Kuzey Osetya Devlet Başkanı Taymuraz Mamsurov, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırmasıyla Kafkasya’da savaş patlak verdiğinde ülkesi dışında tatildeydi. Kendini birden kabusların içinde bulurken onu bir yerden diğer yere taşıyan eskiden olduğu gibi Gürcü şoförüydü.
Gürcistan’ın yol açtığı büyük yıkımlardan sonra da şoföründen vazgeçmeyeceğini söyledi. Taymuraz Mamsurov savaşın ardından yaşadıklarını Rus gazetesi Rossiyskaya Gazeta’ya anlattı. Ajans Kafkas’ın Türkçeye aktardığı röportajda işte Oset liderin anlattıkları:
Taymuraz Dzambekoviç, Güney Osetya’da savaş başladığı haberini nerede aldınız?
Kislovodsk’da sanatoryumda aldım, tatilimin ikinci günündeydim. Haberi kesinleştirmeye başladım, bu tek başına çıkış mı, yoksa mevzii ateşi mi diye. Durumun ciddi olduğu açığa çıkar çıkmaz Vladikavkaz’dan araç istedim, (gelmesini beklemeden) özel bir araçla karşılamaya gittim. Kabardey-Balkar sınırlarında gelen araca binip çatışma bölgesine yakın bir yere gittim.
Olayların bu şekilde gelişimine hazır mıydınız?
Olaylardan birkaç gün önce Gürcü kolonilerinin askeri teknikle Güney Osetya sınırına yaklaştığı haberi geldi. Çocukları tahliye etmeye başladık, çünkü kiminle karşı karşıya olduğumuz biliyorduk. Ama daha sonra diplomatik kanallarla Gürcüler hiçbir şekilde güç kullanılmayacağını açıkladı. Bizler rahatladık, çocukların taşınmasını durdurduk, kendim gidip gitmeme konusunda tereddüt etmeye başladım ama Saakaşvili’nin “Savaşmak deliliktir” açıklamasının ardından gittim. Ama sonrası işte ortada!
O günlerde Rusya devlet başkanı ve başbakanı size telefon açtı mı?
Osetya’ya gece yarısı döndüm, sonra tüm gün boyunca askeri hareketlerin olduğu bölgeye yakın yerdeydim, durumu yerinde inceledim, insanlarla konuştum ve Vladikavkaz’a döndüm. O zaman Vladimir Putin’in telefonu geldi. O, ruh halimizin nasıl olduğunu, Kuzey Osetya’da neler olduğunu, burada olayların nasıl gelişebileceğini öğrenmek istedi. Anlaşılan oydu ki, bir siyasetçi olarak tüm düşünceler ona lazımdı. Ama inanıyorum ki, onun elinde yeterince bilgi vardı. Sonra Vladimir Putin Vladikavkaz’a geldi. Daha sonra devlet başkanı, Kremlin sekreteri ve bakanlarının telefonları geldi, konuşmalar oldu.
Güney Osetya felaketinin giderilmesi için Federal Özel Merkezi oluşturuldu ve Kuzey Osetya hükümet binasında çalışıyor. Merkez ve Osetya hükümeti arasında yetkiler nasıl paylaştırıldı?
Ülke hükümetine şöyle dedim: Tamamen Sergey Şoyga başkanlığındaki merkezin görevlendirmesi üzerine hareket edeceğiz. Bizler kendimizi büyük başkanlık taslayacak kibirliler değiliz. Şimdi tüm yönetim organları Federal Özel Merkez’in görevlerini yerine getiriyor ve çalışmalarını tamamıyla onun temsilcileri ile koordine ediyor.
Kuzey Osetya mülteci akınına daha uzun süre dayanabilir mi?
Biz buna on beş seneden fazla bir süredir dayanıyoruz. Halen yirmi bin mülteci, şartların idealden çok uzak olduğu eski yurtlarda yaşıyor. Hatta terk edilmiş çiftliklerde yaşıyorlar. Bu problemi uzun süredir çekiyoruz. Onun için de dayanıyoruz. Ayrıca şimdi yalnız da değiliz. Merkez, aksi takdirde ülkedeki durumu bozacak olan birçok sosyal ve maddi meseleyi çözüyor. Yardıma Güney Federal Bölgeler’in tümünden, ülkenin diğer köşelerinden yardımlar geldi. Rusya’nın birçok bölgesi mültecileri kendi ülkesine alarak yükün büyüğünü üzerimizden aldı. Sonrasında onlara nasıl teşekkür ederiz bilmiyorum, ama şimdiden büyük teşekkürler diyorum!
Güney Osetya yerleşim yerlerinin yeniden inşası konusunda fikirler var. Peki bu bölgede sürekli kalmak isteyenler için Kuzey Osetya’da bir şeyler inşa edilmesi planlanıyor mu?
