Münih Çerkes Enstitüsü’nden Zaur Gedıwace, Çerkeslerin soykırıma uğradığı topraklarda Soçi 2014 Olimpiyat Oyunları’nın oynanmasını ‘alçakça’ diye nitelerken soykırım meselesini Tiflis’te iki konferansla gündeme getiren Gürcistan’la Çerkeslerin işbirliğine hazır olduğunu savundu.
Gürcistan’ın Kuzey Kafkasya’ya karşı aktivitelerine nasıl bakıyorsunuz?
Kafkasya coğrafya, etnik, dil, din ve kültürel farklılığı ile uzun yıllar boyunca barış ve uzlaşı içinde 50’den fazla milletin yaşadığı halklar müzesi durumunda. Bu bölge tüm zamanlarda Avrupa ve Asya, Batı ile Doğu arasında bağlantı halkası rolü oynadı ve oynuyor ve bu birçok açıdan halkının tarihini, ilişkilerini, yaşam şeklini belirledi.
Kafkasya tüm tarihi boyunca Roma, Parfiysk, Bizans, Osmanlı, İran, Rusya gibi düşman imparatorluklar arasında ve Hıristiyanlık, İslam, Yahudilik ve Budizm arasında tampon bölge idi; aynı şekilde farklı dil gruplarına mensup halklar Kafkasya’da birbirleri ile karşılaştı.
Böylesine önemli bir jeopolitik bölge ve uluslararası iletişim ağı olan Kafkasya her zaman birliğini korudu. Sadece Rusya İmparatorluğu’nun Kafkasya’yı ele geçirmesinin ve onun bölgesinde sosyalizm rejimini yerleştirmesinden sonra Kafkasya Transkafkasya, Kuzey Kafkasya ve Güney Kafkasya bölge olarak ayrıldı ve bölgemiz Güney ve Kuzey, Batı ile Doğu’yu birleştiren ulaşım koridoru rolü oynama imkânından mahrum bırakıldı. SSCB’nin dağılmasının ardından Kafkasya’ya bu fonksiyonunu geri kazandırma şartları ortaya çıktı.
Maalesef belirtmeliyiz ki, uzun zaman boyunca Gürcistan komşu kardeş halkına yönelik onun RF’nin ayrılmaz parçası olduğunu düşünerek hiçbir siyaset yürütmedi, yani Kuzey Kafkasya halkları ile olan tüm meseleleri Rusya üzerinden çözmeye çalıştı.
Gürcistan coğrafi ve kültürel-dil açısından birleşik Kafkasya organizmasının bir parçası ve biz Gürcistan yönetiminin bunun bilincine varmaya başlamış ve Gürcistan’ı birleşik Kafkasya ailesi yapısına geri döndürmeye başlamış olmasından ötürü memnunuz.
Soçi’de Olimpiyatların yapılacak olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Soçi’de Olimpiyatların yapılacak olması Olimpiyat Komitesi’ne Dachau, Auschwitz veya Treblinka’da yapılmasını teklif etmek gibi saçmalık. Asırlar boyunca bu topraklara sahip olan biz Çerkeslerin örneğin Yahudi ve Ermeniler gibi güçlü lobilerimiz yok. Bundan dolayı şu anda Çerkeslere yönelik jenosit, insanlığa karşı işlenmiş hemen hemen unutulmuş bir suç. Holocaust’nu Yahudilere aleyhindekileri açıklama gayreti sonuçlarını verdi bir çok kişi, Türkiye’deki 1915-1918’deki Ermeni jenosidi gibi bu konuda da bilgilendirildi, halbuki Çerkes jenosidindeki sayı 50 yıl önce Ermenilere yönelik yapılan jenositteki sayıdan çok daha fazla. Rus işgalcilerine karşı Çerkes halkımız bir asırdan fazla (1736-1864) savaştı. Milletlerini koruma savaşında Çerkes soylarımız Türk ve İngilizlerden yardım isteyerek son güçlerini şimdi Soçi tatil beldesinin bulunduğu yerde topladı. Ancak onların yardım çağrıları yanıt bulmadı. Medeni dünya o zaman halkımıza şimdi de Çeçen halkının yardım çağrılarına davrandığı şekilde davrandı.
