Abhazya Dışişleri Bakanı Sergey Şamba, Batı’nın arzu ettiği gibi Abhazya’nın Gürcistan’a dönmeyi değil iyi komşuluk ilişkilerini müzakere edebileceğini söylerken Rusya’ya da bir uyarıda bulundu: Gürcistan 2014 Soçi Olimpiyat Oyunları’nı iptali için Abhazya üzerinde oyunlar oynayacak, o yüzden Abhazya’nın bağımsızlığını tanı.
Şamba Utro gazetesinden Yuri Kotenok’un gündeme dair sorularını yanıtladı. Ajnas Kafkas’ın Türkçeye aktardığı röportaj şöyle:
Sergey Mironoviç, Abhazya ve Güney Osetya’da patlamalar gerçekleştiren insanların amacı nedir?
Dünyaya barış gücü misyonunun etkisizliğini göstermek… Müzakere sürecinin bazı katılımcılarının nasıl hareket ettiğine bakılacak olursa, onların barış operasyonu ve Rusya’nın rolünün Abhazya ile Güney Osetya sorunlarının çözümü konusunda etkisiz olduğunu gösterme arzuları açıkça görülecektir. Rusya ekonomik ambargo uygulamasından çıkar çıkmaz birden rolü ektisiz oldu! Bizi, ambargolarla boğdukları zaman her şey etkiliydi, şimdi ise ortaya çıktı ki, o kadar da değilmiş. Burada gerçek amaçlar ortaya çıkıyor. Abhazya’da herkes hedefimize-bağımsızlığımıza yaklaştıkça mücadelemizin daha da kızışacağını anlıyor.
Abhazya bu hedefe ne kadar yaklaştı? Bir sene önce daha iyimserdiniz, yoksa bize öyle mi gelmişti?
Sadece biz değil ‘Gürcistan’ın dostları’ndan bazıları da Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesinin hemen ardından Rusya’nın Abhazya’yı tanıyacağını beklemişti. Ama aslında biz baştan beri Abhazya bir süreç içerisinde gelişme özelliği gösterdiğinde, ekonomik gelişim gösterdiğinde, demokratik süreçleri bir devlet gibi gerçekleştiğinde onunla irtibata geçmek isteyenlerin olacağını, tanınma sürecinin uzun zaman alacağını düşünmüştük. Prensipte şu anda böyle bir ilgi de var. Ama Kosova gerçek bir örnek oluşturdu ve herkes bunu çok iyi anlıyor. Kosova, eski özerk Sırbistan, Abhazya da eski özerk Gürcistan. Şu ana kadar sadece eski Yugoslavya ve SSCB müttefikleri itiraf etti. Ve herkes anlıyor ki, Rusya’nın benzeri hareketi tamamen esaslı olacak. Biz, Abhazya’nın tanınmasının yeni Rusya stratejisinin son adımı olacağını düşünüyoruz. Bu kötü bir perspektif değil.
Gürcistan ile müzakere umudu, (son saldırılar) eylemler ve durumun kızışmasından sonra yıkıldı mı?
Biz Gürcistan yapısına geri dönme modelini müzakere etmiyoruz. Bizim tüm arabuluculara vermiş olduğumuz’ Geleceğin Anahtarı’ planında, sadece istikrara hizmet edecek şekilde Gürcistan ile iyi komşuluk ilişkilerinin inşasına hazır olduğumuzdan söz ediliyor. Tüm tarihimiz, tüm dedelerimiz bağımsızlık için mücadele etti. Sovyet döneminde, küçük Abhaz halkı, on yılda bir siyasi motivasyonla toplu dalgalanmalar organize eden tek halk idi. Benzeri bir örnek Sovyet tarihinde yok. Biz bu yoldan geri dönmeyeceğiz.
Bizler, olayı Gürcistan ile savaşa vardırmamaya hazırdık, 1992’de federal münasebetler oluşturulmasına hazırdık ve Gürcü heyetle de bunu görüşmüştük. Ama Abhazya Tiflis’e yöneldiğinde, dinlemediler bile. Şimdi onlar buna geri dönmek istiyorlar, ama böyle şey olmuyor. Yaşanan savaş durumu değiştirdi. Savaşa rağmen dönemlerde bir müddet daha Rusya Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Primakov tarafından hazırlanmış olan Gürcistan ile konfederasyon belgesini imzalamaya hazır idik. Ama Gürcistan tarafı 1997’de bunu reddetti. Biz iki yıl daha bekledik, sürekli Gürcistan’ın ileri sürdüğü düzenlemeler yapıldı, ama Gürcistan’ın anlaşma isteği olmadığı görüldüğünde, referandum yaptık, halkın yüzde 90’ınında fazlası bağımsızlık için oy kullandı. O günden beri iki eşit devlet münasebetleri dışında Gürcistan ile bir şeyi müzakere etmiyoruz.
