Moskova/Ajans Kafkas – Kabardey-Balkar İnsan Hakları Merkezi Başkanı Valeri Hatıjukov, Kuzey Kafkasya’da istikrarsızlıktan medet umanlar olduğunu belirterek, “Bir cumhuriyette istikrar sağlanınca, gerginlik bu kez bir başka cumhuriyette çıkarılıyor” dedi.
Rusya insan hakları örgütlerinin 10 Aralık’ta Moskova’da düzenlediği üçüncü kongresine bir rapor sunan Hatıjukov, en önemli görevlerinin Kabardey-Balkar’daki durumun İnguş veya Dağıstan senaryosuna dönmesine izin vermemek olduğunu söyledi.
Hatıjukov, Kabardey-Balkar’da istikrarın düzelmesi için hükümetin yaptığı çalışmalara değinip şunları kaydetti:
"Devlet Başkanı Arsen Kanokov’un göreve gelişi ile ülkenin sosyo-politik durumu istikrarlı bir sürece girdi. Hükümet değişikliği oldu. Yönetimin üst düzeylerinde rüşvetle mücadele yürütülüyor. Ekonominin yükselmesi ve iş yerlerinin oluşturulması için gerçek adımlar atılıyor. Ancak ülke yönetiminin yatırımcı çekme konusunda gösterdiği gayrete rağmen, iş yerlerinin kurulması, ekonomik durumun değişmesi yavaş gelişiyor.”
Bunun en önemli nedenlerinden birinin istikrarsızlık olduğunu vurgulayan Hatıjukov, “Ülkede patlamalar, polislere saldırılar sıklaştı, sivil insanların (avcıların) acımasızca öldürülmesi olayı bunda etkili oldu. Tüm bunlar toplumu çok endişelendiriyor” ifadelerini kullandı.
‘Müslümanlara karşı politika değişti’
Kabardey-Balkar’da özellikle tutuklu Müslüman gençlerin yakınlarına yönelik baskıların hala sürdüğüne dair haberler gelirken Hatıjukov, cumhuriyette insan hakları alanında düzelmeler olduğunu söyledi. Hatıjukov, güvenlik güçlerinin yürüttüğü çalışmaların daha şeffaf hale geldiğini, ihlallerin ‘toplu ihlal’ olmaktan çıkıp bireyselleştiğini kaydetti. “Kabardey-Balkar’da Müslüman toplumda durumun istikrar kazanmasında olumlu gelişmeler görüldü. Daha önceden kanunsuzca kapatılan mescitler açılıyor, inananların güvenlik organlarınca takipleri konusundaki şikayetleri oldukça azaldı" diyen Hatıjukov, devlet organları ve toplumun bu istikrarı kalıcı kılmak için elinden geleni yaptığını savundu.
Sivil toplum kurumlarının siyasi süreçlerde etkili olamadığından yakınan Hatıjukov, bunu yeterli kaynakların olmamasına ve halkın hala kendi haklarını koruyacak güçte olduğuna inanmamasına bağladı. ÖZ/FT