Güneydeki kardeşlerimizin düşüncesini biliyorum. Onlardan tek bir kişi bile evini ve dedelerinin mezarını terk etmeyi düşünmüyor. Onların hepsi er ya da geç dönecekler. Birçokları evlerine bir an önce nasıl ulaşabileceklerini sormaya başladı bile.
Sergey Şoyga şu günlerde Güney Osetya’daki bazı köylerin yeniden düzenlenmesi yerine, o yerlere yakın yerlerde sil baştan inşa edilmesinin aynı ismin verilmesinin daha akıllıca olacağını söyledi. Bu düşünceye nasıl bakıyorsunuz?
Yakınında inşadan söz edildiğinde, bu aynı yerde, yapılan yatırımlara, mezarlara, yerleşim yerlerindeki yollara uzak olmayan anlamına geliyor. Bu rasyonel ve akıllıca.
Ama yakında harabeler olacak. Onlar insanlara yaşanan acıyı hatırlatacak.
Güney ve Kuzey Osetya çok az topraklı cumhuriyetler. Bizim hemen hemen ekinlik alanımız yok. Bundan dolayı her parça toprak için, onun tarım alanına dönüştürülmesi için mücadele olacak. Ve hiç kimse yığıntıları olduğu yerde bırakmayacak. Doğru, bu hemen bir anda olup bitmeyecek tabi.
Kuzey Osetya’da hareket sınırlandırması, yasak saat, devriye, kimlik kontrolü var mı?
Devriye yok, yasak saat hele hiç yok. Görüyorsunuz Vladikavkaz barış içinde yaşıyor. Neşenin gitmiş olması, özellikle yas günlerinde şehirden gitmiş olması başka bir konu. Kafelerde ses az, müzik az, kahkaha hemen hiç yok. Burada her zaman böyle olduğu düşünülebilir. Aslındaysa burası, üniversite gençliği şehri, akşamları eğlenceli ve herkes gezintide. Sınır bölgesinde sınırlamalardan söz edecek olursa, onlar da her türlü sınır bölgesinde olduğu gibi.
Osetler arasında, Tshinval’in yeniden inşa edilmesi yerine Güney Osetya başkentinin bölgenin içlerine, dağlık alana yakın bir yere taşınması yönünde söylentiler duyuluyor. Sebep olarak da şehrin Gürcistan ile doğrudan sınır oluşu gösteriliyor. Ayrıca şehrin çok iyi stratejik bir durumu yok. Bu mesele politik düzeyde müzakere edildi mi?
Resmi olarak müzakere edilmedi. Ama çeşitli özel görüşmelerde fikirler ortaya çıkıyor, şu anda bu soruya belirli bir cevap vermem zor. Bunu Güney Osetya halkının kendisi ve yönetimi çözecek.
Roki tüneli bölgesinde yoldaki askeri hareketlerden hemen sonra hareket çok zorlaştı. Şimdi durum orada nasıl? Vladikavkaz ve Tshinval arasındaki otobüs ulaşımı ne zaman açılıyor?
İlk önce adresi belirlemek lazım, her insan belirli bir yere gidiyor, ya eve, ya işe. Bundan dolayı önce meselenin ilk bölümünü çözelim, o zaman otobüsleri bırakacağız. Bu konuda teknik bir sorun yok. Hareketin zorluğuna gelince, şimdi normal yol tıkanıklığı var. Oradan, karşıdan güçlü bir akım var, askeri teknik ayrılıyor, oraya da insani yardım tırları gidiyor.
Şu günlerde dünya televizyonunda tam bir enformasyon savaşı var. Önyargının sebebi, çatışma bölgesinde olayların tek cepheden gösterilişi. Trajik günlerde basının yürüttüğü çalışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Basınla işbirliğimizi siz kendiniz değerlendirebilirsiniz. Hiçbir yerde, ne hükümet binasında, ne de diğer kurumlarda gazetecilerin çalışması için engel yok. Bilgisayar ve internet bağlantısının olduğu bir basın merkezi açtık. Tüm mülteci kampları açık, herkes felaket bölgesinden gelenlerle görüşebilir.Tsihinval’e hemen her gün gazetecilerle dolu otobüs geliyor. Sabah onlar gidiyor, akşam dönüyorlar. Askerler güvenliği sağlıyor, bizse Tsihinval halkı ile görüşme imkanını. Meslektaşlarınız her şeyi görüyor, kurtarıcıların, askerlerin çalışmalarını, şehir ve köyleri yeniden inşa çalışmalarını.
