Moskova/Ajans Kafkas – 1920’lerden itibaren Moskova’ya okumaya gelip başarılara imza atmış Osetlerin anılarını yaşatmak ve onların tecrübeleriyle Oset diasporasını birleştirme amacıyla yola koyulan Moskova-Alanya gazetesi, şimdilerde kaybolan kültür ve dilin yaşatılması için uğraş veriyor.
2000’de kurulan gazetenin başından beri emektarı olan Moskova Kültür Merkezi Müdürü Tamara Bedoyeva gençlerin kültürlerinden giderek koptuğunu, bu süreç tersine çevrilmezse Osetçenin de 30 yıl sonra yaşamdan çekileceğine dair endişelerini dile getirdi.
Moskova’daki Kuzey Osetya Daimi Temsilciliği’nin katkılarıyla çıkan gazetenin serüvenini Osinform ajansına anlatan Bedoyeva, kültürel yok oluşa karşı gazetenin de yayınlarındaki istikameti değiştirdiğini belirtti. Gazetenin son savaştan sonra daha da ilgi odağı haline geldiğini belirten Bedoyeva, şunları söyledi:
“Sekiz yıl önce amacımız Moskova’da yaşayan Osetleri birleştirmekti. Osetler geçen yüzyılın 20’li yıllarında gelmeye başladı. Bunlar eğitim için enstitü ve üniversitelere gelen kişilerdi. Mükemmel uzmanlar oldular, Moskova’da kalıp büyük kurumlarda çok başarılar elde ettiler. Ve bu insanlara bizim teşekkür etmemiz ve hatırlandıklarını ifade etmemiz gerekiyordu. Bu insanların hangi yollardan bu zirvelere ulaştıklarını anlatmalıydık. İlk başlarda bu yönde çalışmalara imza attık. Ancak zaman değişiyor ve Moskova-Alanya gazetesi için yeni görevler ortaya çıkıyor. Son beş yılda gazete ihtiyaca göre yönünü değiştirdi. Önceden gelecek planları yapıyorduk, bugün ise önemli olan ayakta kalmak. Moskova-Alanya gazetesinin görevi de bu zor zamanda ayakta kalmaları, halkının tarihinde iz bırakmaları konusunda gençlere yardımcı olmak. Gazetenin ilk kurulduğu yıllarda gençleri hesaba katmamıştık. Çünkü Moskova’ya gelen birinci, ikinci ve üçüncü kuşak okumak isteyen insanlardan oluşuyordu. Şu anda insanlar iş bulmak için geliyor. Onlar için çok üzülüyorum. Çok iyi delikanlı ve kızlar ama manevi, ahlaki ve maddi olarak kıskaçtalar. Onlar için çok zor. Savaşın çocukları olmamıza rağmen bizim ayaklarımız üzerinde durmamız daha kolay olmuştu. Şu anda var olan toplumdaki düzensizlik yoktu. Gençlerimiz yok oluyor, onlara yardım etmemiz lazım. Ve bizim gençlerimize yardım için birçok yolumuz var. Çok sayıda sanat geceleri düzenliyoruz, Osetya’dan ekipler davet ediyoruz. Oset geleneklerimizi anlamaları için gençleri büyüklerle bir araya getiriyoruz. Osetçe eğitim konusunda gruplar da kurduk. Osetçe bildiğim halde bu derslere katıldım. Ama çocuklar üç-beş ders sonra dağıldı. Bu daha çok ailelerin suçu. Çünkü Oset ailelerinde ebeveynler çocukları ile Rusça konuşuyor. Bu Güney Osetya’da bile böyle. 30 sene sonra Osetçeyi kaybedebileceğimizden korkuyorum. ÖZ/ FT