Şimdi Rusya 2014’de jenosit kurbanlarının kanıyla beslenmiş topraklarda Olimpiyat Oyunlarını yapmayı organize ediyor. Olimpiyat Oyunlarının kurucusu Coubertin eğer Rus liderlerinin, dedeleri eski Olimpiyat Oyunlarına katılmış olan kişilerin dedelerinin mezarları üzerinde olimpiyat yapmayı düşündüklerini öğrenseydi mezarında ters dönerdi.
Bugün Rusya, savaş halindeki bir ülke. Kafkasya’da sömürge savaşı Çerkes halkımızın acımasızca imhası ile başlamadı ve bitmedi. Şu anda burada Çeçen, Dağıstan, İnguş halkları jenosidi ve tüm Kafkasya haklarına karşı güç politikası gerçekleştiriliyor ve Çerkeslerin tarihi yerlerinde, Kafkasya’da Olimpiyat Oyunları yürütülme fikri alaycı ve gülünç olarak duyuluyor.
Olimpiyatların toplu boykot edilmesi mümkün mü? Çerkes örgütlerince ne tür önlemler alınabilir?
Bizim protestolarımıza rağmen Olimpiyatların her halükarda gerçekleşeceğini biliyoruz, ancak bu bizim bir şey yapmadan oturacağımız ve halkımıza yapılan adaletsizliği kabul edeceğimiz anlamına gelmiyor. Eğer biz Olimpiyat Komitesi’ni Olimpiyatların Çerkes jenosidinin gerçekleştiği yerde yapılmasını iptal etmeye zorlayamıyorsak, bizlerin Olimpiyatların iptali için toplu protestolar yapmak ve dünyaya duyurmak, Çerkes jenosidinin uluslar arası olarak tanınmasını sağlamak görevimiz var.
Tüm Çerkes sivil örgütlerini, Çerkes siyasileri ve Çerkes aydınlarını 2014 Soçi Olimpiyatları’na karşı çıkmaya çağırıyoruz. Eğer bir şekilde karşı çıkamıyorlarsa bile dedelerimizin mezarları üzerindeki Olimpiyatları desteklememeye çağırıyoruz.
Gürcistan hükümeti resmi olarak Olimpiyatların boykot edilmesi çalışmasına başladı, buna nasıl bakıyorsunuz? Bu konuda Çerkes örgütleri Gürcistan ile işbirliği yapar mı ne düşünüyorsunuz?
Çerkes örgütleri bu konuda Gürcistan ile işbirliğine hazır, ancak mesele Gürcistan’ın kendisi onlarla işbirliğine hazır mı?
Tiflis’teki ikinci Kuzey Kafkasya problemleri konferansı katılımcısı olarak, bu konferansın organizatörlerinin düşüncesinin ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Fırsat bilerek, TIM (Çerkes Bilim-Araştırma Enstitüsü) adına, Gürcü halkına, hükümetine ve parlamentosuna, Jamestown Foundation ve İlya Çavçavadze Üniversitesi, Uluslararası Kafkasya Araştırmalar Okulu’na Çerkes halkı için böylesine önemli olan bir konferansı düzenledikler, onlara dünya toplumlarına halklarının sorunlarını iletme imkanı sundukları için teşekkür ediyorum. İlkbaharda ve sonbaharda Tiflis’te yapılmış olan uluslararası konferanslar, kesinlikle Çerkes meselesini yeni bir müzakere aşamasına getirdi.
Şimdi çok acılar çekmiş olan, halkının yüzde 95’i acımasızca yok edilmiş olan Çerkes halkının problemleri artık medya organlarında daha çok yer almaya, dünya toplumunun dikkatini çekmeye başladı.
Kafkasya medeniyetinin geleceği var mı, ne düşünüyorsunuz?
Bu soruya, Gürcistan Çerkes jenosidi hakkında kararını verdikten sonra cevap vereceğim. Ancak bir şeyi kesinlikle söyleyebilirim ki, karşılıklı güven, anlayış, saygı ve yardım olmadan Kafkas halklarının geleceği olmaz, yanı Kafkasya medeniyetinin de geleceği olmaz…
ANTSCH/ÖZ/FT
Röportajı Ajans Kafkas için Özlem Güngör Türkçeye çevirdi
DIMIG’UEDIJIN CHH’AK’E ZIGUEREXER TC’EFIN XUEEYS!..
