İstanbul – Çerkeslerin anavatanlarından sürülüşlerinin 144’üncü yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde Bahçeşehir Üniversitesi Karadeniz-Kafkasya Araştırma Merkezi ve KAF-FED tarafından ‘21 Mayıs: Büyük Sürgünün 144’üncü Yılında Çerkesler" konulu bir seminer düzenlendi.
Seminerde konuşan Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAF-FED) Başkanı Cihan Candemir, tarihçilerin yazdığına göre 1,5 milyon insanın Kafkasya’dan Osmanlı İmparatorluğu’na göç ettirildiğini ve bu insanların 3’te birinin göç sırasında öldüğünü ifade ederek, "Görevimiz, tüm bu sıkıntıları da kapsayan tarihimizi topluma anlatmak olmalıdır" dedi.
Üniversitenin Beşiktaş Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen sempozyumun açılışında konuşan Candemir, 21 Mayıs tarihinin öneminin Kafkasya’dan gelenler tarafından bilindiğini, ancak Türkiye’de toplumun geniş kesimlerinin bu konuda bilgi sahibi olmasının sağlanamadığını söyledi. Kafkas halklarının Rusya’nın baskısıyla Osmanlı’ya zorunlu göç edilişinin ilk kez böyle bir bilimsel sempozyumda ele alındığını vurgulayan Candemir, Kafkaslar’da yüzyıllar süren ve vatanını koruma adına yapılan savaşların acı bir yenilgiyle sonuçlanması sonucu bu durumun meydana geldiğini anlattı. "Bugün Türklerle 21 Mayıs’ı paylaşma fırsatını yakalayamadık, anlatamadık. Onun içindir ki Çerkesler ’ötekiler’, ’muhacirler’ olarak kalmıştır" diyen Candemir, "Tarihçilerin yazdığına göre 1,5 milyon insan Kafkasya’dan Osmanlı’ya göç ettirildi ve yine tarihçilere göre bu insanların 3’te biri bu göç sırasında yok oldu, öldü. Görevimiz, tüm bu sıkıntıları da kapsayan tarihimizi topluma anlatmak olmalıdır" diye konuştu.Candemir, Kafkas dilinin Türkiye’deki göç etmiş 4’üncü nesilden itibaren hızla yok olmaya başladığını, dilleri yok olan insanların da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu sözlerine ekledi.
Bahçeşehir Üniversitesi Karadeniz-Kafkasya Araştırma Merkezi Direktörü Cengiz Bayram da yeni neslin bu sürgününün acısını artık çok fazla hissetmediğini, çünkü misafir geldikleri toprakları vatan kabul ettiklerini, bunun da iyi bir şey olduğunu dile getirdi. Bu tür zorunlu sürgünlerin bugün dünyanın çeşitli yerlerinde hala gerçekleştiğini söyleyen ve buna ABD işgalindeki Irak topraklarından göç eden Iraklıları örnek veren Bayram, Türkiye’nin de hala Osmanlı döneminde sahip olunan ve daha sonra terk edilen topraklardan göçmen
kabul ettiğini vurguladı. Sempozyumun ilk oturumunda konuşan araştırmacı-yazar Bedri Habiçoğlu da, Kafkasya’dan Rusların zoru ve zulmüyle göçlerin 1858 yılında başladığını, 1863 – 1864 yılları arasında ise en yoğun göçün yaşandığını belirtti. Rusların, Çerkeslerin mücadeleci özelliğini bildikleri için Kafkasya’ya sadece hakim olmakla yetinmediklerini, "en ufak bir çatışmada yine ayaklanacaklar" düşüncesiyle köklü bir çözüm için
Kafkasya’dan sürdüklerini kaydeden Habiçoğlu, İngilizlerin Rusların bu baskısını engellemeyi başaramayınca Osmanlı Devleti’ne sürülen Kafkasyalıları almaları yönünde telkinde bulunduklarını, Osmanlıların da bunu kabul ettiğini anlattı.