Rusya ve Gürcistan arasında artan gerginlik dünyanın dikkatini Güney Kafkasya’ya özellikle de Abhazya’ya çevirdi. Tiflis, Moskova’yı bölgedeki barış gücü askerlerini arttırmakla suçluyor ve iki ülke arasında savaş tehlikesi konusunda esrarlı açıklamalar yapıyor. Bu arada Abhazlar Gürcü casus uçaklarını düşürdüklerini iddia ediyorlar.
Batı petrol zengini bu bölgeye giderek artan bir ilgi gösteriyor ama Moskova burayı daha çok kendi arka bahçesi olarak görüyor. Gürcistan’ın NATO’ya katılma girişimi her ne kadar görülebilir bir stratejiden yoksun olsa da bu fikre ve bir tür statüko oluşturmaya dayalı Rusya’nın politikasına tamamen ters düşüyor.
Kafkasya vahşi dağ manzaralarını ve dağlar kadar vahşi insanların yaşadığı bir yeri anımsatan genel bir terim. Puşkin ve Lermontov, Terek Nehri’nin diğer tarafında yaşayan insanlar ve ‘Kazak sınırı’ hakkında daha duygusal yazmışlardır. Bugün insanlar Rus romantik yazılarının vahşi dağlısı olmaya devam ediyorlar ama bölgenin hem kuzeyinde hem de güneyinde dinamikler değişti. Değişmeyen şey ise şu an Batı’nın yoğun etkisi altında bulunan güneyden gelecek tehlikelere karşı bir kale oluşturan güneydeki cumhuriyetleri kontrol altına almadaki kararlılığı.
Çeçenya’da iki vahşi savaş ülkeyi ve nüfusu mahvetti. Bombardımanlar ve sokak çatışmaları ile harabeye dönen ve hatırı sayılır miktarda paranın yeniden yapılandırma için harcandığı Caharkale’de yenilenmenin izleri var. Rus yanlısı Çeçen hükümetinin devlet başkanı Ramzan Kadirov durumu bu hale getirmek için Rusya’nın eski devlet başkanı Vladimir Putin ile olan yakın ilişkisini kullanarak çok şey yaptı. Putin, Kadirov’u kafa dengi, uyumlu biri olarak gördü. İkisi de dövüş sanatı fanatiği; Putin hala judo yapıyor ve Kadirov da Gudermes’te kendi boks kulübünü işletiyor. İkisi de yönetimin dallarını sıkı bir şekilde kontrol etmek gerektiğine inanıyor. Babası Ahmed Kadirov’un ölümünden sonra yönetime gelen Ramzan Kadirov, halk üzerinde kontrol sağlamak için güvenlik güçlerini kendi özel enstrümanı olarak kullanıyor ve bu da şiddet kullanımı ile ilgili çok sayıda suçlamaya yol açıyor. Şaşırtıcı bir şekilde Kadirov’un emrindeki güvenlik güçlerinde yer alanlar sonradan taraf değiştiren ikinci Rus-Çeçen savaşının eski direnişçileri.
Kadirov’un bu demir yumruğuna rağmen Çeçenya’da halen gizli bir güvensizlik ortamı var. Özellikle de güneyde, direnişçilerin geleneksel kalesi olan Vedeno gibi bölgelerde. Zaman zaman güvenlik güçlerine saldırılar yapılıyor ama direnişin yoğunluğu eskiden olduğu gibi çok değil.
Çeçenya gibi Dağıstan’da da direnişçiler var. Aynı zamanda selefi direnişçiler de var. Bu 1999’daki ikinci Rus-Çeçen savaşını ateşleyen fitillerden biriydi. O yıl direnişçilerin Rus ordusuna saldırısı Botlikh kasabasındaydı. Daha sonra Putin Rusya başbakanı oldu ve hırslı bir şekilde bölgedeki direnişçilerin isyanını kalıcı olarak bastırma yönündeki niyetini dile getirdi. Putin şimdi yeniden başbakan ama, her ne kadar bölgedeki atmosfer daha da yumuşamış olsa da, bu amacını başarmaya hiç de yakın değil.
Kuzey Kafkasya’daki sorunun bir kısmı da direnişçiler ile şuç çetelerini birbirlerinden ayırt etmek: İkisi de bölge genelinde yaygın ve güvenlik güçlerindeki yozlaşma bu eğilimleri arttırıyor. İnguşetya en kötü şiddet olaylarının içine çekildi, Çerkesya ve Kabardey-Balkar’da da şiddette ani artışlar oldu.
Kabardey-Balkar’ın başkenti Nalçik 2005 yılında büyük çapta bir saldırının ve rehine olaylarını meydana geldiği yerdi. Söylenenlere göre bu saldırı Çeçenlerin yardımı ile yerel cemaat (militan grubu) tarafından gerçekleştirildi.
Cemaatler Kuzey Kafkasya’da yaygınlaştı. Bazı durumlarda klan gruplaşmalarından bile öteye gitti. İşsizlik ve Rus karşıtı eğilimler gençler arasında gizliden gizliye alevlenmekte olan anlaşmazlıkları körüklüyor ve görünen o ki, Moskova yerel yönetimin şiddet uygulamasına müsamaha göstermekten açık bir şekilde memnun. Biri Dağıstan’da doğuda diğeri de Kabardey-Balkar’da batıda olmak üzere profesyonel askerlerden oluşan kalıcı iki dağ tugayını kurulması haricinde somut Rus stratejisi yolunda yapılan şeyler az. Görünüşe göre Kremlin için Kafkasya’nın güneyinde ve kuzeyinde varlığını devam ettirmek yeterli, “ne olur ne olmaz”. Kosova’nın tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmesinin teşviki ile Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinin bağımsızlık iddiasında bulunabilecekleri konusunda Rusya’nın endişeleri olduğu söylentileri kulaktan kulağa dolaşıyor. Aynı şey Abhazya ve Güney Osetya için de geçerli. 2014 yılında Karadeniz Krasnaya Polyana kayak merkezinde, Abhazya’nın hemen kuzeyinde yapılacak olan Kış Olimpiyatları nedeniyle Rusya’nın bölgeyi tutabildiği kadar sakin tutması gerekiyor. CY/FT(Ajans Kafkas)
Londra’daki Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde Savaş ve Savunma Diplomasisi Bölümü’nün kıdemli üyesi Albay Cristopher Langton’un 20 Mayıs’ta The National gazetesinde kaleme aldığı bu yazıyı Ajans Kafkas’tan Cavit Yılmaz Türkçeye çevirdi.
Christopher Langton