Adighe Kuilturir ziqhabeqhuenu uexuiqhuexer dimiqhazac’ew
dig’aafe quideeyk’e dig’aanewe g’axhug’aac’exem deeplhiw
dichitk’e, Adighebze, Adighe Kuiltur uexuiqhuek’e xamexem
zeezipxaxem ji-ac’e daxuexhuk’e; Adighexer dig’uedijin f’ek’a
dizidinesin zi c’ip’e chi-a-am. Dy kuimbxer g’izerat’ c’ik’exem
ya zyxuedexer tlhaqhuifiw, Adighexer dimig’uedijiw dipsewifin
chh’ak’e sebep xhuinu ziguerexer tc’efiw zerijilek’e witikuim
g’ytlhh’an xueeys!..
ADIGHEXEM, ADIGHEBZEM C’EXIWE A XUETCYYIN XUEEY G’OXHUIR!..
Sit jit-aamy, dawe dixhuexhuamy, sit wered, sit qhibze dig’eegyamy, dawe
dipselhamy; ha psoguery ts’ixuxem psomy yachiqhuipchejinure g’uedijinuxes.
Dy bzer zimic’ej dy c’aleqhualexem, Adighebzek’e jit-axer yaguirimi-uej xhuas.
Adighebzer xhuin xuedew ditxifiwe, dy binxemy tinciwe yatxifiwe, ha txiqhaxer
yegeqhuaf’ere zeeh’aqhuaf’ere g’axhuiwe chitateme; jit-aaxem, dig’eegyaxem
chich ziryk’ g’uedijinte-am.
Adighebzem yi txin uexuiqhuer nobe ziteetir haras. L’o t’e di-Adighe ts’ixuxew
nobexem de tc’exer? De tc’exer mys mixers:
Adighebzer zeridaxer jido-ar, habi dichotxhuir. Hawe Adighebze daxer dawe
zeridqhaxhuijinur pejiw dif’e-uexu-am. Ha dy jile uexuiqhue lhap’e didem pejiwe
zyk’ deelejh-am. Dopsalhery dizibghirok’ijir!.. Adighexem dy jaqhueqhuxem
zazipxawe habixem yaxuelajhe dy ts’ixuxem; Adighebzer, zeripsewifin qhoguim
zyk’ bqhadaqhah’a-am, De Adighexemy, habixem ja-axer sity yireexhu c’exiwe
dy f’ech mexhuir. Yeey Adighexe! Halih’im; de Adighe ts’ixuxem chh’a kuits’xer
g’idyta-a? Dits’ixuiwe uexuiqhuexem daxeplhef-a? Haxem dateeguipsisih’if-a?
Dy jaqhueqhuxem xuelajhexem chh’a zag’eedqhaqhaapts’ere? Dy blek’ar sitiw
c’exiw tchiqhuipchere? Dy hadecxuexem, dy hanecxuexem ya hadecxuexer, ya
hanecxuexer zeteeziwik’axem ya binxem ji-ac’e yaxuexhuawe habixem xuelajhe
dy ts’ixuxem txuac’ winafem zeedipxawe Adighebzer zyk’ zerimipsewifinur chh’a
de dimilhaqhuifire? Chh’a habixem zag’eedqhaqhaapts’ere? Pejir naxue didew
witikuim yit petire de har chh’a dimilhaqhuifire? “Slav Txik’er” dy Adighebzem
zyk’ zerideemig’uir naxue didew g’at-ueta petire, “Slav Txik’er dy Adighebzem
yeg’u g’oxhuir” jizi-axem ja-axer dy f’ech xhuiwe dy binxer, dy c’aleqhualexer;
ha mixhuinu Slav Txik’emk’e yadqhageniwe mekytepxem chh’a dqhag’uere?
Ha jit-aa wipc’exem ya jewap pejxer g’adqhuetiwe ha dy jile uexuiqhue lhap’er
zereedqhag’uek’in c’ik’em diteetiwe zerijilek’e dizedelajhewe dixueemijhawe;
neqhuec’ jit-an xueeyime, dy “Adighe Txik’er” dy binxem, dy c’aleqhualexem,
g’itpic’a hadireey dy ts’ixuxem, dy winexem chadqhaac’ewe dixueemijhawe,
dy Adighebzer c’aqhue psewijifinu-am. “Slav Txik’er” Adighebzer yiqhal’enim
nesawe habi har zeryth’alem chh’ak’e, de zeeyxemy dy axer dy Adighebzem
zerixuedmicyyim chh’ak’e; kued demik’iwe dy Adighebze daxer l’ejinus!..