Gürcistan’ın Kodor Vadisi’ni işgali de müzakerelere yardımcı olmuyor mu?
Batı’dan silah yardımı alması ve ordusunu donatmasıyla Gürcistan’da rövanş ruhu doğdu. Onlar yeterince güçleri olduğuna karar verdiler ve tehdit etmeye ve müzakere sürecini, formatını, yapısını ve mekanizmalarını reddetmeye başladılar. Gürcistan Gal bölgesindeki dörtlü güvenlik görüşmelerine katılmayı reddetti, Moskova Anlaşması’nı ihlal ederek Kodor’a asker yığdı, halbuki belgede açıkça, vadinin askersiz olması gerektiği ifade ediliyor, Gürcü askerleri ise Abhazya sınırındaki mevzilere taşındı. Üstelik daha başka anlaşmalara göre, tek bir silahlı kişinin Gürcistan bölgesinden Abhazya’ya geçmemesi gerekiyor, Gürcistan yönetimi bundan sorumluydu. BM Güvenlik Konseyi Moskova ve diğer anlaşmalara riayet edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ama her şey boşuna. Sınırlarımızın hemen yanında vatansever kampı organize edildi. BM’nin tepkisine rağmen Gürcistan ardından Kodor Vadisi’nde de bir tane kamp daha kurdu. İnsansız uçak uçuşları, yine anlaşmanın ihlali. Gürcistan BM ve dostluk grubundaki etkisini kullanarak mültecilere maddi tazminat verilmesi gerektiğini öne sürdü. Bu formül bizim anlaşmalarımıza uygun değil.
Tiflis’e göre mültecilere tazminatı kimin ödemesi gerekiyor?
Abhazya tarafı evleri geri vermeli, zararı tazmin etmeli. Gürcistan’ın inisiyatifiyle bu konu BM Genel Kurulu’nda görüşüldü. 14 ülke mültecilerin tüm Abhazya bölgesine döndürülmesi ve mülklerinin geri verilmesi gerektiğini ifade eden karara oy verdi. Biz ise başka bir tazminattan söz ediyoruz; Abhazya’ya savaşta verilen tüm zararın tazmin edilmesi. Savaş sonrasında ülkede kurulan komisyon, savaşla Abhazya’ya verilen zararın 11 milyar dolar olduğuna karar verdi. Şimdi bu rakam oldukça yükseldi.
Etnik temizlikle ilgili Abhazya’da iki BM komisyonu çalıştı: Birisi hemen savaşın ardından etnik temizlikleri açıklayan Şevardnadze’nin isteğiyle kuruldu. Komisyon Gal ve diğer bölgelerde gözlem yaptı ve temizlik olayı tespit edemeyerek, savaş sürecinde ilk etapta Gürcistan tarafından Abhazlara yönelik toplu insan hakları ihlalleri yapıldığı sonucuna, savaşın sonunda da Abhazlar tarafından Gürcülere yönelik ihlaller yapıldığı sonucuna ulaştı. 2001’deki ikinci misyon da etnik temizlikten söz etmedi, Gürcistan’dan gelen silahlı birlilerin Gal’de durumu istikrarsızlaştırdığını tespit etti.
Sergey Bagapş bir defasında mültecilerin tüm Abhazya bölgesine döndürüleceğini açıkladı
Biz, bu konunun gündeme gelemeyeceğini çünkü ülkenin güvenliği ve varlığı için tehdit oluşturduklarını doğrudan açıklayan İsrail gibi bunu hiçbir zaman reddetmedik. Biz, ilk etapta mültecilerin Gal bölgesine dönmesi politikasını belirledik. İkinci etabın başlaması, insanların güvenliğinin sağlanmasına bağlı. Diğer bölgelere geri dönüşler yeni çatışmalar, kan akıtılması ve yeni savaş tehlikesi içeriyor. Bunu herkes çok iyi anlıyor.
Tiflis Abhazya’da her türlü mülk edinmenin kanuni olmadığı açıkladı. Bu doğrudan Abhazya egemenliğine saldırı değil mi?
Bilmiyorum, onlar ne kastediyor. Korkunç bir rüyada Abhazların Gürcistan’ın koynuna geri döndüğü varsayılsa bile, onların kendi topraklarında ne yapacaklarına ve kiminle anlaşma imzalayacaklarına kim karar verecek? Şu anda Gürcü evleri satın alınmıyor. Söz konusu olan, ekonomik projelere yatırımlar ve bu konuyla da Gürcistan’ın hiçbir alakası yok.
