İstanbul/Ajans Kafkas – İstanbul Kafkas Kültür Derneği dün akşam, bu yıl 80. Doğum günü kutlanan tanınmış Adige şair ve yazarı Meşbaş’e İshak’ı (İshak Maşbaş) ağırladı.
15 Ekim Cumartesi akşamı İstanbul Kafkas Kültür Derneği’nin Bağlarbaşı’ndaki salonunda düzenlenen program, sözlerini Meşbaş’e İshak’ın yazdığı Adıgey Cumhuriyeti Milli Marşı ile başladı. Ardından, programın açılış konuşmasını yapan dernek başkanı Yaşar Nogay, tarih ve gelenekten beslenerek, Adıge dili ve kültürüne ölümsüz eserler kazandıran yazara, ziyaretinden dolayı teşekkürlerini sundu.
Meşbaş’e İshak’ın yaşamöyküsü ile ilgili bir konuşma yapmak üzere söz alan İbrahim Çetao, konuşmasına Meşbaş’e’nin bir şiiriyle başladı. Çetao’nun verdiği bilgilere göre, eserleri Arapça, Türkçe, İngilizce, Macarca, Rusça, Lehçe gibi birçok dünya diline çevrilen Meşbaş’e İshak’ın bu güne kadar 15 şiir kitabı ve 17 romanı yayımlandı, birçok şiiri bestelendi, “Bzıyko Zawe” (Bzıyko Savaşı) adlı romanı operaya uyarlandı. Koşbaye Pşımaf ile birlikte ilk Adıgece Kur’an-ı Kerim mealini hazırlayan Meşbaş’e, halen Rusya Yazarlar Birliği Başkan Yardımcısı ve Adıgey Yazarlar Birliği Başkanı olarak görev yapıyor.
Yazarın eserleri hakkında bilgi vermek üzere kürsüye gelen Mevlüt Atalay da konuşmasına Meşbaş’e İshak’ın bir şiiriyle başladı ve çocukluk dönemini, büyüklerinden Kafkas-Rus savaşlarına ait hatıraları ve Nart destanlarını dinleyerek geçiren yazarın, bu deneyimini, eserlerine canlı bir biçimde aktardığını belirtti. Atalay, ayrıca Meşbaş’e İshak’ın, Sovyetler Birliğinin resmi ideolojisi tarafından belirlenen çizginin ve “sosyal gerçekçilik” akımının çoğu zaman dışına çıkarak “romantizm” etkisinin görüldüğü eserler kaleme aldığını kaydetti. Meşbaş’e İshak’ın “Mıve Şhal” (Taşdeğirmen) adlı romanını Türkçeye kazandıran Atalay, yazarın diğer önemli eserlerinden bazıları hakkında da dinleyicilere bilgi verdi.
Ardından, dinleyicilere hitap eden Meşbaş’e İshak, Türkiyeli Çerkeslerle birlikte olmaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti ve edebiyat serüveninin nasıl başladığını şu sözlerle anlattı: “80 yıllık yaşamımın 65 senesini yazarak geçirdim. İlk yazdığım, annemin söylediği sürgün ağıtlarıydı. Çocukların ağıtları duymasını istemiyorlardı, ama ben bu ağıtları duyarak büyüdüm. Bir yazar üç soru’nun peşinde olmalı: Nereden geldim, nereye gidiyorum, gittiğim yerde ne yapacağım? Eğer bir yazar bu üç soruyu cevaplayamıyorsa, yazmasının bir anlamı yok, çünkü içinde yaşadığı toplumun acısını da sevincini de dil getirmez.”
Meşbaş’nin, dinleyicilerle paylaştığı anılarından birini, Mevlüt Atalay şu sözlerle Türkçeye aktardı: “30 yaşlarımdayken Suriye’ye gitmiştim. Oradaki Çerkeslerle birlikteyken benden şiir okumamı istediler. Bir şiirimi okumaya başladım, ama bir kadının ağladığını görünce şiiri unuttum. Sonra bir genç çıktı, ben devam edebilirim dedi ve ezberden şiirimi okudu. Kadınsa ilk kez Adıgece şiir okunduğunu duyduğu için ağlıyordu.”
Konuşmasının ardından Meşbaş’e İshak’a, İstanbul Kafkas Kültür Derneği Başkanı Yaşar Nogay tarafından bir plaket verildi. Daha sonra yazar için, doğum günü pastası kesildi ve derneğin müzik grubu Si Wored tarafından kendi şiirinden bestelenen bir şarkı seslendirildi.