soruşturması üzerindeki şüpheler bununla da sınırlı değil: “Kaçırılanları götüren diğer üç kişinden soruşturmada söyle bahsediliyor: ‘Yabancı Türk işçiler.’ Bu, onların Rusya’nın diğer bölgelerinden gönderilen ve bulunmaları imkânsız olan içişleri görevlileri oldukları anlamına geliyor. Bununla birlikte görgü tanıkları ‘Türk işçilerin’ Çeçen dilini anadil seviyesinde kullandıklarını söylediler. Buna rağmen bu kişiler araştırılmadı”
“Umarpaşayev davası Çeçenya’da benzersiz”
Çerkasov, Rus insan hakları savunucuları ile işbirliği içerisinde İgor Sobolev tarafından soruşturulan İslam Umarpaşayev’in Çeçenya’da kaçırılması davasından da söz etti.
Çerkasov, Umparpaşayev’in iki ay boyunca Çeçenya OMON (Özel Görevli Polis Birlikleri) merkezinde tutulduğunu; bir kalorifer peteğine kelepçelendiğini; ona yemek verildiğini ve yıkamaya götürüldüğünü ancak tıraş olup saçını kesmesine izin verilmediğini hatırlattı ve ekledi: “Neden? Tahmin edebiliriz: Çeçenya’da oldukça tipik bir olay. Adamın teki kaybolur, daha sonra bir çatışmada saçı sakalı uzamış, kamuflajlı ve elinde yarı otomatik bir silahla ölü bulunur. Evet, Bay Medvedev’in de söylediği gibi, eğer cesetlerin sayısına eklenirse, oldukça makul bir uygulama.”
Çerkasov, olayın büyümesi üzerine mecburen serbest bırakılan Umarpaşayev’in hem Rus mahkemesine hem de AİHM’ye başvurduğunu söyledi: “Serbest bırakıldıktan sonra, tüm bu zaman sırasında Mahaçkale’de olduğunu ve kendini eşcinsel hayata kaptırdığını söylemesi gerekiyordu, ama o polislerin ‘tavsiyesine’ uymayıp Çeçen OMON merkezinde tutulduğunu söyledi ve şikâyetini geri almadı.”
“Bir insan kendisine karşı işlenmiş bir suçla ilgili şikâyetini geri almayı reddediyor ve soruşturma için ısrar ediyor” diyen Çerkasov, davanın eşsiz bir nitelik taşıdığını belirtti ve kamuoyuna davayı takip etme çağrısında bulundu.
Şu anda İgor Sobolev’in yürüttüğü soruşturmada, olaya karışan OMON polisleri teşhis edildi. Onlardan biri olan Anzor Dişniyev, Umarpaşayev’in savunmasını takip eden İşkence Karşıtı Komite başkanı İgor Kalyapin hakkında şikâyette bulundu.
Ocak ayında Umarpaşayev’i destekleyen bir kamu mücadelesi ve Avrupa Konseyi İnsan hakları Komiseri Thomas Hammaberg’in şahsi müdahalesi sonrasında, Rus Başsavcılık Ofisi, dava soruşturmasını Kuzey Kafkasya ve Güney Federal Bölgesi Baş Soruşturma Departmanı’ndaki Özel Önem Taşıyan Davalar için Soruşturma Departmanı’na verdi. KU/CY/YA