Beslan/Ajans Kafkas – 1-3 Eylül 2004’te Çeçenlerin başını çektiği bir grubun Kuzey Osetya’nın Beslan kasabasında 1 nolu okulu basıp binin üzerinde insanı rehine alması ve ardından güvenlik güçlerinin düzenlediği baskınla 334 kişinin öldüğü felaket beşinci yıldönümünde gözyaşları içerisinde anılıyor.
Sabah saatlerinde binlerce kişi Beslan okulunda toplandı. Kasabanın yakınında yapılan anıt mezarı ziyaret eden yaslı aileler çocukların kabirlerine çiçekler bıraktı.
Tören militanların okulu bastığı saatte yani 9:15’de zilin çalınmasıyla başladı. Ardından eylem kurbanları anısına şair Gurdibekova’nın yazdığı şiirler okundu. Acılı anneler, babalar, kurban yakınları ve felaketten sağ kurtulan çocuklar yanlarında çiçek, oyuncak ve susuz geçen üç günün anısına su getirdi. Törene katılanlar arasında oğlu ve kızıyla birlikte Kuzey Osetya Devlet Başkanı Taymuraz Mamsurov da vardı.
2 Eylül sessizlik günü ilan edildi. 3 Eylül’deki tören 12:30’da başlayacak. Törene Kuzey Osetya yönetimi, bakanlık ve müdürlük başkanları sivil örgüt temsilcileri katılacak. 13:05’de çan çalınacak, ardından tüm katılımcıları bir dakikalık saygı duruşunda bulunacak. Bu sene öğrenciler gökyüzüne eylemde hayatını kaybeden 344 kurban için birer beyaz balon uçuracak. Ardından tüm ölenlerin adları sayılacak. Beslan’ın Sesi örgütü üyeleri üç gün boyunca gece-gündüz mum yaparak yas tutacak.
Beslan etkinliklerini izlemek üzere Rusya’nın yanı sıra Britanya, Almanya, ABD, İtalya ve Katar gibi yabancı ülkelerden 100 gazeteci Kuzey Osetya’ya geldi.
Kurban yakınları Rus makamlarını operasyonla ilgili soruşturmada örtbas taktiği gütmekle suçlarken Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ve Başbakan Vladimir Putin’in trajedinin yıldönümünde hiçbir açıklama yapmaması da dikkat çekti. Anma törenlerine katılan insanlar adil bir soruşturma yürütülmediğini ve kendilerini güvende hissetmediklerini dile getirdi. Valentina Ostaniy, “Beslan’ın üzerinden beş yıl geçti. Bir şeylerin değişeceğini sanmıştık. Ama hala çocuklarımızı okula göndermeye korkuyoruz. Çünkü Kuzey Kafkasya’da terör saldırıları günlük hale geldi” diye konuştu.
Beslan’ın Sesi Eş Başkanı Ella Kesayeva, devletin operasyonu yönetmedeki kusurları ve yanlışlıklarına dair soruşturmayı yürütme tarzının kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını, kurbanların maddi olarak desteklenmesi ve yasal güvenceler verilmesi konusundaki çabalardan sonuç alamadıklarını anlattı. Kesayeva, Vladikavkaz’a geldiğinde Medvedev’le de görüşmelerine izin verilmediğini belirterek “Yetkililer bizimle konuşmak istemiyor” diye serzenişte bulundu. FT
İlgili makale:
Beslan Annesi Türkiye’den şikâyetçi
FEHİM TAŞTEKİN
Rus özel timlerinin ‘kurtarma’ operasyonuna kurban giden 186 rehine çocuğun annesi gibi bu matem Aneta’yı esir almış. Türkiye’den anavatanına dönmüş Oset asıllı eşi Seyfi Doğan çiçekleri tek tek elden geçiriyor, suluyor. 10 yaşındayken yitirilen İzmir doğumlu Alana’nın en sevdiği oyuncakları yanında. Bu rutin yas ‘Melekler Kabri’ denilen yerdeki 334 mezarda tekrarlanan bir ritüel. Evladını yitirmiş bir baba kendini mezarlığın çimlerine adamış. Eylemin ikinci günü dönemin İnguşetya Devlet Başkanı Ruslan Auşev’in arabuluculuğu sayesinde bir yaşındaki ikinci kızıyla okuldan salıverilen ama Alana’yı alamayan Aneta, her mezara aynı şefkati gösteriyor. Bu bir nevi ‘yas kardeşliği’.
‘İstihbarat biliyordu’
Seyfi Doğan işini gücünü bırakıp Osetya seferimizde bize eşlik ediyor. Sinval’i yerle bir eden savaş yüzünden buradayız ama konuştuğum birçok Oset, savaş vesilesiyle 1992’deki Oset-İnguş çatışmasını ve İnguşların da yer aldığı Beslan eylemini anmadan edemiyor. Bu yüzden potansiyel çatışma arz eden Oset-İnguş meselesi ve bu gerilimi besleyen Beslan trajedisine eğilmek kaçınılmaz oluyor.