Hawe detxene zi Adigher neqhuec’ zim dipemiplhewe “Adighe Txik’er” c’exiw
zedqhaac’ewe habi g’ipitiw har dy binxem, dy c’aleqhualexem yaqhaac’ewe
dixueejheme, hapxuedew lajhew xueejhe Adighexer g’uexu kued g’axhuiwe
xueejheme; mys habi chiqhue, dy Adighebze daxer zeripsewijifinimk’e zyk’
ceky dy-ajin xueey-am! Adighebze daxer ziqhapsewinury deras, ziqhal’enury
deras. Har zyk’ dygu yidqhak’in xueey-am! Dy bzer dqhaal’eme, yi veebalim
de Adighexer zyk’ yflah’ dyc’in-am! De Adighexer qiyametir g’asixu xamexem
daxuepchil’xew dipsewijinxes. Adighexem dy jaqhueqhuxem zaxueeyiry haras.
Dy jaqhueqhuxem yaxuelajhexem zag’adqhaqhaapts’ewe dizerig’uedijinim yi
qhoguxer psewik’exew xetxime, mys habi chiqhue g’itc’exhue dy binxem, de
yape yitxem, “zyk’ f’iwe tc’awe” g’itxuija-anu-am! Dil’eja newijhy dy cexydxem
ya ne-uxem deplhiniwe nape dy-anu-am!..
Harasy Adighexem, Adighebzem c’exiwe a xuetcyyin xueey g’oxhuir!..
. YEMUZ Yilmez
. 12.10.2015
. K.Maraş-Turkey
. ADIGECE YAŞAMAMALI MI?..
.
. “Adıgece Öğrenim”e ilginin azalmasının nedenleri çoktur. Ancak
en başta gelen nedeni, “Slav Yazısı” prangasının ona vurulmuş
olması ve bu durumun; üniversitelerin dilbilimle ilgili akademik
çevreleri ile Adıge Sivil Toplum Kuruluşları yöneticileri tarafından,
Adıge Toplumu’nun arzularına aykırı biçimde ısrarla savunulmasıdır.
. Dünyanın en mükemmel kitapları, en iyi öğretim dokümanları, en
iyi öğretmenleri sağlansa da; Adıgece’ye uymayan, onun yazılarını
yeterince “okunuşlu ve kullanışlı” duruma getiremeyen, başka bir
ifade ile söz konusu dilde, insanın algılama ve ruhsal yapısına uygun
bir yazı oluşturamayan “Slav Yazısı” ile Adıgece’nin yeni nesillere
yaygın olarak öğretilebilmesi mümkün değildir. Söz konusu yazı ile
Adıgece’yi öğrenenlerin sayısı, o dii unutanların sayısının % 3′ ü
kadar dahi olamayacaktır. Çünkü Slav Yazısı, teknik olarak Adıge’ye
uygun olamamaktadır. Slav Yazısı’nın imlâsı bu dile ağır gelmektedir.
Bu durum, iki nedenden kaynaklanmaktadır. Adıgece’nin ses özellikleri
ile Slav Harfleri’nin orfografik özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Bu
hususu biraz açacak olursak; Adıgece’nin ünsüz sesleri çok olup, çok
ünsüzlü hecesi olan kelimelerinin miktarı ve bu kelimelerin kullanım
yoğunlukları fazladır. Slav Yazısı’nın ise, dik çizgilerle oluşan harflerinin
miktarı çoktur. Bu harfler; çok ünsüzlü hecesi olan kelimelerin yazılarını
metin (tekst) içerisinde yeterli olarak “okunuşlu ve kullanışlı” duruma
getirememektedirler. Slav Yazısı ile yazılmış olan Adıgece bir metin
içerisinde; çok ünsüz harfli hecesi bulunan kelimelerin harflerinin
seçilmeleri, seslerinin anlaşılmaları, bunların anlamlarının okuma
süresince zihinde tutulması çok zor olmaktadır. Bu sebepten dolayı
Slav Yazısı ile yazılmış Adıgece yazıların okunmaları zevkli değil,
tam aksine sıkıcı ve sıkıntılı olmakta, bu durum ise, insanı Adıgece
yazı yazmaktan ve Adıgece’yi kullanarak çalışmaktan soğutmaktadır.
