Obama yönetimi, direnişi Çeçenya sınırlarından tüm Kafkasya’ya taşıran ve ‘bağımsız Çeçenya’ hedefinden ‘İslami Kafkasya’ ülküsüne savrulan Kafkasya Emirliği lideri Doku Umarov’u ‘teröris listesi’ne alarak Rusya’ya jest yaptı. Karar bu harekete Amerikan ilgisinin ‘resmen’ bittiği anlamına geliyor. Rus-Amerikan ilişkilerinde ‘reset’ (yeniden kurma) düğmesine basılmışken bu beklenen bir adım. Ancak doğrudan Obama yönetimi olmasa da Amerikan kurumsal yapısının unsurları, Kafkasya’nın başka bir cephesiyle pek alakadar; Bu ilgi yükselen Çerkes milliyetçiliğine.
Birkaç yıldır soykırımın tanınması talebiyle başlayıp Batı Kafkasya’daki Adıge adacıklarını birleştirerek Çerkesya’nın kurulması çağrısıyla güçlenen bir trend bu. Ve buna sözcülük eden birkaç kişi ‘baskılar’ üzerine Amerikan kurumlarının himayesinde ABD’ye yerleşti. Yakında başka figürlerin ‘sığınma’ hikâyelerine de tanık olabiliriz. Hatta bir gün ‘sürgünde Çerkes kongresi’ kurulursa şaşmayalım. Her şey konjonktüre bağlı.
Çerkeslerin yani Adıgelerin tarihi topraklarında ‘Çerkesya’ fikri kendi iç dinamikleri nedeniyle farklı bir konsepte ele alınmalı belki. Ancak Amerikalıları da cezbeden ve hedefe Çerkesya’yı koymuş Çerkes milliyetçiliği karşısında Rusya’nın tutumu irdelenmeye değer. Etnik çıkışların nihayetinde Kafkasya’da yeni sıcak bölgeler oluşturacağı gerçeğinden hareketle Rusya’nın bunu peşinen bastıracağına dair bir ön kabul var. Evet, sivil liderlere karşı birkaç şiddet vakası yaşandı ama işin açıkçası kimse çıkıp da federalleri suçlamadı. Muhtemel ki Çerkes liderleri, milliyetçi hareketi kendi çıkarlarına tehdit sayan yerellerin hışmına uğradı. Rusya çözümü şiddette gördüğünde bunun nasıl olduğunu Çeçenya’dan biliyoruz. Demek ki milliyetçi akım, Rusya bariyerine toslayacak durumda değil.
Emirliğin taban bulmasının nedenlerine kafa yoranların kolayca çakıştıkları tespit şu: Milli kimlikler ötelenmeseydi ve gelenekler örselenmeseydi gençler İslami hareketlere bu kadar hızlı kaymazdı. Moskova da bunun farkında. Haliyle Rusya ‘direniş ideolojisine karşı biraz etnik kimlik siyasetinden zarar gelmez’ retoriğine göz kırpmıyor olmalı. Esasen Rusya için ‘İslami direnişe’ kıyasla etnik milliyetçilik çok daha kolay kontrol edilebilir hatta 1990’larda olduğu gibi durdurulabilir bir durum. Çünkü Rusya, etnik siyasette engin bir tecrübeye sahip. Zaten onlarca özerk bölge var. Moskova kimsenin anadili ya da bayrağından gocunmuyor. Rus siyaseti için bunlar ayrılıkçı unsur değil. Tersine milletleri potada tutmanın en mahir yolu bu. Yani kontrol edilemeyen dini harekete karşı idare edilebilir etnik hareket Moskova için ehven-i şer. Rusya’nın gönlünde yatan Rus milliyetçiliği ama Kafkasya’da alıcısı çıkmaz. Tabi Çeçenya’da olduğu gibi özerkliğin bağımsızlığa yöneldiği yerde ‘mahir’ siyasetin yerini akıl almaz vahşete bıraktığı da gerçek.
Etnik milliyetçiliğe karşı tutumu anlamak açısından geçen hafta yaşanan bir gelişme anlamlı: Rusya Bilimler Akademisi, Sovyet mirası resmi öğretiyi ters yüz etti. Akademi ilk kez Sovyetlerin böl-parçala-yönet siyasetiyle beş farklı isimlerle kaydettiği Adıgelerin ‘Adıgey’, ‘Çerkes’, ‘Kabardey’ ve ‘Şapsığ’ olarak farklı milletmiş gibi gösterilemeyeceğine hükmetti. Bu kararı önemli kılan, ekimdeki sayım öncesinde gelmiş olması. Çünkü Adıgelerin sayım sırasında ‘millet’ hanesine 12 boydan birini ya da yabancıların taktığı ‘Çerkes’ ismi yerine ‘Adıge’ yazdırmaları yönünde bir kampanya var. Böyle olursa 700 bin civarındaki nüfus, resmi evrakta yekûn olarak gösterilebilecek. Ve bu Çerkesya talepleri için argüman olarak kullanılabilecek. Dünya Çerkes Birliği’nin talebi üzerine böyle bir açılım getiren akademinin bunun siyasi yansımalarını dikkate almadığını düşünmek zor.
Rusya’nın 2014 Soçi Olimpiyatları’nı rayından çıkaracak çatışma potansiyelini elimine etmeye çalışırken buna Çerkes ateşi eklenmesine tahammülü olmaz. Demek ki Moskova’daki ‘Çerkesya’ izdüşümü dışardakinden farklı. Kim bilir Rusya, bölüp parçalayarak yönettiği Kafkasya’yı bu kez bütünleyerek elinde tutmayı deneyecek. Bu özerk bölge sayısını düşüren merkezileşme politikasına da ters değil.
Kafkasya’nın kaderi bu kez paten sırtında
Stalin’le hesaplaşmanın varması gereken yer
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&Date=&ArticleID=1005587
Fehim Taştekin