Caharkale – Rus işgal güçleri tarafından her türlü silahın kullanıldığı Çeçenya’yı şimdi kanser vuruyor. Kanser vakalarında patlama yaşanırken yeterli tedavi koşullarının olmaması nedeniyle kayıp bilançosu her geçen gün kabarıyor.
Çeçenya’nın tek kanser tedavi merkezinin bugün itibariyle kapısını aşındıran 1712 hastası var. Bu yılın ilk beş ayında kliniğe gelenlerin sayısı 2006’daki hasta sayısı kadar.
Kliniğin başkanı Petimat Hamidova IWPR’a yaptığı açıklamada, “Şu anda 1712 hastamız var. Bunu nasıl açıklarsın? Çeçenya’da savaş patlamadan önce çok fazla kanser vakası yoktu. Vakaların çoğu akciğer, göğüs, tiroid bezi ve deri kanseri. Burada akciğer kanseri nadiren görülürdü” diyor.
2004’te yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre Çeçenya’da akciğer kanserine yakalanan hasta sayısı diğer Kafkasya cumhuriyetlerinin toplamının beş katı. Bu rakamın daha da arttığı sanılıyor. Rus yanlısı çeçen yönetimine bağlı sağlık bakan yardımcısı Rukman Bartiyev bugüne dair rakam vermekten kaçınırken, “Hastaları izliyoruz ama kesin rakam veremiyoruz. Çünkü yoğun göçler nedeniyle rakamlar değişiyor” diyor. Çeçenya’da kanserle savaş için uygun yeterli bir hastane mevcut değil, sadece deri kanseri konusunda başarılı bir çalışma yapılabiliyor. Yüzlerce hasta kemoterapi için cumhuriyet dışına gidiyor.
Rostov Onkoloji Araştırma Enstitüsü’ne Çeçenya’dan her altı ayda bir tedavi için başvuranların sayısı 1500’ü buluyor. Ancak hastane sadece altıda birini kabul ediyor. Buna rağmen enstitüde tedavi gören hastaların yarısını Çeçenler teşkil ediyor.
Kanser vakalarında yaşanan patlamaya ilişkin ise iki neden öne çıkıyor: Birincisi savaşın yol açtığı korkunç çevre kirliliği, ikincisi de kontrolsüz petrol endüstrisi. Ancak hastalığa yakalanan bir Çeçen kadınına göre kendini kanser eden asıl şey şu: “Askeri hareket, stres, ne zaman temizlik operasyonu olacak yada federal askerler gelip baskın yapacak diye korku içinde bekleme. Allah biliyor bütün bunları yaşadık ve depresyondan mustaribiz. Fabrikalarımızı yeniden inşa edebiliriz ama sağlımıza yeniden kavuşmamız bu şartlarda mümkün değil. Artık çok geç.”
33 yaşındaki Madina kliniğin yolunu arşınlayanlardan. Madina kardeşi ve babasıyla birlikte yakın çevresinde kansere yakalananların sayısının 50’yi bulduğunu söylüyor.
Her hafta Çeçen kliniğinden birkaç kara haber çıkıyor. IWPR’ın muhabiri Asya Umarova, Hamidova ile konuşurken sözlerini küçük bir kız çocuğu kesiyor: “O öldü, babam öldü, üçgün önce öldü.” Elinde babasından arta kalan ilaçlar, diğer hastalar için kullanılsın diye getirmiş. Oracıkta Hamidova küçük kıza sarılıp gözyaşı dökerek ekliyor: “Görüyorsun, bu haftada birkaç kez oluyor.” (Ajans Kafkas)