Vladikavkaz/Ajans Kafkas – Dünya medyası Gürcistan’ın kayıpları üzerine odaklanırken Osetler yine acılarıyla baş başa.
Rusya’nın gazetecilere getirdiği kısıtlamaların da etkisiyle Osetlerin yaşadığı cehennem yeterince dünya kamuoyuna yansımadı. Vladikavkaz’a sığınan Cavalı iki gencin savaşın daha başında yaşadıkları sivillerin çok açık şekilde nasıl hedef alındığını ortaya koyuyor. İşte iki gencik kısa hikayesi:
20 yaşındaki Vanda Cioyeva: Vladikavkaz’da Gorski Tarım Üniversitesinde okuyorum. Yaz tatillerinde eve, ailemin yanına Cava’ya gitmiştim. Oraya tüm açılan ateş sesleri geliyordu, ama ayın 8’ine kadar Cava kısmen sükunet içindeydi. 8 Ağustos sabahı erkenden Gürcü uçakları uçtu ve Cava’yı vurmaya başladı. Müstakil evde yaşıyoruz. İlk önce ne yapacağımızı şaşırdık, oraya buraya koştuk. Sığınağa inmeyi istiyorduk, ama evimizin bombalardan yıkılmasından ve sonra yığıntılardan çıkamamaktan korkuyorduk. Onun için sığınağa inmeyi istemedik. Ailemiz geniş; annem, babam, erkek kardeşim, ben ve üç kız kardeşim. En küçük kız kardeşimiz 15 yaşında. Bu ateşlerden sonra Cava’da evler yıkıldı. Ama Tsihinval’le kıyaslanırsa bu çok büyük değil. Bombardımandan yarım saat sonra erkek kardeşim araç buldu ve biz-kızlar Kuzey Osetya’ya geldik. Babam, annem ve erkek kardeşim Cava’da kaldı. Onlar bizim için korkuyordu ve bizi gönderdiler. Tsihinval’de akrabalarımız var. Onlardan bazılarından halen bir haber alamadık. Bazılarının kurtulduğunu öğrendik. Şu anda kız kardeşlerim Batako köyünde teyzemin yanında. Bense üniversitenin yurdundayım.
17 yaşındaki Cavalı Arina Cioyeva: 8 Ağustos sabah altı buçukta, hepimiz henüz uyurken uçaklar Cava üzerinde uçtu. Bir an bunların Gürcistan’dan gelen uçaklar olduğunu anlamadık. Biz uçanların Rus uçakları olduğunu düşündük. Onlar Cava üzerinde bir tur attı, biz de onlara baktık. Sonra ikinci turu attılar. Biz halen uçanların bizim uçaklarımız olduğunu düşünüyorduk. Sonra üçüncü tura çıktıklarında birden evimizin arka tarafını bombalamaya başladılar. Evimizin yakınını bombaladılar. Biz Cava’da 66. Caddede oturuyoruz. Evimiz müstakil. Bomba düştüğünde babaannem evde uyuyordu ve biz onun için endişelendik. Hemen gidip kaldırdık ve ormana saklandık. Orman yakın. Herkes oraya koştu. Komşularımız, herkes. Evler yıkıldı. Bombaların düştüğü yerde hiçbir şey kalmadı. Böyle oldu. Daha önce büyüklerim iki katlı bir evimiz olduğunu anlatıyorlar. Bu ev 90’daki savaşta yıkıldı. Hiçbir şey kalmadı. Hiçbir yardım olmadı. Zarar giderilmedi. O evimiz yıkıldığında babam kendi elleriyle yeni küçük bir ev inşa etti. Bu küçük evde yaşıyorduk. Sonra seneler geçti, babam yakında bir ev aldı. Şimdi bu evde yaşıyoruz. Annem, babam, 17 ve 14 yaşlarındaki erkek kardeşlerim, babaannem. Cava’ya dönmek istiyorum ama ailem benim için korkuyor. OSRDY/ÖZ/FT