Maalesef şahsen benim Güney Osetya’da olayların nasıl geliştiğini takip etmek için zamanım, hele de oradan gelen haberlerin verilme mantığını takip edecek zamanım çok azdı. Ama elbette, ilk günlerde kolun tek tarafta daha ağır çektiğini duydum. Sevindiricidir ki, şimdi durum söylendiğine göre, düzeltilmiş ve doğrular bir şekilde batı televizyonlarına düşüyor. Gerçi kişi ne duymak ve görmek isterse özellikle onu görüyor ve duyuyor. Bu eski bir hastalık. Ama ne olursa olsun, biz basına objektiflik umuduyla maksimum enformasyon veriyoruz.
Bir insan olarak bu günlerde sizi duygulandıran şey ne oldu?
Halkın tepkisi duygulandırdı. Örneğin kan istasyonlarında doktorlar, kanın yeterli olduğunu söylüyor. Ama insanlar yine de geliyor. Veya mültecilerin yerleştirilmesi. Onların büyük çoğunluğu geçici kamplara değil evlere yerleştirildiler. Onların akrabalarına dağıldıkları düşünülüyor. Ama bu tamamen böyle değil. Birçok mülteci aslında akrabalarında değil. İnsanlar sadece Kuzey Osetya’da değil, kalpleriyle felaket içinde kalmış olan aileleri yanlarına davet ediyorlar. Bu beni duygulandırdı!
Rusya’nın güya her şeyin öylesine yapıldığı, rüşvet alınıp verildiği, çalındığı, içki içildiği, utanma ve vicdanın yitirildiği bir yer olarak telkin edildiği bir ortamda, birden bizler gördük ki hayır her şey tam böyle değil! İnsanların utanma, vicdan ve acıma hisleri var. Güney Osetya’daki acı bir kez daha gösterdi, biz büyük ve iyi bir ülkeyiz. İnsanlara burada birbirlerine üzülüyor ve birbirine yardıma gidiyor. Ve biz, kendimizi çizdiğimiz gibi büsbütün kötü değiliz.
Felaket bizzat size veya yakınlarınıza dokundu mu?
Hayır, bizzat bana dokunmadı. Ama Güney Osetya’daki felakete düşen çocukların yüzleri televizyonda gösterildiğinde bakmak bana fiziki olarak ağır geliyor, bakamıyorum (bu bende dört yıl önce Beslan’da başladı). Onların gözleri bana baktığında, bu kalbime bir darbe oluyor. Onlar bakıyor ve soruyorlar: "Dede, sen büyüksün, sen yetişkinsin! Bize bunu yapmalarına neden izin veriyorsun?" O zaman Beslan’da ve şimdi de çocuklara karşı kendimi suçlu hissediyorum, halbuki ne o zaman, ne şimdi hiçbir şeyden suçlu değilim. Şimdi yetişen nesil bizlerin, yakın bir geçmişte yaşamış olduğumuz her şeyden sonra, "İleri! Ben böyle karar verdim! Arkamda Amerika var!" diye emir verme özelliğinde olan bu insanın zorbalıklarından çocukları koruyamadığımız için utanıyorum.
Geçen günlerde uluslararası örgütler nasıl davrandı?
Kızılhaç koridor oluşturmaya çalıştı ve şimdi de yardım teklifinde bulunduğunu biliyorum. Diğerleri… Uluslararası örgütler burada çok, onlar her zaman çoktu, ama açıkça söylüyorum onlara karşı ilgim azaldı, çünkü onlardan hiçbir zaman gerçek bir fayda olmadı. Onlar sadece sözcü. Ne kadar ceset olduğunu, ne kadar kan akıtıldığını sayıyor, kendilerine kayıt alıyorlar, güçlü röportajlar veriyorlar, düşündükleri gibi Rusya’yı adlandırıyorlar ve gidiyorlar. Onlardan farklı olarak bizim Tshinval ve köyleri yeniden inşa etmemiz lazım, insanların yarına güvenlerini yeniden oluşturmaları için yardım etmemiz lazım.
Osetya’daki Gürcülere şimdi ne olacak?
Benim şoförüm Gürcü. O beni taşıdığı gibi taşımaya devam edecek. Vladikavkaz’ın merkezinde Gürcü okulu var, Rusya Federasyonu’ndaki tek Gürcü okulu. 120 yaşında. Tüm dersler Gürcüce veriliyor. Eylülün birinde daha önceden olduğu gibi öğrenciler okula gelecek. Çünkü Gürcüler onlar bizimler beraber. Onlar çok üzülüyor, çok üzülüyorlar! Büyük Gürcüler utanıyor elbette. Ama onlar böyle bir durumda ne söyleyebilir? Ve hepimiz biliyoruz ki, ne kadar üst düzey olursa olsun, sorumsuz bir siyasetçinin hareketlerinden ve girişimlerinden dolayı cevap vermek zorunda olmamalılar.
ÖZ/FT