. Başka şekilde ifade etmek gerekirse; Adıgece’nin kendi doğal
kullanışlı yazı sistemi olan “Adıge Yazısı” öğretimde kullanılmadığı
ve ısrarla dayatılan Slav Yazısı da Adıgece’de kullanışlı olamadığı
için, Adıgece’yi bilenler dünyada gittikçe azalmaktadır. UNESCO da,
Adıgece’nin kısa zaman içinde öleceğini belirtmekten başka bir şey
yapmamaktadır. UNESCO’nun esas görevlerinden birisi de, “Kültürel
Jenosid”i durdurmak olması gerekirken tam aksine olarak bu olaya
seyirci kalmayı tercih etmektedir. Bu durumlar görüldüğü ve bilindiği
halde; Slav Yazısı’nın Adıgece’de kullanılmasına devam edilmesi için
çok ısrar edilmektedir. Rus Yönetimi’nce; Adıgece’de yazı değişikliği
yapılamayacağı hakkında, kanunla yasak getirilmiştir. Bu yasak, çok
haksız bir durumdur. İnsan haklarının ayaklar altına alınmasıdır. Bu
durum; insan haklarının genel olmadığını, bu hakların ancak uygun
görülen halklar için söz konusu olabileceğini göstermektedir.
. Adıgeler, yaşayabilmek için sadece kendilerini savunmuşlardır.
Bunun dışında hiçbir ulusa ve insanlara saldırmamışlar ve onlara
herhangi bir zarar vermemişlerdir. Ama Adıgeler’e en ağır jenosid
uygulanmıştır. Fiziki jenosid yeterli görülmemiş, jenosidden arta
kalan insanların % 90’ı öz vatanlarından sürülmüşlerdir. Bunların
büyük çoğunluğu da sürgün yollarında ölmüştür. Bu kadar zülum de
yeterli görülmemiş, sağ kalanların üzerinde bu güne kadar devam
eden acımasız bir “Kültürel Jenosid” uygulanmıştır. Bu da yeterli
bulunmamış ki, diyasporada kültürel bakımdan tam da nefes
alabilecekleri bir sırada, bir takım gizli temaslarla “Slav Yazısı”
prangasının diyasporadaki Adıgeler’e de vurulması sağlanmıştır.
Şimdi ise, bu pranga sayesinde Adıge Kültürü’nün ihyâ olacağı
söylenerek Adıge Toplumu ile alay edilmektedir!..
. Adighe Toplumu Adıgece’ye ve Adıge Kültürü’ne sahip çıkmazsa ve
dünya’daki bilim insanları ve akademisyenler de, Adıgece’ye ve Adıge
Kültürü’ne sempati duyarak gereken desteği ona vermezlerse, kısa bir
zaman içinde Adıgece ve Adıge Kültürü dünyadan tamamen silinecektir.
Adıgeler’in bu zamandaki ortamlarda dillerini ve kültürlerini yaşatabilmek
için yalnızca kendi başlarına önlem alabilmeleri mümkün değildir. Çünkü,
sadece kanunla yasak konulmakla kalınmamış, bir takım gizli temaslarla
“yazı prangası”nın diyasporadaki Adıgeler’e de vurulması sağlanmıştır.
Slav Yazısı teknik olarak Adıgece’ye uymadığı halde, Adıgeler bu yazıyı
kullanmaya mecbur bırakılmaktadır. Slav Yazısı, Adıge Toplumunca
tercih edilen bir yazı değildir! Bir dönemde Adıge Toplumuna dayatılan
ve ona zorla kabul ettirilen bir yazıdır. Ülkemizde de anadiller serbest
bırakılınca, bu defa Adıgece’ye diyasporada da Slav Yazısı prangası
vurulmuştur. Bu yazı diyasporada da Adıge Toplumuna dayatılmakta
ve zorla ona kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Bunun anlamı şudur:
Adıgeler; her durumda, dillerinin ve kültürlerinin ölümünü, elleri bağlı
olarak seyretmek zorundadırlar!.. Bu ne biçim bir adalet?.. Ne kadar
haksız ve hazin bir durum!.. Buna, “anadil özgürlüğü” denebilir mi?..
