Krasnodar Kray Adıge Khase lideri Asker Soht, Tiflis’in Çerkes soykırımı meselesine el atmasını eleştirdi. Çerkes soykırımını konuşmanın Rusya Federasyonu’nda konuşmanın tabu olmadığını belirten Soht “Eğer Tiflis’te birileri biz Çerkeslerin evimizi nasıl yakmaya çalıştıklarını görerek alkış tutacağımızı düşünenler varsa bu da büyük bir hata olacaktır” dedi.
Antisochi.org’a konuşan Soht’la röportajı Ajans Kafkas Türkçeye aktardı.
Gürcistan’ın Kuzey Kafkasya’ya yönelik siyasetini yoğunlaştırdığını muhtemelen fark ettiniz. Mart ve Kasım 2010’da Tiflis’te Kuzey–Kafkasya problemleri hakkında iki bilimsel konferans yapıldı. Çerkesler ne beklemeli?
Gerçekten 2010 yılı Gürcü politikasının bölgemize önemli derecede yoğunlaşmasıyla dikkat çekiyor. Kuzey Kafkasya yönelimi, Rusya Federasyonu’na siyasi, iletişimsel ve diğer mevcut kaynaklarla maksimum zarar vermeye yönelik Gürcistan dış politika stratejisinin sadece bir bölümü. Benim görüşüme göre, bu stratejinin geleceği yok, Gürcü halkının köklü çıkarlarına aykırı ve kendisinde Gürcistan devletine karşı potansiyel tehdit içeriyor. Buna bağlı olarak savaş sonrası Avrupa ile ilgili önemli tarihi bir konuyu hatırlatmak isterim. Savaş döneminde bile Almanya Başbakanı Konrad Adenauer, ABD’yi açıkça Almanya’yı SSCB ile savaşa çekmeye son verme çağrısında bulunma cesaretini gösterdi. Gürcistan’ın bu stratejinin maceracılığını anlaması için milli felaketin eşiğine mi gelmesi gerekiyor?
Bu strateji çerçevesinde Rusya Federasyonu’ndaki Çerkesleri ne beklemeli sorusuna gelince; benim görüşüme göre cevap açık: Biz Rusya Federasyonu vatandaşıyız, geleceğimiz ortak. Ülkemizin istikrarı, güvenliği, ekonomik, siyasi ve kültürel gelişimi halkımızın köklü çıkarlarına yanıt veriyor. Başka bir yaklaşım beklemek hayali olur. Bu arada geçenlerde “Kuzey Kafkasya Haber Ajansı”nda Rus gazeteci Andrey Epifantsev’in bir makalesi yayınlandı: “Bozuk para ‘soykırım’: Adıgeler Gürcistan’a Rusya ile savaşta yardım edecek.” Hiçbir egemen devlet bütünlüğünü dışarıdan bozmaya çalışan girişimlere kayıtsız kalamaz. Eğer Tiflis’te birileri biz Çerkeslerin evimizi nasıl yakmaya çalıştıklarını görerek alkış tutacağımızı düşünenler varsa bu da büyük bir hata olacaktır.
Konferansa gelince, belirtmek isterim ki, Gürcistan’da görüşülen tüm problemler Rusya’da da görüşülüyor. Özellikle 2009’da Maykop’ta Maykop Devlet Teknoloji Enstitüsü’nde Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerinden uzmanların katılımıyla benzeri bilimsel bir konferans yapıldı. Bundan dolayı burada olağanüstü bir şey görmüyorum. Üstelik Tiflis’te görüşülen XIX. yüzyıl olayları Adıgey’de çoktan bilinen ve kabul edilmiş olaylar.
Gürcistan İçişleri Bakanı Merabişvili’nin Gürcistan’ın yakında Çerkes soykırımini tanıyacağıyla ilgili röportajını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayın Merabişvili bu problemi yorumlayan Gürcistan hükümetinin tek üyesi değil. Diğer değerlendirmeler de, aynı zamanda Gürcistan devlet başkanlığı basın sözcülüğü açıklamaları da biliniyor. Görülen o ki, Gürcistan’da bugün için nihai bir karar alınmadı. Bundan dolayı sonu gelmeyen çelişkili ifadelerle ilgili yorum yapmanın anlamı olmadığını düşünüyorum. Yine de benim için ilginç olan yeni Gürcistan geleneği, yani siyasi problemleri İçişleri Bakanı’nın değerlendirmesi.
Rusya tarafından Çerkes soykırımının tanınmasını bekliyor musunuz?
Rusya Federasyonu bu konuda uzak bir taraf değil. Biz Çerkesler Rusya toplumunun ayrılmaz bir parçasıyız, bundan dolayı bu düzeyde kararlar tüm toplumun görüşünün yansıması olabilir. Özellikle biz Rusya Çerkeslerinin özel bir misyonu var; Rusya toplumuna ortak geçmişimizin insancıl ahlaki anlamını ulaştırmak. Bu problemler ilgili ülkemizde açık özgür tartışmalar yapılıyor. Bizim tabu olan konu ve yasaklarımız yok. Rusya’nın ilk Devlet Başkanı Yeltsin’in bu olaylarla ilgili değerlendirmeleri herkes tarafından biliniyor. Ortak insani değerlere dayanan bu yaklaşımlar çerçevesinde tarihimizin trajik sayfaları ile ilgili değerlendirme kesinlikle yapılacaktır.
Geçenlerde Sohum’da Çerkes meselesi ile ilgili bir konferans düzenlenmesinin planlandığı haberi yayıldı. Sürecin hangi kanalda gelişeceğini düşünüyorsunuz?
Abhazya egemen bağımsız devlet. Bu cumhuriyetin yönetimi ve toplumu kesinlikle Çerkes meselesinden Nikaragua ve Kosta Rika anlaşmazlığına kadar her türlü problemi görüşme hakkına kesinlikle sahip. Bununla birlikte Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri hükümetleri, sivil Çerkes örgütleri ve aynı zamanda Rusya Federasyonu’nun arkasından Abhazya’da Çerkes meselesinin görüşülmesini hayat etmekte zorlanıyorum.
Sayın Soht, Avrupa Parlamentosu’nda geçenlerde yapılan ‘Çerkes Günü’nü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu programın organizatörleri kimdir?
Beşinci ‘Avrupa Parlamentosu Çerkes Günü’ Rusya Çerkes sivil örgütlerinin açıklamasında değerlendirmesini buldu. Bu değerlendirmelere katılıyorum. Benim görüşüme göre bu seviyedeki bir programın Avrupa Çerkes Federasyonu gibi otoriter de olsa tek bir Çerkes örgütünün tekelinde olmaması gerekir. Uluslararası Çerkes birlikleri, Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri hükümetleri de Avrupa alanına özgürce girişe sahip olmalı. Tüm bu yanlış anlaşılmaların artık kaldırıldığına dikkat çekme isterdim.
İlginç diyalog için teşekkürler