New York/Ajans Kafkas – New York merkezli Human Right Watch (İnsan Hakları İzleme) örgütü, Kuzey Kafkasya’da insan hakları ihlallerinin ağır şekilde sürdüğünü rapor etti.
Örgüt, 2010 Dünya Raporu’nda geçen yıl Çeçenya, Dağıstan ve İnguşetya’da İslamcı isyanın tırmanışa geçtiğini not edip “Siviller ve güvenlik güçleri arasında kayıplar arttı. Terörle mücadele operasyonlarında işkence, kaçırılma ve yargısız infaz gibi ağır insan hakları ihlalleriyle birlikte devam ediyor” dedi.
Çeçenya’da güvenlik güçleri en az 30 ev yaktı
“Bu suçlara karışanlar dokunulmaz” tespitini yapan örgüt, Çeçenya’daki durumu şöyle rapor etti: “16 Nisan’da federal yetkililer Çeçenya’da terörle mücadele operasyonunun sona erdiğini duyurdu. Ama bunun yetkililerin işkence ve yasadışı gözaltı operasyonları üzerinde etkisi olmadı. İsyancılarla bağları olduğu şüphesiyle insanların toplu olarak cezalandırılmaları trend haline geldi. Memorial ve İnsan Hakları İzleme örgütü Çeçen güvenlik güçleri tarafından kişilere ait evlerinin kasten yakılması gibi en az 30 vakıayı belgeledi. Evlerin kundaklanmasıyla ilgili şimdiye dek hiç kimse sorumlu tutulmadı. Ramzan Kadirov dahil üst düzey yetkililer açıkça direnişçi ailelerin akrabalarını teslim etmedikleri sürece en ağır cezalara maruz kalacaklarını açıkladı. Temmuzda Natalia Estemirova’nın öldürülmesi ihlalleri ifşa edenlerin hayatlarının ne denli tehlikede olduğunu gösterdi. Üst düzey Çeçen yetkililer insan hakları örgütlerini direnişçilere destek olmakla suçlayıp tehditkar açıklamalar yaptı. Kasım itibariyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Çeçenya’daki ciddi insan hakları ihlalleri nedeniyle 119 davada Rusya’yı sorumlu tuttu. Bütün davalarda Rusya suçları soruşturmadığı için sorumlu tutuldu.”
Dağıstan’da yargısız infaz, adam kaçırma ve tehditler sürüyor
Raporun Dağıstan’la ilgili kısmında ise şu tespitler yer aldı: “Dağıstan’da 18 kişi kaçırıldı. Bunların 11’inin cesetleri kaçırıldıktan kısa süre sonra bulundu. Bunlardan biri de Eylül 2008’de İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne kaçırıldığı sırada işkence gördüğünü anlatmış olan Nariman Mamedyarov’du. Mamedyarov Eylül 2009’da tekrar kaçırıldı ve ardından cesedi bulundu. Kaçırılanlardan üçü bırakıldı yada kaçtı, kalan dördü ise hala kayıp. Bazı durumlarda kişilerin İslami pratikleri, yetkililer tarafından aşırılıkçı diye damgalanmalarına yetiyor. İnsan hakları savunucuları ve gazeteciler de Dağıstan’da şiddet ve tehdide maruz kaldı. 20 Ağustos’da İnsan Hakları İçin Dağıstan Anneleri örgütünün ofisi kundaklandı. Ardından 11 Ağustos’ta güvenlik güçlerini eleştiren gazeteci Abdumalik Akhmedilov öldürüldü. Eylülde birkaç yerel aktivist, gazeteci ve avukat ölüm tehditleri içeren mektuplar aldı.”
İnguş liderin sözüne rağmen hak ihlalleri bitmedi
Örgütün İnguşetya için düştüğü notlarsa şöyle: “İnguş liderliği en azından sözlü olarak insan hakları yükümlülüklerini dile getiriyor. Nisan 2009’da Devlet Başkanı Yunus-Bek Yevkurov, isyana karşı koyma operasyonlarının Rusya’nın yasal sorumlulukları çerçevesinde yürütüleceğini garanti etti. İnsan hakları savunucuları ve kayıp yakınlarıyla sayısız toplantı yaptı. Ayrıca kendisine danışmanlık yapması için insan hakları konseyi oluşturdu. Haziranda Yevkurov bizzat suikast girişiminde ağır yaralandı. Sözlü taahhütlere rağmen hükümet güçleri yargısız infazlara, yasadışı eylemlere, adam kaçırma tarzındaki göz altılara, işkenceye ve acımasız davranmaya devam etti.” FT