İstanbul/Ajans Kafkas – İstanbul’da “Soçi Olimpiyatları Karşıtı Hareket ve Çerkes Soykırımı” konulu bir konferans gerçekleştirildi.
Kafkas Vakfı’nın Üsküdar/Bulgurlu’daki merkezinde geçtiğimiz Pazar günü düzenlenen konferansın konuşmacısı Kafkasya Forumu üyesi Mkanba Çağlar Konukman idi.
Konukman, Taksim’deki Rusya Federasyonu konsolosluğu önünde 2009 yılından beri düzenlenen 21 Mayıs Çerkes Soykırımı protesto eylemlerinin ve Soçi 2014 Kış Olimpiyatları karşıtı küresel hareketin nasıl ortaya çıktığı, ne şekilde organize olduğu, bugüne kadar neler yapıldığı ve önümüzdeki dönemde neler hedeflendiği ile ilgili merak edilenleri dinleyicilerle paylaştı.
Çerkes Soykırımı’nın sembol şehri olan Soçi’nin Rusya tarafından kış olimpiyatlarına aday gösterilmesi ve ardından ev sahipliğine hak kazanması, dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan Çerkes diasporasını, soykırım topraklarında olimpiyat oyunları yapılmasına karşı birlikte hareket etmeye sevk etti.
Aynı şekilde farklı ülkelerden sivil toplum temsilcilerinin bir araya geldiği May21 inisiyatifi, 2009 yılından bu yana Çerkes Soykırımının yıldönümü olan 21 Mayıslarda Rusya temsilcilikleri önünde protesto eylemleri düzenliyor. Geçen yıl Amerika, Almanya, Ürdün, Türkiye ve İsrail’den on altı sivil toplum kuruluşu ve inisiyatif bu yapının içerisinde yer aldılar. Kafkasya Forumu tarafından koordine edilen eylemlerin Türkiye ayağı geçen yıl, Kafkas Vakfı, İstanbul Birleşik Kafkasya Derneği, Kafkas Evi, Jineps ve Diçeg gibi kurumların da aralarında bulunduğu birçok grubun desteği ve geniş halk katılımıyla, yine Taksim’deki Rusya Federasyonu Konsolosluğu önünde yapıldı.
Çağlar Konukman Kafkas Vakfı’nda düzenlenen konferansta Soçi Olimpiyatları karşıtı uluslararası örgütlenmenin nasıl ortaya çıktığını şöyle özetledi: “Biz Kafkasya Forumu olarak Rusya Konsolosluğu önüne 21 Mayıs eylemleri öncesinde de çeşitli nedenlerle gittik: Putin’in Türkiye ziyareti sırasında, Aslan Mashadov şehit edildiğinde, bir Çeçen mültecinin Rusya’ya iadesi söz konusu olduğunda… Bizi 21 Mayıslarda oraya götüren süreç ise 2006’da başladı. Çerkesya Meclisinin başkenti, soykırımın en yoğun olarak yaşandığı, yerli halkının tamamından arındırılan Soçi, 2014 Kış Olimpiyatlarına aday oldu. Bunun üzerine, insanlık tarihine barış oyunları olarak sunulan olimpiyatın soykırım topraklarında yapılamayacağı gerekçesiyle “Olympic Genocide” adlı bir imza kampanyası başlattık. Bu kampanya Türkiye’nin yanı sıra Amerika, Avrupa ve Orta Doğu ülkelerinden de yoğun destek gördü. Topladığımız online imzalar ve ıslak imzalarının bulunduğu metni olimpiyat komitesine gönderdik. Olimpiyat hazırlıkları çerçevesinde yapılacak yoğun inşaat faaliyetlerinin, buradaki son derece özel doğal yapıya zarar vereceğini, bazı bitki ve hayvan türlerinin yok olacağını da belirttik. Fakat komite Soçi’yi ev sahibi olarak seçti. Kampanyaya verilen uluslararası destek ise bu sürecin üzerine gitmemize neden oldu. Böylece Soçi 2014 karşıtlığı üzerinden örgütlenen No Sochi 2014 platformu kuruldu.”
