Ankara/Ajans Kafkas – Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAF-FED), demokratik açılımdan beklentilerini İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a iletti. Atalay, KAF-FED Başkanı Cihan Candemir ve beraberindeki heyeti Cuma günü kabul etti. Heyet, demokratik açılım çerçevesinde oluşturdukları beklentiler raporunu sundu.
Yaklaşık 40 dakika süren görüşmenin ardından Cihan Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulunan Candemir, "Bugüne kadarki açılım sürecinde bizimle görüşülmemesinin bir eksiklik olduğunu belirttik. Bizim açılımı toplum olarak iyi kavradığımız, içselleştirdiğimizi, federasyonumuzun tüzüğü ve ilkeleri ile açılıma en müsait sivil toplum örgütü olduğunu anlattık" dedi. Televizyonda, Kürtçe dışındaki dillerde yayın yapılmamasının eksiklik olduğunu ilettiklerini kaydeden Candemir, "Bu yayınlar Boşnakça, Çerkesçe, Farsça, Gürcüce olabilir. Türkiye’de yaşayan ve bu konuda talepleri olan herkesin dilinde bu yayınlar olabilir" diye konuştu. Candemir, Atalay’dan açılım çerçevesinde yapılacak mevzuat çalışmalarının pratiğe geçirilmesi noktasında takipçi olmasını istediklerini belirtti. Atalay’ın kendilerine yaklaşımının pozitif olarak nitelendiren Candemir, görüşmede ‘KAFFED’in Türkiye Cumhuriyeti 60. Hükümetinden Talep ve Beklentileri’ başlıklı raporun yanı sıra, ‘Biz Çerkesler’ ve ‘Yok olma tehlikesi altındaki diller ve Adıge-Abhaz dillerinin durumu’ adlı kitapçıkları hediye ettiklerini aktardı.
KAFFED yönetim kurulu daha önce AKP ve CHP genel başkan yardımcılarına demokratik açılım ziyaretinde bulunmuştu. KAFFED Yönetim Kurulu 4. Olağan Genel Kurulu’na katılan siyasi partilere yönelik teşekkür ziyaretleri kapsamında önce CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’i, ardından da AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’i parti genel merkezlerinde ziyaret etmişti. AKP’deki görüşmede Candemir’in demokratik açılım sürecinde Atalay’ın federasyonla görüşmediği yönündeki sitemleri üzerine Çelik, Atalay’ı telefonla arayarak KAFFED adına randevu istemişti. KAFFED’in bu talebine yanıt gecikmeden gelmişti.
Atalay’a sunulan talep ve beklentiler raporunda, kimsenin açılım fikrinden korkmaması gerektiği belirtiliyor. Demokratik açılım sürecinin başarılı bir şekilde sürdürülebilmesi için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının dil, din, etnisite ve cinsiyet farkı gözetilmeden sürece dahil edilmesi gerektiği kaydediliyor. Süreci yönlendiren kişi ve kurumların, tüm etnik, dini ve kültürel topluluk temsilcileri ile görüşmesi, tüm kesimlerin kaygı ve taleplerinin göz önüne alması, tüm hak ve özgürlükleri hiçbir fark gözetmeksizin tüm yurttaşlar için eşit bir biçimde uygulaması gerektiği aktarılıyor. Rapordan bazı satır başları şöyle:
-
1982 Anayasası değiştirilmeli. Temel hak ve özgürlükleri esas alan sivil, çağdaş bir Anayasa oluşturulmalıdır.
İnsanlar çocuklarına veya yaşadıkları yerleşim birimlerine istedikleri adları koyabilmelilerdir. -
Devlet, yurttaşlarının dillerini ve kültürlerini korumaları için sadece izin veren değil, teşvik eden ve destekleyen bir konumda olmalıdır. İlköğretimden itibaren seçmeli dil dersleri yaşama geçirilmeli, üniversitelerde talep edilen tüm dillerde akademik çalışmalara imkan tanınmalı, lisans ve lisans üstü programları açılmalı, enstitüler kurulmalıdır.
-
TRT yayınlarında Türkiye’de konuşulan tüm dillerde daha fazla yayın yapmalı, bu konuda özel medya kuruluşları da teşvik edilmelidir.
-
Özellikle ders kitaplarından dil, din, etnisite ve cinsiyet farklılığı temelinde ayrımcılığı ve nefreti körükleyen tüm ifadeler çıkartılmalıdır.
-
Abhazya, Güney Osetya ve Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri ile ilişkiler geliştirilmelidir. Türkiye, Abhazya’ya uygulanan izolasyon politikasına son vermelidir. FT