Gal bölgesinin statüsünün değiştirilmesi müzakere edilebilir mi?
Gal sakinleri, bölgenin Abhazya’dan zorla ayrılması meselesini gündeme getirmeyi isterler mi? Biz bölge halkının adaptasyon politikasına, sosyal alana, yatırımlara katılmasına çalışıyoruz, çünkü onlar da Abhazya vatandaşı. Dönen insanların büyük çoğunluğu normal yaşama katılıyor. Pasaportların verileceği yerler açıldı. Bu sürecin çok hızlı olmadığını gizlemiyorum, çünkü insanlar korkuyor ve korku içinde yaşıyor. Hiç kimse, insanları zorla Abhazya kimliği almaya ve Gürcü kimliklerinden vazgeçmeye zorlamıyor. Özgür seçim zamanı gelecek. Şu anda Abhazya yönetimi ile işbirliğinde olan Gal sakinleri tehdit ediliyor. Onları kaçırıyorlar ve öldürüyorlar. Bugün halen, Gal yönetiminde kilit bir isim olan David Sigua’nın kaçırılması olayı ile ilgili uluslararası soruşturma yürütülüyor.
Gal bölgesi vatandaşlarına Rusya vatandaşlığı sunulması çıkış olur muydu?
Onların Rusya vatandaşlığı almaları için Gürcistan vatandaşlığını reddetmeleri gerekli. Şimdilik bölge vatandaşlarının çoğu için Gürcü pasaportuna sahip olmak daha faydalı, onlar Gürcistan’a gidebiliyor, ticaret yapabiliyor, akrabalarını ziyaret edebiliyorlar. Birilerini zorla Abhazya vatandaşı etmek bizim için kesinlikle ilgi çekici değil. İstiyorlarsa buyursunlar, değilse, biz her türlü seçime saygılıyız, ama onların Abhazya vatandaşlık hakkı olmadığında, oy kullanma hakkı da olmayacak.
On beş yıldır (!) Abhazya’da eylemler devam ediyor…
Bu Gürcistan yönetiminin olağanüstü saldırgan olduğunu gösteriyor. Şöyle ki, Gürcistan geçen sene sonbaharda öldürülen iki Abhaz sınır erleri hakkında, olayın Gürcü bölgesinde olduğu ve askerlerin güya Gürcistan’a kundakçılık için gittiğini iddia etmişti. Ancak BM’deki resmi soruşturma olayın Abhazya bölgesinde olduğunu gösterdi ve BM Güvenlik Konseyi kararında da yer aldı. Abhazya sınır muhafızları kampına düzenlenen saldırıda iki eğitmenin vurularak öldürüldüğü tespit edildi. İnsansız uçakların düşürülmesi olayında da Gürcistan sadece bir uçağın düşürüldüğünü söyledi, diğerlerini reddetti. Bağımsız uluslararası incelemede, düşürülen uçak sayısı yedi olmakla beraber, Gürcistan’a ait en az üç insansız uçağın düşürüldüğü doğrulandı.
Gürcistan Soçi Olimpiyatlarını suya düşürebilir mi? Abhazya ile, tampon statüsü ile kötü bir şaka yapabilir mi?
Rusya Abhazya’nın bağımsızlığını Olimpiyatlara kadar tanımalı. Defalarca söylemiş olduğumuz, Rusya ile güvenlik, askeri işbirliği anlaşması yapmaya, Abhazya’da silahlı tahriklere izin vermemek için gücünü koyma imkanı vermeye hazırız. Eğer bu olmazsa, Gürcistan tarafı Olimpiyatlara engel olacak ve bunun için birçok bahaneler düşünüyor. Bunun hazırlıkları da devam ediyor. Bazıları, Olimpiyatlar hesabıyla Rusya’nın Tiflis’le Abhazya’nın Gürcistan’a ‘verilmesi’ konusunda bir anlaşmayla ilgilendiğini düşünüyor. Ama Abhazya verilebilecek bir eşya değil. Biz bunu kabul eder miyiz? Bir başkaları en iyi yolun, anlaşmazlığın dondurulması olduğunu söylüyor. Zaten o şu haliyle de dondurulmuş gibi.
Polonya Devlet Başkanı Kaçinski durumu iyi karakterize etti: "Eğer biz Kosova’yı tanıdıysak, neden Abhazya’yı tanımayalım? Abhazya’nın bunun için daha fazla dayanağı var, Abhazların bin yıl önce devletleri vardı. Ama biz Abhazya’yı hiçbir zaman tanımayız. Çünkü o, Rusya’nın müttefiki. Rusya ise bizim düşmanımız". İşte hepsi bu.
Teşekkürler
ÖZ/FT (Ajans Kafkas)