Rusya’nın beş kırmızı çizgisi

Moskova – Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırmasıyla çıkan Kafkas krizinde Batı ile yeni Soğuk Savaş’ın eşiğine gelen Rusya, dış politika stratejisini dünya aleme duyurdu.

Önceki gün televizyondan dış politikayı beş ilkeye dayandıracağını açıklayan Rus Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, tek kutuplu dünyayı kabul etmediklerini ve ayrıcalıklı çıkarlarının olduğu bölgelerde etkin olacakları vurgusu yaptı. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da, dün Rusya’ya yanıt vermek üzere zirve düzenleyen AB’yi, güvenlik düzenlemelerini gözden geçirmeye ve NATO merkezciliği reddetmeye çağırdı.

Medvedev’in açıkladığı beş ilke şöyle:

1) Rusya uygar halklar arasında ilişkileri tanımlayan uluslararası hukukun temel ilkelerinin üstünlüğünü tanır. Diğer devletlerle ilişkilerimizi bu bağlamda kurarız.

2) Dünya çok kutuplu olmak zorunda. Tek kutuplu dünya kabul edilemez. Tahakküm kabul edilemez. ABD kadar ciddi ve buyurgan bir ülke de olsa, tüm kararların tek bir ülke tarafından alındığı bir dünya düzenini kabul edemeyiz. Böyle bir dünya istikrarsız olur ve çatışma tehlikesi taşır.

3) Rusya hiçbir ülkeyle ihtilaf istemiyor. Rusya tecrit olmayı istemiyor yahut planlamıyor. Rusya Avrupa, ABD ve diğer ülkelerle ilişkileri mümkün olduğu kadar geliştirecek.

4) Bizim için mutlak öncelik nerede yerleşik olurlarsa olsunlar vatandaşlarımızın hayatı ve onurunu korumak. Bu noktadan hareketle dış politikalarımızı uygulayacağız. Yurtdışındaki işadamlarımızın çıkarlarını da koruyacağız. Saldırgan bir çıkışta bulunana yanıt vereceğimizi herkes anlamalı.

5) Dünyadaki diğer ülkeler gibi Rusya’nın da ayrıcalıklı çıkarlarının bulunduğu bölgeler var. Bu bölgelerde geleneksel dostça bağlarımızın, iyi komşuluk ilişkilerimizin, tarihi özel ilişkilerimizin olduğu ülkeler bulunuyor. Bu bölgelerde çok dikkatli biçimde çalışacağız, bu devletlerle, yakın komşularımızla dostça ilişkiler geliştireceğiz.

"Gelecek sadece bize değil, uluslararası toplumdaki ortaklarımıza, dostlarımıza da bağlı. Tercih onların" vurgusu yapan Medvedev, özel çıkar bölgelerinin Rusya’yla sınırı olup olmadığı sorusunu "Elbette sınır bölgeleri, ama onlardan ibaret değil" diye yanıtladı. Rusya’nın yaptırım silahını kullanıp kullanmayacağı sorusuna "Yaptırım taraftarı değiliz. Aşırı durumlarda kullanırız. Bazen kullanmaya mecbur bırakılıyoruz. Bazı ülkeler yaptırım uygulamak için özel yasalar çıkarıyor, ihtiyaç olursa biz de çıkarabiliriz. Ama bunu verimli yol olarak görmüyorum" karşılığını veren Medvedev, Rusya’nın bağımsızlıklarını tanıdığı Güney Osetya ve Abhazya’ya yardımına ilişkin "Her biriyle uluslararası anlaşmalar hazırlayıp ekonomik, toplumsal, insani ve askeri yardım yükümlülüklerimizi ortaya koyuyoruz" dedi.