. Değerli akademisyenlere, bilim insanlarına ve vicdanı olan bütün
aydınlara soruyorum: Lütfen aynı haksızlığın size de yapıldığını bir
düşünün!.. Öyle bir dünyada siz mutlu olabilir misiniz?.. Konunun çok
üzücü olan bir tarafı da; Avrupa ve dünyanın diğer ülkelerindeki bilim
insanlarının, akademisyenlerin bu kültürel jenoside ses çıkarmamaları
ve Türkiye’deki akademisyenlerin ise bu kültürel jenoside katkıda
bulunmalarıdır. Kanaatime göre Adıgece ve Adıge Kültürü; dünya
ülkelerine ve insanlığa zararlı değildir. Tam aksine olarak Adıge Kültürü;
dünyaya güzellikler, moral değerleri, insani değerler, güzel duygular ve
sanatlar katmaktadır… Bu nitelikleri taşıyan Adıge Kültürü’nün ve onun
dili Adıgece’nin yaşamaması mı gerekiyor?..
. Adıgece’nin ve Adıge Kültürü’nün yaşayabilmesi için onun, ilk önce
teknik olarak kendisine uymayan “Slav Yazısı” prangasından muhakkak
kurtarılması gerekmektedir. Kafkasya’daki kimi cesaretli Adıgeler de
“Slav Yazısı’nın Adıgece’ye uymadığını” açıkça ifade etmektedirler.
Slav Yazısı Adıgece’ye uygun gelen bir yazı olsaydı, Kafkasya’da da
Adıgece bilenler azalmaya ve Adıgece can çekişmeye başlamazdı!..
Ama her ne hikmetse, Slav Yazısı’nın Adıgece’de kullanılmasına
devam edilmesi için bizim akademisyenlerimiz başta olmak üzere çok
ısrar edilmektedir. Âdeta “Slav Yazısı’nın Adıgece’yi boğmasına seyirci
kalınması ve hatta marifetli kişi ve kuruluşlarca bu kültürel jenoside
katkıda bulunulması” için bütün dünya anlaşmış gibidir. Ne diyelim,
dünyaya hayırlı olsun… Eğer olursa!..(!..)
. Ancak kanaatime göre yanlış yapılmaktadır. “Kültürel Jenosid”i
uygulayanlar ile onlara çanak tutanlar, aslında kendilerinin çukurlarını
kazmaktadırlar!.. Yeterli bir inceleme yapıp etraflıca düşünürlerse,
yaptıklarının ve haksız uygulamalarının çok yanlış olduklarını, kendi
çıkarlarına da uygun olmadıklarını görebilirler!.. Gene de şövence
düşünüş ve tutumlarında ısrar edeceklerse, artık kendileri bilirler…
Ama yanlışlarının geleceğe olan olumsuz etkilerinden kaynaklanan
büyük bir acıyı muhakkak hissedeceklerdir!.. Bu aşamada bundan
fazla söylenebilecek bir söz yoktur!.. Demek ki, bu acımasız kültürel
jenosidi uygulayanlar ile onlara destek verenler, GRİ BİR DÜNYAYI
tercih etmektedirler!.. Bu durumda onlara, “GRİ DÜNYANIZ SİZLERE
HAYIRLI OLSUN!..” demekten başka yapabileceğimiz bir şey yoktur!..
Bizler de, artık içi boş sözlere kanmamayı öğrenmeliyiz!..
. Madem Adıgece’nin ve Adıge Kültürü’nün yaşatılması sahiden
istenmiyor, o halde niye bu kültürün sahipleri olan insanlar boş yere
oyalanıyor?.. Onların zamanları kendilerinden niye çalınıyor?.. Bu
insanlara dürüst olarak davranılsa da, “Artık Adıgece’nin ve Adıge
Kültürü’nün yaşatılmasına gerek duyulmadığı” kendilerine söylense
ve ona göre davranılsa daha doğru ve etik bir hareket olmaz mı?..
Adıgeler, kendilerine dürüst olarak davranılmayı hak etmiyorlar mı?..
. Adıge Toplumu’ndan bir kişi olarak; Türkiye’nin ve Dünya’nın
akademik çevreleri ile dilbilim insanlarına şunu söylemek istiyorum:
.
. ADIGECE’NİN ÖLMESİ; SİZLER İÇİN, HERKES İÇİN VE DÜNYA
İÇİN HİÇ DE İYİ OLMAYACAKTIR!..
