Irkçı şiddete lanet

Başkent Moskova başta olmak üzere Rusya’nın belli başlı kentlerinde Kafkasya kökenlilere yönelik ırkçı saldırılar Türkiye’deki Kafkas diasporası tarafından protesto edildi.

Bugün İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzenlenen eş zamanlı gösterilerde Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in Kafkasya’daki şiddet politikaları ve Slav ırkçısı Rus gençliğinin Nazizm’i aratmayan saldırıları telin edildi. Gösteriye Ankara Nart, Avcılar Kafkas Derneği, Birleşik Kafkasya Derneği, Cherkessia.net, Demokrasi İçin Çerkes Girişimi, Eskişehir Kuzey Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği, Jineps, Kafkasevi, Kafkasya Forumu ve Kafkas Vakfı destek verdi.

İstanbul’da Galatasaray Lisesi önünde toplanan Kafkas diasporası temsilcileri, sloganlar eşliğinde Rusya’nın İstanbul Konsolosluğu’na doğru yürüyüşe geçti. “Katil Rusya Kafkasya’dan defol”, “Adolf Putin halkımıza dokunma”, “Putin’in faşizmi yıldıramaz bizleri” ve “Faşizme ölüm halka hürriyet” sloganlarının atıldığı gösteriye İstanbul’da yaklaşık 250 kişilik bir grup katıldı. Gösteride “Say No to Racism”, “Together we stand, Divided we fall!” pankartlarının yanı sıra Kafkasya cumhuriyetlerinin bayrakları taşındı. Gösteri Galatasaray Lisesi önünde okunan basın açıklamasıyla son buldu.

Ankara’da da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde toplanan grup, Rusya Federasyonu Büyükelçiliği önünde basın açıklaması yaptı. İzmir’de ise Alsancak’taki Gündoğdu Meydanı’nda benzer bir gösteri düzenlendi. Her üç gösteride de aynı basın açıklaması okundu.

Açıklama şunlar yer aldı:

“Artık 10 yıldır ektiğiniz nefret tohumlarının hasat zamanı geldi. İçeriden ve dışarıdan yapılan demokratik uyarılara kulaklarınızı tıkadınız. Karşı karşıya kaldığınız her halk muhalefetini askeri güçle bastırıp, karşınıza dikilme cesareti gösteren pek çok bireyi katlettiniz. İktidar partinizin etrafında örgütlediğiniz yüz binlerce genci Neo-Nazizm’in kollarına terk ettiniz. Ülkenin federal yapısını adım adım dinamitlerken, federal kültürünüzü de yok ettiniz. Ve şimdi yükselen faşizmin şafağında bize şu cümleyi söylemek düşüyor: Günaydın Rusya!

6 Aralık’ta Spartak Moskova taraftarları, Moskova’da artık alışagelmiş saldırılardan birini daha gerçekleştirdi. Linç edilme korkusuyla saldırıya karşılık veren Kabardey-Balkarlı Aslan Çerkesov, bir saldırganın ölümüne yol açtı. Apaçık bir meşru müdafaa hareketine karşı sokaklara taşan bu öfke, Moskova faşizminin tahammülsüzlüğünün göstergesidir. Yolları trafiğe kapayan binlerce eylemci sürekli hareket halinde kendisinden olmayan herkesi hedefleyerek çok sayıda linç eylemi gerçekleştirdi. “Rusya Ruslarındır” sloganıyla inlettikleri Moskova sokaklarında polisin müsamaha gösteren tavırları, devletinizin uzun yıllardır uyguladığı politikanın açık bir sonucudur. Güvenlik güçlerinin yükselen faşizme karşı kayıtsızlığı ve ayrımcılığı derinleştiren tutumları, sürecin bu noktaya gelmesinin en önemli sebebidir. Ancak bu duyarsızlığın bir zaaf değil, bilinçli bir uygulamanın sonucu olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Bugün Moskova sokaklarını savaş alanına çeviren Dazlak ve Neo-Nazi gruplar, ülkeyi teslim ettiğiniz Putin’in gençlik partisi Naşi’lerin bağrında vücut bulmuştu. Maddi, manevi güç verdiğiniz yüz binlerce üyesi olan bu örgüt, Hitler Gençliği’nden farklı değildi. Önlem almanız gereken yerde, işledikleri cinayetleri örtbas etmeyi, suçluları kayırmayı tercih ettiniz. Rusya’da artan yolsuzluklar, engellenemeyen rüşvet çarkı, mafya-polis oligarşisine dönen rejiminiz, çığ gibi büyüyen yoksulluk karşısında başvurduğunuz çözüm faşizm olurken, hedefi de başta Kafkasyalılar olmak üzere Slav olmayan tüm Rusya Federasyonu vatandaşları oldu. Putin rejiminin yaratmaya çalıştığı karizmanın dolgu malzemesi bu faşizmdir. Oysa tarih faşizmin nasıl bir bela olduğunu, karşısında çok ağır bedeller ödeyen sizlere öğretmiş olmalıydı.

6 Aralık’ta Aslan Çerkesov, kendisini linç etmekte olan holiganlara karşı meşru müdafaa hakkını kullanmıştır. Yaşanan bu talihsiz olay, işgal ettiğiniz Çeçenya dahil, Kafkasyalılarla yaşadığınız tüm çatışmaların özünde yatan bir gerçeğin de küçük bir temsilidir. Bir coğrafyayı ve insanlarını sürekli meşru müdafaaya zorluyor ve ardından cezalandırma bahanesiyle herkese çok ağır bedeller ödetiyorsunuz. Sizleri, şimdi bu çirkin yüzünüz tam anlamıyla görünür hale gelmişken, vicdanınıza başvurmaya, Çerkesov’un deneyiminin Kafkasyalıların ortak kaderi olduğunu ve bundaki sorumluluğunuzu kabul etmeye, kendi gerçeğinizle yüzleşmeye davet ediyoruz. Gün geçtikçe daha büyük kitlelere yayılan ve meydanları dolduran ırkçı şiddete dur demek için Rusya’nın demokratlarını inisiyatif almaya çağırıyoruz. Çerkesov’u bekleyen akıbet de, faşizmin yarattığı şiddet dalgası karşısında atacağınız adımlar da, tüm Kafkas halklarının Rusya Devleti ve vicdanına yönelik yargısını netleştirecek niteliktedir. Faşizmin gölgesinden kurtulmuş, demokratik bir kültürün yeniden tesis edilmesini, daha yıkıcı olaylar zincirinin önünü almak adına kaçınılmaz görüyoruz.”