Moskova’daki ayaklanmanın Kafkasya’ya etkileri

11 Aralık’ta günümüz Rusya’sında bugüne kadarki en şiddetli Rus Milliyetçisi ayaklanma patlak verdi. 5000 futbol fanatiğini ve Rus milliyetçisi çeşitli örgüt üyelerini içeren protestocular, Kızıl meydan’ın ve Kremlin’in hemen yakınındaki Manej Meydanı’nda toplandılar.

"Rusya Ruslarındır", "Moskova, Moskovalılarındır" ve Kafkasyalı karşıtı küfür dolu sloganlar attılar ve yoldan geçen Kafkasyalı ya da Asya kökenli sandıkları kişilere saldırdılar. Moskova polis şefi, Vladimir Kolokoltsev, olay yerine ulaştı ve çok başarılı olamasa da kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı. Nihayet protestocular, polis tarafından meydandan, Rus olmadıkları farz edilenlere özellikle daha koyu tenli ve Asyalı görünümlülere "öldür" sloganları eşliğinde saldıracakları Moskova metrosuna doğru itilince polisle çatıştılar.

Moskova’daki kargaşa, 6 Aralık’ta futbol klübü Spartak Moskova taraftarı olan Yegor Sviridov’un bir grup Kuzey Kafkasyalı ile bir sokak kavgasında hayatını kaybetmesi üzerine patlak verdi. Sviridov’un taşınması yasal olan plastik mermi atan tabancayla başından vurulduğu iddia edildi. Şüpheliler bir an önce göz altına alındı, fakat daha sonra diğerleri serbet bırakılırken ya da iddialara göre kaçabilirken, geriye sadece ilk şüpheli Kabardey-Balkar’lı Aslan Cherkesov kaldı ve o da tutuklandı. Liberal Rus Dergisi The New Times’ın Genel Yayın Yönetmeninin söylediğine göre, Kuzey Kafkasyalıların akrabaları 25,000 $ ile 30,000$ arasında bir rakamı göz altına alınan her birinin salıverilmelerini garantiye almak adına rüşvet olarak ödemişlerdi. Milliyetçi Rus örgütlerinin desteklediği Spartak fanatikleri, caddeleri kapladılar ve gösteri Rusya’da son yıllarda meydana gelen en kitlesel protestolardan birisine dönüştü.

Rus Hükümeti’nin gösterilere karşı tepkisi belli ki suskunluk. Başkan Dimitry Medvedev, düzen için desteğe gerek olduğuna dair belli belirsiz bir mesaj açıkladı ve dolaylı bir şekilde polisin kargaşayı bastırmada çok dikkatli olmadığını kabul etti. Medvedev bilhassa "mevcut olan tüm yetkilerini kullanarak" şiddeti bastırmaları için polisi göreve çağırdı. Aslına bakılırsa, Manej Meydanı’ındaki kalabalık başlangıçta az sayıdaki polis tarafından gözetiliyordu, ama yine de önceden bir protestonun olacağı biliniyordu.

Rus Hükümeti nezdinde aynı zamanda pratik bir karşılığı vardı. 11 Aralık’ta Medvedev bölgesel hükümetlerin altında, kolluk kuvvetlerinin aktivitelerini denetleyecek ve onlarla hukuk ve düzeni sağlamak adına birlikte çalışacak bir komisyonun oluşturulmasını salık veren bir kararname yayınladı. Bu hamle, mevcut durum ellerinin altından kayacak olan Kremlin kanadında korkuyla karışık kuşkuya neden oldu. Kararname çıkar çıkmaz, Medvedev’in gerçekleştirmiş olduğu hareketleri, SSCB ölüm döşeğindeyken Gorbaçov’un almış olduğu radikal kararlarla bir tutan kimi gözlemcilerce alaya alındı, öyle ki bir gözlemci şöyle yazıyordu: " en başta politik kaçışlar yerine meydan okuyuşlar, hükümet bürokratik kadroların ve kolluk kuvvetlerinin sınırsız kudretinin gölgesi altında idari birimler tesis etti."

Bu arada, Aralık’ın 15’inde Kafkasyalıların bir dizi büyük protesto gösterileriyle karşılık vereceği yönündeki dedikodular arttı. İsimsiz mesajlar Internet’te dolaşmaya başladı ve hatta insanların cep telefonlarına mesajlar gönderildi. Bir çatışmanın çıkıp çıkmayacağı belirsiz ya da Rus Milliyetçileri basitçe bu yolla grupları olan desteği pekiştirmek istiyor da olabilirler.