.
. Yılmaz Özcan
. 06.12.2015
. K.Maraş-Turkey
.
GUI LHITENIQHA:
Mi txiqhaxem ya kopyexer, fts’ixu Adighexem yalhevqha-asime f’i xhuins.
“ADIGHE XEKU” GUIRIQHIBZEM Yİ PSALHAPER
.
Chyquih’aas Adigher xame jilaqhue kuedim!..
Yafic’as jigh warder chish’ yami-aw!..
Nexh g’aachtat lhepq zeteewik’er de g’idac’il’em,
Dy bzey dy xabzey psory xeqhag’uedejiw!..
.
Zi zemank’e dizeplhek’ijim,
C’i amic’er yi xhuirjinim yilhiw
Yibghinat Xekuijhir dy nexhijhim!..
Pykyimy yiguir, lhaqhuiniqhar yiziw!..
.
.
“ADIGHE XEKU” GUIRIQHIBZER
.
Teengyizim hadek’e pciner g’icho-uire
Pcinalhe daxery sy deej g’o-uis,
G’isxuobzerabzery syguim zideec’,
Lhepqim yi txidery, xabzery g’aafem g’ixoch!
.
Tolhquin xharynewre meqaamer yoc’ere
Sy c’ilhe hanemy sinoguipsis,
Sinodexac’ery sipxuoguimec’,
F’ilhaqhuiniqhamy weredir se seeqhawis!
.
Sy psem chizqhaaf’ewre mi syguim xelh,
Diqha ne bzyyiwre mi c’iguim cheeps,
We sy lhepq chipqar wizyguixelhs!
We diqhaps guapewre sy deej g’icheeps!
.
Sy psem chizqhaaf’ewre mi syguim xelh,
Diqha ne bzyyiwre mi c’iguim cheeps,
We sy lhepq chipqar sy psem wixelhs!
We diqhaps guapewre syguim yi queps!
.
Wesir g’iteelhimy bghim pce aramewre
Se Uachh’amaxue g’izoxuebek’!
Chiguir mililhemy lher nizoxuis,
Hadiric’ selamiry lhap’ewre lhepqim yizox!..
.
Pser chipxuezeck’ere we wizyplhap’ewre
Pcaqhuer tog’uetiry diqhar g’iqok’,
Jeck’ere mazery vaqhuem xosih’,
Sy lhaqhuiniqhary guic’em xamec’ g’ichizox!
.
Sy psem chizqhaaf’ewre mi syguim xelh,
Diqha ne bzyyiwre mi c’iguim cheeps,
We sy lhepq chipqar wizyguixelhs!
We diqhaps guapewre sy deej g’icheeps!
.
Sy psem chizqhaaf’ewre mi syguim xelh,
Diqha ne bzyyiwre mi c’iguim cheeps,
We sy lhepq chipqar sy psem wixelhs!
We diqhaps guapewre syguim yi queps!
.
F’iwe slhaqhu lhaxewre hadejh c’inalheme
Syguir nipxuee-awre sy qhaac’er soh’!
Adighe xasew lhepqim yi l’ig’uem (*)
Psexer zepyc’ewre sy guiqhar g’isxueeqhanexu!..
.
Jenet g’ischixhuiwre duneey daxacheme
Diqhary mazery g’isxueec’ir tih’!
Zi nasip vaqhuey se g’isxuidog’ue:
Guiric’e qaabzemy yi f’iqhuer se soqhawnexu!..
.
Sy psem chizqhaaf’ewre mi syguim xelh,
Diqha ne bzyyiwre mi c’iguim cheeps,
We sy lhepq chipqar sy psem wixelhs!
We diqhaps guapewre syguim yi queps!
.
ADIGHEXEM ZYK’ DYGU YIDMIQHAK’IN XUEEYIR:
“Dy xeku daxemre dy xuytiniqhamre” g’ideeziqhatijinur, haxer t-eeziqhaxa
Halih’ Lhap’er Haras!.. Dimuslimen Adighexew Adighebzemre Adighe Kuiltu-
rimre Adighe Chenimre yaxuefache dixhuijime; Halih’ Lhap’em, “dy xeku da-
xemre dy xuytiniqhamre” g’aadiryqhatijins!.. 06.01.2020 YEMUZ Yilmez
.