Akşam Aneta’nın misafiriyiz. Alana’nın çalışma masası, okul çantası ve yatağı dönecekmiş gibi hazır. Aneta’nın leziz Oset tatlarıyla donattığı sofraya Beslan’ın gölgesi düşüyor. Başkan yardımcılığını yaptığı Beslan Anneleri örgütünün hukuk savaşı hakkında konuşurken, sözü Türkiye’ye getiriyor, kızının anavatanına sitem ediyor. Suçlu ilan ettikleri Rusya’yla zaten davalıklar. 1200 rehineyi kurtarma adına okulu basıp 334 kişinin ölümüne yol açan devletle kozlarını, dilekçeyi bu yaz kabul eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde paylaşacaklar. Fakat Aneta’nın Türkiye’den yana yarası da derin. Kuzey Osetya mahkemesine açtıkları davada devletin sunduğu FSB’ye ait belgede 1 Eylül’de 1 Nolu Okul’da, Basayev’in 1995’te 1500 kişiyi rehine aldığı Budennovsk’taki gibi eylem yapılacağı istihbaratı var. Belgede eylemin Türkiye’den finanse edildiği yer alıyor. “İşte benim zoruma giden buydu. Paranın çocuğumun doğduğu yerden gelmesi beni yıktı. Kızım Türkiye vatandaşıydı” diyen Aneta, Çeçenlerle ilgili iddiaların araştırılması için Başbakan Tayip Erdoğan’a mektup yazmak istediğini ama dikkate alınıp alınmayacağından emin olmadığını dile getiriyor: “Türkiye kendi teröristlerinden yakınırken buradaki teröristlere neden sahip çıkıyor, bu insanlar oraya gidip tedavi görüyor, tatil yapıp dönüyor. Türkiye ikiyüzlülüğü bıraksın, terörün iyisi kötüsü olmaz.” Ayrıca Alana’ya ilgisizlikten de kırgın: “Yunanistan dahil birçok devlet kurbanlarla yakından ilgilendi, ölen bir Yunan öğretmenin adını bir sokağa verdi. Ama Türkiye hiçbir şey yapmadı.” Seyfi Doğan’ın araya girip “O zaman Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Moskova elçiliği aracılığıyla arayıp yardım önermişti” diye düştüğü not da Aneta’yı teskin etmiyor: “Ama bir daha kimse aramadı. Bizi teselli edecek bir şey yapılmadı. Koca devletin işini gücünü bırakıp bizimle ilgilenmesini beklemiyorum. Birini yollayabilir, çocuğumun anısına küçük de olsa bir şeyler yapabilirlerdi.”
‘Terörden devlet karlı çıktı’
Ertesi günü Beslan Anneleri’nin merkezindeyiz. Beslan Müslüman kimliği ile tanınan 36 bin nüfuslu bir kasaba. Okulun dehşet verici hali özenle korunuyor. Ortodoks Kilisesi ise Müslüman karşıtlığını fırsat bilip ölenlerin önemli kısmının Müslüman kimliğine aldırmadan salonun orta yerine koca bir haç dikmiş. Salon ölen çocukların resimleri ve güllerle kaplı. Beslan Anneleri’nin başkanı Susanna Dudiyeva’ya ‘Bu yas ne kadar daha sürecek’ diye soruyorum. Bilmiyor.
Facia sağ kalanların hayatlarını mahvederken, en büyük tepki kanlı operasyonu düzenleyenlerin dokunulmazlığı. Belki de adalet yerini bulmadığı için öfke dinmiyor. Herkes müdahalenin Putin’in emri olmaksızın yapılamayacağını düşünüyor. Hatta Aneta bunu bizzat Putin’e söylemiş: “Dedim ki, ‘Teröristler senin yüzünden Beslan’a geldi. Tek bir sözünle bu insanlar kurtulabilirdi.’ Fakat suçlamaları kabul etmedi. Bize adil soruşturma vaat etti, ama suçladığımız herkesi terfi ettirdi.” Aneta şu sonuca varıyor: “Bu operasyondan kim kârlı çıktı? Tabi ki Rusya devleti. Beslan sonrası devlet güçlendikçe güçlendi. Demokrasi de bitti, terör de.”
Kafkasya’nın en karanlık sayfası
1-3 Eylül 2004 tarihi Kafkasya’nın en kara sayfalarından biri olarak tarihe geçti. Çeçenya’daki savaşçılara destek için silahlı 33 kişi Beslan’daki 1 Nolu Okulu basmıştı. İddiaya göre eylemciler daha önce tamirci kılığında okula girip silah ve patlayıcıları gizlemiş, çatıda keskin nişancı yeri ayırmıştı. Eylemciler, yeni eğitim yılının açılış töreninde polis ve orduya ait araçlarla gelip öğrenciler, öğretmenler ve velileri 10’a 25 metrelik spor salonuna hapsetmişti. Okul 1992’deki Oset-İnguş çatışmasında Oset milislerin İnguşları esir tuttuğu merkezlerden biri olduğu için seçilmişti. Beslan Havaalanı da Çeçenya savaşına katılan Rus uçaklarının havalandığı yerdi. Operasyon için merkez kuran FSB, Kuzey Osetya Devlet Başkanı Aleksander Zasahov’un da Çeçen yetikli Ahmet Zakayev’in de arabuluculuklarını ciddiye almadı. 52 saat sonra İçişleri’nin OMON teşkilatı ile FSB’ye bağlı Alfa ve Vimpel timleri ağır silahlarla okula müdahale edince 334’ü rehine, 31’i eylemci 20’si kamu görevlisi 385 kişi öldü, 783 kişi yaralandı. Eylemin sorumluluğu Çeçen lider Şamil Basayev üstlense de olayın perde arkası aralanamadı.
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=899365&Date=19.09.2008&CategoryID=104