“Kırılgan Silahlar” düzeni (1)

Kavpolit’in Kafkasya’da “Kusursuz Fırtına” tartışması İvan Suhov’un makalesiyle devam ediyor.

Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Ulusal Ekonomi ve Kamu Yönetimi Akademisi araştırmacısı Denis Sokolov tarafından başlatılan tartışmanın bu bölümünde Kafkasya’daki mevcut devlet mekanizmasının çöküş olasılığı inceleniyor. Böyle bir ihtimalden söz edilebildiğine göre, tartışmaya, farazi çöküşün muhtemel sonuçları ve bundan kaçınmak veya en azından olasılığı minimize etmeye yönelik tedbirlerle devam edilebilir.

Kusursuz Fırtına olasılığı

Kusursuz Fırtına’dan devletin kurumsal çerçevesinin, yani egemenlik yapısı, düzenleyici sistemi ve mekanizmalarının yıkılması senaryosunu anlıyoruz, ki Kafkasya için böyle bir olasılık mevcut. Üstelik, Kafkasya’nın problemlerinin önemli bölümü ülkenin diğer bölgeleri için de geçerli. Özellikle Kafkasya’da devletin kurumsal kimliğinin ciddi şekilde zayıflamış olduğu çok açık.

Denis Sokolov’un belirttiği üzere, bölgesel ve federal yetkililer, bütünlük görünüşünü ve hatta devlet idaresinin gücünü temsil etmekte başarısız. Gerçekte ise çabaları, önemli oranda hukuk çerçevesi dışındaki gayri resmi ilişkilere dayalı ve kendilerine yarar sağladıkları bağımlılıklar sistemini desteklemeye yoğunlaşmış durumda.

Açıkçası, Hobbes tarzı anarşi yolunda ilerleniyor. Sürecin aksi yönde değişeceğine dair hiç bir öngörü yok. Devletin hizmet kalitesi sürekli düşüyor. Vatandaş veya tüzel kişinin günlük bir meselesini çözmekle yükümlü kurumların herhangi bir durumdaki girişimi masraf seviyesini artırmaktan öteye gitmiyor.

Bu, her gün “toplumsal sözleşmeyi” aşındırmaya devam eden ve nihai çöküş olasılığını arttıran bir sel demek. Bu sürece, azalmayan veya Kavkazki Uzel istatistiklerinin gösterdiği gibi önemsiz derecede azalan şiddet eşlik ediyor. İç savaş karakteri taşıyan “herkes herkese karşı” savaşı, artık mecazi değil gerçek anlamda kullanılıyor.

Rüzgar neden şiddetleniyor?

Henüz durumu “iyi yönde” değiştirebilecek, yani toplumsal sözleşmeyi yenileyecek ve devlet kurumlarını verimlilik aşamasına getirecek işaretler görülmüyor.

Aksine negatif eğilimi güçlendirecek, yani kaba bir tabirle dağılmayı hızlandıran faktörler söz konusu. Bunlardan ikisi dahili, birisi de harici faktörler.

Evvela, Rusya hükümetine, Kafkasya’yı devlet kaynaklarının aktarılacağı yerler listesinde koşulsuz önceliklerden biri olarak görme imkanı veren ekonomik durumun ani şekilde kötüye gitmesi.

Bununla doğrudan bağlantılı olarak, yerel menfaat gruplarının ulaşılabilir kaynaklarının azalması sorunu var ki, aralarındaki anlaşmazlığın büyümesi, yani “herkes herkese karşı” savaşına katkı anlamına geliyor.

İkincisi, son on beş yıl boyunca fiilen oluşan devlet başkanı ve bölgesel liderlerin karşılıklı sadakatine dayalı sistemin zayıflığı problemi var. Böyle bir sistem lokal olarak, ancak denklemindeki iki taraf da değer arz ettiği sürece etkili olabilir.

Genel türbülansın büyümesi durumunda özellikle görülecektir ki, bu kişisel sistemin acil devresi yok. Herhangi bir değerin yok olması çöküş riskini yükseltecek.

Çeçenya, Ramzan Kadirov’un idaresi altında, her ne kadar 15 yıl önce olduğu gibi geniş çaplı askeri çatışmalar bölgesi değilse de “nevi şahsına münhasır” bir başarı modeli sunuyor. Bu özel “başarı modeli” Çeçenya’dan ziyade Kadirov’un kendisine atfediliyor. Eğer Kadirov bir değer ifade etmez olursa Kafkasya’da siyasi yapılanma nasıl değişir, bunu kestirme şansımız yok, ama değişim kaçınılmaz olacak.

Üçüncüsü, Kafkasya’nın, Kremlin jeopolitik uzmanlarının isteyip istememesinden bağımsız olarak Büyük Orta Doğu’nun parçası olarak değerlendirilebilir olması. Son bir buçuk yıl gösterdi ki, Kafkasya, en azından vatandaşların önemli bölümü, devlet medyası ve sosyal araştırmacılarının ana gündem maddelerine, Kırım’ın Rusya’ya bağlanması ve Ukrayna’daki savaşa ilgi göstermiyor.

Kırım, Kafkasyalıları endişelendiriyorsa, bu da genel olarak yarımadada yaşayan ve yeni oluşan durumda baskı ve ayrımcılığa maruz kalan Müslümanlarla dayanışmaları bağlamında oluyor.

Gazze, Musul, Bingazi, Sana’dan gelen haberlerin Kafkasya için Donetsk, Lugansk, Debaltsev’den gelen haberlerden daha önemli olduğu aşikar. Son sayılan yerlerde, çatışmaların her iki safında da Kafkasyalı savaşçılar bulunuyor olmasına rağmen.

Orta Doğu, Kafkasya için globalleşen dünyada sosyalleşme açısından en az Rusya kadar, belki de daha önemli hale gelecek. Bu eğilimin yakın bir perspektifte ivme kaybetmesi için sebep yok. Fakat Rusya devletinin güç kaybetmeye devam etmesi ve olası çöküşü, Kafkasya’da yerini IŞİD’e bırakabilir.

IŞİD dışında, Kafkasya’ya taşınabilecek başka anlaşmazlıklar da var. Örneğin, İran ve “altılı” arasındaki müzakerelerin ilerlemesi ve Yemen’deki savaşa bağlı aniden alevlenen Şii-Sünni çatışması.

Sonuçta, Mahaçkale veya Coharkale’nin (Grozni) Suriye-Irak sınırına Moskova’dan bir buçuk kat daha yakın olduğu gerçeği göz ardı edilmemeli.

devam edecek