Bu olayların arkasında kimin olduğu hakkında, içerisinde Medvedev’in mevcut durumun üstesinden gelemediğinden hareketle istikrarsızlıktan rant sağlayıp onun yerini almasına zemin hazırlayabileceği yönündeki Başbakan Vladimir Putin’i de hedef gösteren komplo teorileri hızla çoğaldı. Diğerleri yetkililerin, kamuoyunun Mikhail Khodorskovsky’nin mahkemenin kararını okumaya başlamaya hazırlandığı bu son derece tartışmalı 15 Aralık’taki "fresh charges" davası hakkındaki dikkatini dağıtmaya ihtiyacı olduklarını iddia ettiler.

Moskova’daki taşkınlıkların arkasındaki entrika her ne olursa olsun, bu ayaklanma Moskova’nın Kuzey Kafkasya’daki siyasetini ve Kuzey Kafkasya ile Moskova arasındaki ilişkiler için ciddi sonuçları da beraberinde getirecektir. İşsiz Kuzey Kafkasyalıları Rusya’nın iç bölgelerine, etnik Rusları ise Kuzey Kafkasya’ya iskan etme yönündeki, bölgeyi Rusya’ya bağlayacak olan Hükümet stratejisi, şu an itibariyle hiçbir şekilde mümkün değil. Günümüz Rusya Hükümeti, hem Rus Milliyetçi gündemi ve sloganları kısmen kabullenmiş hem de Rus halkının büyük ölçekli ayaklanmasıyla yüzleşmiş durumda. Hükümet daha çok, Kuzey Kafkasya Cumhuriyetlerinin bazıları ile düşmanlığa sebep olabilecek Rus Milliyetçilerini yatıştırmayı deneyecek gibi.

Antagonizm Rus güdümlü Kuzey Kafkasya yöneticileri ile onların Rus meslektaşları arasında bile su yüzüne çıktı. Kabardey-Balkar Başkanı Arsen Kanokov ve Karaçay-Çerkes Başkanı Boris Ebzeyev Moskova’daki kargaşayı bir "provokasyon" olarak niteler ve "Rusya’daki etnisiteler arasındaki ilişkileri yapay olarak bozma" girişimi olarak değerlendirirlerken, yanı başlarındaki yuğun Rus nüfuslu Stavropol valisi Valery Gaevsky "göçmelerin" (yani Kuzey Kafkasyalı Rusya Vatandaşları) yakından izlenmesi gerektiğinin üzerinde durdu. Rus Hükümetine yakın olduğuna inanılan aynı web-sitesi, Kabardey-Balkar’dan, eğer Rusya’nın Moskova’daki Kuzey Kafkasyalılara karşı gerçekleştirilen saldırıları adamakıllı bir şekilde değerlendiremediği taktirde, ülkenin(Kabardey-Balkar’ın, ç.n) bir patlamanın eşiğinde olduğunu iddia eden bir adamın yorumlarını yayınladı. Daha sonra makale web-sitesinden uçuruldu.

Moskova’daki ayaklanmanın aynı zamanda diğer Rus şehirlerinde de yansımaları oldu. 12 Aralık’ta Kuzey Kafkasya’ya oldukça yakın olan ve geleneksel olarak oldukça yüksek Kuzey Kafkasyalı nüfus barındıran Rostov-on-Don’da, binlerce insan, bir İnguş’un Rus olan sınıf arkadaşını öldürmesini protesto ettiler. Yetkililerin, protestocuların "Rostov etnik bir Rus kentidir" şeklinde sloganlar attığı gösterileri pek dikkate almadığı görünüyor. Akabinde, yerel hükümet Kafkasyalıların kentin sokaklarında geleneksel danslarını etmelerini yasakladı.

Rus bir radyo istasyonunun yapmış olduğu bir ankette, dinleyicilerin %87’si Moskova’daki gösterileri desteklerini açıkladılar. Bir kısım Rus gazeteci sadece protestocularla dayanışma içinde olduklarını ifade etmekle kalmadı, aynı zamanda protestocuların saldırgan sloganlarını da desteklediklerini söylediler.

Moskova’nın Sovyet Döneminin mottolarından olan" Halkların Kardeşliği" ve "Etnik Barış" sloganlarını kullanma kabiliyeti gelinen noktada imkansız. Rus sivil toplumu henüz azgelişmiş ve iktidarlar bu nedenle gelecekteki siyasetlerinde söz konusu olan bu Rus Milliyetçisi söylemle daha fazla ilişki kullanmaya zorlanacaklar. Bu durum Kuzey Kafkasya’yı Rusya’dan ayrılmaya itecek bir güzergaha itebilir.

Özgün başlık tercümesi: Moskova’daki Milliyetçi Ayaklanmanın Kuzey Kafkasya için Ciddi Etkileri Söz Konusu

Orjinal kaynak: Jamestown Foundation

Çevirip aktaran: Dünya Bülteni (Cihad Tugan)

Valery Dzutsev