Dün Lavrov da geleceğin Rus diplomatlarına hitabında "AB’den Avrupa’nın temel çıkarlarını temel alan bir tercih yapmasını istiyoruz. Avrupa-Atlantik alanında gerçek ve evrensel bir güvenlik mekanizması kurulmasını sistemin aşikar kusurları ve hepsinden de önce NATO-merkezciliği zorlaştırıyor" diye konuştu. "Yeni bir Avrupa inşasının en önemli etkenlerinden biri Rus-Alman uzlaşmasıdır ve kimsenin halklarımızın ilişkilerine takoz koymasına izin vermeyeceğiz" vurgusu yapan Lavrov, şunları söyledi: "Rusya Gürcü saldırganlığına verdiği yanıtla uluslararası hukuka tamamen uygun tepki standartı ortaya koymuştur. Rusya uluslararası arenaya vatandaşlarını savunan sorumlu bir devlet olarak dönmüştür. Ortaklarımız müşterek eyleme hazır değilse, Rusya doğal çıkarlarını korumak için tek başına hareket etme mecburiyetindedir, ama elbette uluslararası hukuk temelinde…"

‘ABD silah taşıdı’

"ABD ile müttefikleri hem kendilerinin hem de Gürcü halkının çıkarlarını temel alan bir tercih yapmayıp da (Gürcü Devlet Başkanı Mihail) Saakaşvili’yi tercih ederse bu gerçekten tarihe geçecek bir hata olur" diyen Rus bakan, Gürcistan’ı normal bir devlete çevirecek yeni hükümet gelene dek Tiflis’e silah ambargosu istedi. Rus Dışişleri sözcüsü de Amerikan askeri gemilerinin Gürcistan’a insani yardımın yanısıra askeri öğeler taşıdığını sandıklarını söyledi.

Bu açıklamaların sahaya bazı yansımaları şöyle:

Norveçliler yorgun: Soğuk Savaş sonrası ilk kez geçen yıl Rus stratejik bombardıman uçaklarına uzun menzilli devriye uçuşlarına başlama emri verilmesiyle NATO kuzey kutbu dairesinde diken üstünde. NATO üyesi Norveç’in Bodoe havaüssündeki iki F-16 pilotu, Rus uçaklarını takip için çırpınıyor. 2006’da 14 Rus uçağı için 13, 2007’de 88 Rus uçağı için 47 kez acil kalkış yaptıklarını ve bu yıl Kafkas krizine rağmen Rus devriye uçuşlarında azalma olmadığını belirten Norveçli komutan, "Rus uçakları daima uluslararası havasahasında kalıp Norveç hava sahasını asla ihlal etmiyor" dese de, 24 saat yüksek alarmdan yakındı.

Yönelim Asya’ya: Rus Başbakanı Vladimir Putin, enerji ihracatını çeşitlendirmek ve ekonomisi hızla büyüyen Asya pazarlarına satışı artırmak istediklerini söylerken, Avrupa için "Kısıtlama getirmeyeceğiz, anlaşma yükümlülüklerimize uyacağız" dedi. Avrupa petrolün üçte biri ile doğalgazın beşte ikisini Rusya’dan alıyor.

WTO’da haksızlık var: Putin, Dünya Ticaret Örgütü üyeliğine hala alınmadıkları halde yaptıkları anlaşmalara uyarak haksızlığa uğradıklarını savunup, "Kırmızı et, tavukçuluk ve imalat sanayisiyle ilgili programları askıya alıyoruz. DTÖ’nün tam üyesi olunca bunlara geri döneceğiz" dedi.

Afganistan’a ilk açılım: Times gazetesine göre Medvedev, Sovyetlerin 1989’da çekilmesinden beri ilk kez Afganistan’a güvenlik yetkilisi göndermeye hazırlanıyor. Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin Afgan polisini eğitmesi için 225 Rus polis yetkilisini gönderilmesi önerisini kabul ettiği belirtildi.

Küba’da yeni üs mü?: Küba’da Soğuk Savaş’taki gibi yeniden üslenme talebini dile getirmiş Putin, temmuz sonunda en yakın yardımcılarından biri olan Başbakan Yardımcısı İgor Sechin’i Havana’ya gönderip Küba lideri Raul Castro ile görüştürdü. 1962’de Küba’daki Rus füzeleri yüzünden ABD ile Rusya arasında nükleer savaşın eşiğinden dönülmüştü.