Kafkasya Forumu üyesi olarak May21 inisiyatifinin oluşumuna yakından tanıklık eden Çağlar Konukman, Taksim’deki Rusya Konsolosluğu önünde yapılan 21 Mayıs eylemlerinin arka planını da dinleyicilerle paylaştı: “No Sochi 2014 sadece olimpiyat karşıtlığı üzerinden örgütlense de bizim uluslararası yapımızdı. Bu uluslararası eylem birlikteliğini nasıl başka platformlara da taşıyabiliriz diye düşünürken, bizim sembol tarihimiz, bir anlamda diaspora olmamızın sembolü olan 21 Mayıs 1864 tarihinden May21 doğdu. Bu, bir konuyla ilgili, soykırım ile ilgili projeler geliştirmek, olimpiyat oyunlarından sonra da etkin olmak amacıyla bir araya gelmiş kurumların eylem birliği idi. 2009 senesinde Çerkes Soykırımı söylemiyle sahaya inildi ve bu söylem kitleselleşmeye başladı.”
Üç temel soru’nun, eylemlerin yöntemi ve söylemi üzerinde belirleyici olduğu kaydeden Konukman, “Öncelikle neden protesto eylemleri diye sorabiliriz. Çünkü mevcut anma programları bizi tatmin etmiyordu. Kefken’de yapılan ve başlangıçta nitelikli bir şekilde ortaya çıkan anma programlarının da içeriksizleştirilerek ağlama törenlerine dönüştürülmesi bizi rahatsız etti. Bu yüzden soykırımın muhatabından hesap sorulmalı dedik” şeklinde konuştu.
“İkinci olarak, neden Rusya? Rusya Federasyonu mevcut politikalarıyla özellikle son 20 yılda Çarlık Rusya’sının tarihsel kolonileştirme misyonunu sahiplendiğini ve sürdürdüğünü defalarca gösterdi. Geçmişte uyguladığı soykırımla ilgili özür dilemek bir tarafa, bugün de aynı misyon doğrultusunda hareket etmeye devam ediyor. Bu yüzden bugün dahi bizim muhatabımız Rusya’dır” diyen Konukman konuşmasını şöyle sürdürdü: “Son olarak neden Çerkes Soykırımı? Biz buralara ‘göç’ denen bir süreçten geldik. Fakat artık terminoloji değişti. Çerkes gençleri inisiyatif aldı ve devletlerin, kendilerini sürenlerin, kendilerine kucak açtığını iddia edenlerin dayattığı terminolojiyi değiştirdiler. Göç, sürgün oldu. Ama işin aslına ulaşmak gerekiyordu. Bunun soykırım olduğunu ortaya koymak gerekiyordu. Yüz yılı aşkın savaş boyunca uygulanan metotlar bunun bir soykırım olduğunun delilidir, sadece 1859-1864 döneminde Soçi ve etrafından cereyan eden hadiseler de başlı başına soykırımın delilidir.”
Konukman konuşmasında, diasporada gerçekleştirilen eylemler ve diğer etkiliklerin Rusya’da ve dünya kamuoyunda ne şekilde yankı bulduğu, Gürcistan’ın Çerkes Soykırımın tanıması, Abhazya yönetiminin Soçi Olimpiyatları ile ilgili tavrı gibi konulara da değindi. Konferansın tamamını izlemek mümkün:
Kafkas Vakfı’nın geçtiğimiz yıldan itibaren aylık olarak düzenlediği konferanslara bu güne kadar Süleyman Seyfi Öğün, Alaeddin Yalçınkaya, Fikri Tuna, Kazım Berzeg, Ufuk Tavkul, Hüseyin Aykut, Setanay Nil Doğan, Nail Sönmez, Emre Erşen konuşmacı olarak katıldı.