Rusya, Kafkasya’yı demir yumrukla zapturapt altına aldıkça bölgeyi umulmadık şekilde kaybediyor. Çelişik bir durum ama askeri-siyasi kontrol ile sosyal-demografik kontrol arasında ters ilişki gelişiyor. Lafın kısası Kafkasya’daki Rus nüfus göçüyor, 1990’ların sancılı günlerinden beri biteviye süren kaçış önlenemiyor. Yani ‘dekolonizasyon’ yaşanıyor.
En çarpıcı örnek Çeçenya. İki ağır savaşın ardından Rusya’nın Çeçenya’yı tekrar Moskova’ya bağlamanın sihirli formülü ‘Çeçenizasyon’ idi. Bunun esprisi Çeçen’e Çeçen’ı kırdırıp, Moskova’ya itaatkâr Çeçenleri Çeçenlerin efendisi yapmaktı. Yutkunduran bir gerçek ama plan tuttu. Ramzan Kadirov artık Kremlin adına Çeçenya’nın hâkimi. Başkandan, parlamento başkanına, bakanlardan müdürlere herkes Çeçen. Bu Rusya’nın ta Çar 2. Aleksandır’dan kalma “En iyi Çeçen ölü Çeçendir” parolasının yıkıldığı nokta. Zira bütün askeri seçeneklerle ‘Çeçensiz Çeçenya’ başarılamadı. Fakat yeni politikanın Rusya için bir bedeli oldu: “Rus’suz Çeçenya.” Rus basınında 19 Ekim’de Çeçen Parlamentosu’na düzenlenen saldırıdan sonra Kadirov’un ülkeyi gerçekten kontrol edip edemediğine dair ‘standart’ yorumlar bir yana Rusya’nın esasen Çeçenya’yı, hatta Kafkasya’nın tamamını kaybetmekte olduğuna dair tespitler dikkate şayandı. Rus göçü, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar ve Dağıstan gibi Kafkasya’nın diğer bölgelerinde de müzmin bir trend. Medyada Kafkasya’yı kaybetmemek için Rusya’nın Rus nüfusu geri döndürmesi sihirli bir formül olarak görülüyor. Moskova’nın gizli gündeminde de bu var. Kremlin’in İnguşetya’ya çekidüzen vermesi için başkan yaptığı gözde asker Yunusbek Yevkurov’un Rus nüfusu cumhuriyette tutmayı, hatta gidenleri geri getirmeyi kendine dert edinmesi boşuna değil. Yevkurov’un Rusçu olduğu sanılmasın; Kendileri geleneksel İnguş takkesini kafasına geçirip, cemaatle saf tutan, ‘muteber’ bir İnguş.
Bir ilk: Rus kotası
Rusya’nın Kuzey Kafkas Federal Bölgesi’ne vali atadığı Aleksandır Hloponin’in adımları izlendiğinde Rusları Kafkasya’da tutmak için iki yol izlediği görülüyor: Güvenlik ve refah. Rusların kendilerini güvende hissetmeleri için Çarların yaptığı gibi Kazakları yeniden ‘kolluk’ gücüne dönüştürmek istiyor. İkincisi ise Rusların başka bölgelerde ekonomik arayışlarına son vermek için Kafkasya’yı cazibe merkezi haline getirmeyi hedefliyor. Hloponin’in hazırladığı ve Başbakan Vladimir Putin’in 6 Eylül’de onayladığı “Kuzey Kafkasya’nın Sosyo-Ekonomik Kalkınma Stratejisi-2025” adlı belgenin can alıcı hedefi Kafkasya’yı turistik ve ulaşım üssüne dönüştürmek. “Rusların Kafkasya’dan göçü bölgenin istikrarsızlaşmasının temel nedenlerinden biri” diyen strateji, Rus kültürünün altyapısı kuruyor, Ruslara eğitim kurumlarında kotalar getirip hükümet, yerel yönetimler ve ekonomik kurumlarda yer almalarını öngörüyor. Stratejinin kodlarını çözmeye çalışan Rus analist Konstantin Novikov’un vardığı sonuç çarpıcı: “Post-Sovyet dönemde ilk kez devlet Ruslara kota uyguluyor ve onlara özel sosyo-ekonomik kalkınma planları çiziyor. Bu Kafkasya’yı pasifize etme stratejisidir. Rusya, Kafkasya’daki Rus olmayan yerel liderleri etnik Ruslarla değiştirecek.”
Kuzey Kafkasya Federal Bölge kurulurken Rus nüfusun çoğunluk olduğu üç bölgeden Krasnodar ve Adıgey dışarıda tutulurken Stavropol içerde kaldı. Stavropol federal bölgenin merkezi ilan edildi. Stavropol neden bölgeye dahil edildi? Novikov’un yorumu şu: Federal bölgenin merkezinde kontrolün etnik Ruslarda kalması ve buranın Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi’ne dahil diğer cumhuriyetler arasındaki dengeyi korumak için ‘tarafsız’ bir bölge olarak konuşlandırılması.
Çatışma kaçınılmaz
Peki Kafkasyalılar bu saatten sonra yeni bir Rus akınını ve ardından başlarına Rusların geçmesini paşa paşa kabullenir mi? Geçen hafta Nezavisimaya Gazeta, Rus ordusunda acemileri ‘adam etmek’ iddiasıyla yerleşmiş gaddarlık rejimi ‘babaların idaresi’ (dedovşina) dosyasını açarken bu soruya ışık tutan bir noktaya temas etti: Askeri birliklerde Kafkas kökenliler yeterli çoğunluğa ulaştığında Rus komutanlara itaat etmiyor. Bu nedenle Genelkurmay, disiplini sağlamak için tek milletli ve tek dinli birlikler kurmayı düşünüyor. Çeçenya’da sadece Çeçenlerden oluşan Zapat ve Vostok taburları gibi… Hal böyleyken Moskova Kafkasya’yı yeniden Ruslaştırmayı kafaya koyduysa ciddi etnik çatışmaları göze alıyor demektir. Nasıl olsa çatışma, merkeze müdahale edip ipleri ele alma imkânı sunuyor. Ama Kafkasya’yı zapt etmek Rusların 300 küsur yılını aldı. Öyle görülüyor ki Kafkas pilavı daha çok su kaldıracak.
RADİKAL
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1025995&Yazar=FEHİM TAŞTEKİN&Date=28.10.2010&CategoryID=100